Tabiatın hazinesi çekirdekte saklı
Fındık ya da fıstık zarı, nar, şeftali ve kuşburnunun çekirdekleri, buğday ruşeymi… Akla gelmeyecek pek çok üründen üretilen yağların kimi sağlıklı kalmak için içiliyor, kimi kozmetikte kullanılıyor.
“Taşı sıksa suyunu çıkarır!” diye bir tabir vardır ya, Tabia firması için durum biraz farklı. Zira onlar taşı değil belki ama akla hayale gelmedik meyve ve tahılların yağını çıkarıyor. Fındık ya da fıstık zarı, kuşburnu, şeftali, kayısı hatta nar gibi meyvelerin çekirdeklerinden bile yağ üretiyorlar. Üstelik ülkemizde ilk defa denenen bir yöntemi kullanarak bu yağları fiziksel ya da kimyasal hiçbir işleme maruz kalmadan tamamen doğal bir şekilde elde ediyorlar. Biz de kozmetikten sağlığa birçok alanda kullanılan Tabia yağlarının üretildiği Aydın’ın Söke ilçesindeki fabrikayı gezdik ve Doğal Destek Ürünleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel ile hangi yağların nelere iyi geldiğini konuştuk.
Çekirdek ve tohumlar meyve bitkilerinin özünü taşıdığı için çok daha değerli aslında. Tonlarca meyve çekirdeğinden bir kilo yağ ancak çıkartılıyor. Zekeriya Temizel, en çok da bu yağa gereken değerin verilmemesine hayıflanıyor. Zira kayısıdan şeftali ve nara kadar birçok meyvenin ihracatı yapılsa da, bu alandaki geliri beş-on katına taşıyacak yağlar değerlendirilmiyor. Eski Maliye Bakanı olan Zekeriya Temizel’in bu işe girme fikri de bundan birkaç yıl önce mensubu olduğu Ülke Politikaları Vakfı’nda şekillenmiş. Bu alandaki açığı fark etmesiyle işe başlaması bir olmuş. Henüz birkaç yıl olsa da hayli mesafe kat ettiklerini anlatıyor. Buğday ruşeyminden tutun çörekotuna, vişne, şeftali, kayısı, nar ve kuşburnu çekirdeğinden tutun keten tohumu, nane, fesleğen ve bademe kadar onlarca bitki ve meyveden yağ üretiyorlar. Kimi sağlıklı kalmak için içilirken kimi de kozmetikte haricen kullanılıyor. “İçemediğiniz hiçbir ürünü yüzünüze sürmeyin!” sloganından hareketle çıkmışlar yola. Bunu yaparken de gazların sıkışıp sıvı hale gelmesini sağlayan dünyanın en ileri ekstraksiyon yöntemi olan süperkritik karbondioksit (SC-CO2) yöntemini kullanıyorlar.
Buğday ruşeym yağı: Buğdayın embriyosu aslında. Besin değerini kazandıran bileşenlerin büyük kısmı burada gizli. Ancak bu değerli kısım buğday işlenirken unun raf ömrünü kısalttığı ve mayalanmayı geciktirdiği için üreticiler tarafından ayrılıyor. Başka bir deyişle besin değeri yüksek kısım çöpe gidiyor adeta. Ruşeymden elde edilen ruşeym yağında doğal E vitamini, Alpha, Beta ve Gama Tokoferol, omega 9, omega 6 ve omega 3 bulunuyor. Bir ton buğdaydan 20 kilo ruşeym, 20 kilo ruşeymden de 1 kilo ruşeym yağı elde ediliyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, refleksleri hızlandırıp kaslarda enerji depolamaya yardımcı oluyor. Sporcuların performanslarını artırmada, çocuklarda fizyolojik gelişmelerini desteklemede, bağırsak florasının ve mikrobiyal dengesinin korunmasında yardımcı bir besin. Bu yöntemle üretilen ruşeym yağında gluten bulunmadığı tespit edilmiş. Bu nedenle gluten alerjisi bulunanlar veya çeşitli nedenlerle glutensiz gıdalarla beslenmek zorunda olanlar için buğday ruşeymi yağı önemli bir besin desteği. Özellikle karaciğer hasarlarının tedavisine de yardımcı.
Çörekotu yağı: Efendimiz’in (sas) ‘Ölümden başka her derde deva’ olarak gösterdiği çörekotu, üzerinde en çok araştırma yapılan bitkiler arasında. Çörekotu yağı bünyesinde, omega 6 yağ asidi, faydalı elementler, enzimler ve vitaminler gibi 100’den fazla öğe bulunuyor. Çörekotu yağı, özellikle buğday ruşeym yağıyla birlikte vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmede etkili. Antibakteriyel özelliği olup mantarlarla savaşta da güçlü bir silah.
Nar çekirdeği yağı: Nar çekirdeği yağının antioksidan özelliğinin yanı sıra bol miktarda E vitamini barındırıyor. Nar çekirdeği yağı üç bağ içeren konjuge yağ asitlerini (CLA) yapısında bulunduran ender bitkisel kökenli yağlardan. Yapılan araştırmalarda nar çekirdeği yağının meme kanserinde kanserli hücrelerin kendi kendini yok etmesini teşvik ettiği yolunda bulgular ortaya konmuş. Yüksek tansiyon hastaları da tercih ediyor. Yine içeriğindeki E vitamini sebebiyle özellikle nemlendirici etkisiyle cilt bakım ürünü olarak da haricen kullanılabiliyor. Nar çekirdeği yağıyla kuşburnu çekirdeği yağının karışık olarak yer aldığı cilt bakım yağı da cildin kaybettiği elastikiyeti geri kazanmasını sağlayarak sarkma ve kırışıklıkları önlüyor.
Kayısı çekirdeği yağı: Kayısı çekirdeği yağı potasyum ve A vitamini özü karoten yönünden zengin doğal içeriği ve ideal omega yağ asitleri bileşimiyle çok değerli bir cilt bakım ürünü. Erken yaşlanan, normal ve karma ciltlerin sorunlarının giderilmesinde oldukça yardımcı. Besleyici ve canlandırıcı özelliği var. Kuruyan, nem dengesi bozulan cildin tekrar beslenerek dengesini bulmasına katkıda bulunuyor. Kayısı çekirdeği yağı, hassas bölgelerde ve göz etrafında da kullanılıyor. Cildin soğuğa karşı korunmasında da etkili. Cilde masaj yaparak uygulanıyor.
Vişne çekirdeği yağı: Vişne çekirdeği yağı, içeriğindeki zengin vitamin, mineral ve doymuş yağ asitleri nedeniyle doğal bir nemlendirici. Cildin nemlendirilmesinde, UV ışınlarından korunmasında, akneli ciltlerin bakımında ve düzenli kullanıldığında cildin ölü derilerden temizlenerek canlılık kazanmasında etkili.
Şeftali çekirdeği yağı: Bu ürüne yapısı nedeniyle ‘yağ gibi olmayan yağ’ demek daha doğru aslında. Bu özel yağ, cildi temizlerken ve gözenekleri tıkamıyor. Ayrıca yağlı ciltler için uygun. Her cilt tarafından kolay ve hızlı bir şekilde emiliyor. Omega yağ asitleri bileşimi ve içeriğinde bulunan A, B ve E vitaminleri sayesinde cildin besleyerek pürüzsüz görünmesini sağlıyor. İçerisinde bulunan vitaminler nedeniyle antioksidan özelliklere sahip.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment