Yiyeceklerle ilgili bildiğimiz şeyler doğru mu?
Yiyeceklerle ilgili birçok şey duyduk ve hepsinin doğru olduğuna inanıp ona göre yaşamaya çalıştık.
Organik gıdaların daha besleyici olduğunu duyup özellikle çocuklarımıza organik süt, meyve veya sebze alıp yedirmeye özen gösterdik. Şekerin çocukları aşırı hareketli yaptığını öğrenince de çocuklarımıza özellikle yatmadan önce şeker vermedik. Kilo vermek için uğraşanlar da geceleri atıştırmanın şişmanlattığına inanıp akşam 7’den sonra bir şey yememeye çalıştı. Peki bu duyduklarınızın hepsinin yanlış olduğunu söylesek ne yapardınız?
HowStuffWorks isimli internet sitesinde yer alan habere göre, bugüne kadar yiyeceklerle ilgili bildiğiniz tüm doğruları unutun.
1- Zeytinyağı iyidir: Zeytinyağı iyi bir yağdır. Salatalarınızda kullanabilirsiniz, sebze yemekleri pişirebilirsiniz. Özellikle kalp sağlığınız için çok faydalıdır. Zeytinyağı tereyağı gibi hayvansal ürünlerden çıkarılan doymuş yağlardan daha sağlıklıdır. Ancak sonuçta zeytinyağı da bir yağ çeşididir ve bir yemek kaşığında 120 kalori bulunur. Örneğin, zeytinyağı iyi bir kalp dost polifenol kaynağı değildir. 55 kalorilik marul yiyerek 150 miligram polifenol kazanırsınız. Aynı etkiyi elde etmek için 600 kalori yani 5 yemek kaşığı zeytinyağı yemelisiniz. Ayrıca zeytinyağı marulun sağladığı vitamin ve mineralleri içermez. Bunun yanı sıra, zeytinyağını 205 dereceye kadar ısıtırsanız içindeki yağ molekülleri trans yağa dönüşür.
2- Şeker çocukları hareketlendiriyor: Yapılan bir dizi araştırma çocukların davranışıyla şeker tüketimi arasında herhangi bir biyolojik bağ bulunmadığını gösterdi. Uzmanlar gerçekleştirilen bilimsel çalışmalarda şeker tüketilmesiyle çocukların daha hareketli olması arasında bir bağ bulunmadığını açıkladılar.
3- Organik gıdalar daha besleyicidir: Organik gıdalar diğerlerinden daha besleyici değil. Normal gıdaların neredeyse 2 katı fiyatında olan organik gıdalar, diğer gıdalarla aynı oranda vitamin, mineral ve protein içerirler. 2012 yılında Stanford Üniversitesi’nde görevli araştırmacılar, bitkisel ve hayvansal ürünlerin nasıl yetiştiğine bakmaksızın aynı miktarda vitamin içerdiğini belirlediler. Sadece organik olan süt, peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerinde omega-3 seviyesinin biraz arttığı tespit edildi. Buna rağmen, organik gıdalarda tarım ilacı kalıntılarının daha az olduğu da bir gerçek.
4- Günde 8 bardak su içmelisiniz: Bu miktardaki su bir insanın günlük ihtiyacının üzerindedir. Günde 8 bardak su içmezseniz, vücudunuz susuz kalacak, zihin karışıklığından, eklem ağrılarına, yüz kırışıklığına kadar birçok hastalıkla uğraşacaksınız şeklindeki söylem yanlıştır. Bunun yerine sebzenizi yiyin ve geceleri 8 saat uyuyun. Çünkü, günlük olarak içmeniz gereken su miktarı sizin hareket seviyenize, yaşınıza ve yaşadığınız iklime bağlıdır. Sıvı ihtiyacını da sadece suyla karşılamak zorunda değilsiniz, meyve suyu ve süt de diğer seçenekleriniz arasında yer alabilir.
5- Gece geç saatte atıştırmak sizi şişmanlatır: Yatmadan önce tüketilen gıdaların kalori olarak döneceği düşünülür. Peki bu doğru mu? Yiyeceklerin sindirilmesi uzun sürer, kaloriler enerji için daha az kullanılır, bel çevrenizin genişliğini artırır. Ancak araştırmacılar, bunun böyle olmadığını belirtiyor. Vücudun metabolizması siz uyurken bile sürekli çalışır. Yemeklerinizi ister öğle saatinde, isterseniz gece yarısı yiyin aynı etkiyi görürsünüz. Çok fazla kalorili gıda tüketirseniz, günün hangi saatinde yediğiniz önemli değildir, size kilo olarak geri döner. Yemekler ile atıştırmalıkların zamanlamasından çok içerdikleri besinlerin önemli olduğunu unutmayın.
6- Yumurta kalbiniz için iyi değildir: Yumurta uzun yıllar kötü bir üne sahip oldu. İçerdiği yüksek kolesterol sebebiyle damarları tıkar ve kalp krizine yol açabilir deniyordu. Ancak araştırmacılar yumurtayla kalp sağlığı arasında doğrudan bir bağ olmadığını açıkladılar. Bir yumurta yaklaşık 200 miligram kolesterol içerir, günde 1 yumurta yemek yararlıdır, ancak günde toplam 300 miligramdan fazla kolesterol tüketmeyin. Hatta kolesterolüne dikkat etmesi gereken insanların bile haftada birkaç gün yumurta yiyebilir. Ancak yumurtayı yağda pişirerek tüketmeyin.
7- Parlak renkli sebzeler daha iyidir: Daha parlak, daha canlı renkteki yiyecekler sizin için daha iyi. Karalahana gibi parlak renkli sebzeler göbek salata gibi benzerlerine oranla daha fazla seviyede K vitamini ile daha fazla besin maddesi içermesine rağmen, bu değişmeyen bir kural değil. Birçok renkli sebzenin bu tür bir özelliği yok. Parlak sebzeleri sizin için sağlıklı yapan bazı fitokimyasallar soluk ve beyaz renkli sebzelerde de bulunabiliyor. Çünkü bazı fitokimyasallar renksizdir. Örneğin, kereviz vitamin, kalsiyum ve kan basıncını düşüren phthalides gibi belirli fitokimyasallar ile doludur. Bir diğer soluk renkli sebze olan lahana da dolmalık biber ve taze fasulye karşısında gücünü korur. Lahanada bol miktarda C vitamini vardır ve kanser riski düşüktür. Bunun yanı sıra bileşenler açısından zengin olan soğan da kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı. Ayrıca C vitamini, izotiyosiyanat içeren karnıbahar da kanserle savaşmada yardımcıdır.
8- 6 küçük öğün 3 ana öğünden iyidir: Yıllardır özellikle kilo vermek istediğinizde “3 ana öğün yerine, günde azar azar 6 öğün yemek yemeniz daha iyidir” şeklinde tavsiye edilmiştir. Bu şekilde metabolizmanızı desteklersiniz ve daha fazla kalori yakarsınız. Ancak British Journal of Nutrition dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, günde 3 kez az kalorili gıdalar tüketen obez katılımcılar, aynı yemeğin 6 öğüne bölünmüş halde yiyen katılımcılarla aynı miktarda kilo kaybettiler. Açlık belirtileri ya da iştah kontrolü arasında herhangi bir fark tespit edilmedi. Ne zaman tüketildiğine bakılmaksızın kalori kaloridir.
9-Kırmızı gıda boyası çocuklarda dikkat eksikliğine yol açıyor: Ülkemizde de sık kullanılan gıda boyasıdır. Dondurma, şekerleme ve içeceklerin yanı sıra renkli taş, oyun hamuru ve kozmetik, temizlik ürünlerinde de kullanılır. Bu yiyeceklerin büyük çoğunluğunu çocuklar tüketiyor ve bazı çocuklarda gıda boyalarının hiperaktiviteye yol açtığından şüpheleniliyordu. FDA, 2010 yılında bu maddelerin hiperaktiviteye yol açmadığını, ancak hiperaktivite olan bazı çocuklarda sorunlarını artırdığını açıkladı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment