Sürekli yalan söylemek, kişiyi toplum içerisinde önemsizleştiriyor
Günlük yaşam koşulları nedeni ile insanların masum dahi olsa yalan söyleme ihtiyacı duyduğu anlar olabiliyor. Sürekli yalan söylemenin kişiyi toplum içerisinde önemsizleştirdiğini belirten uzmanlar, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz vakaların da yalan ‘mitomoni’ hastalığına sebep olabileceğini belirtti.
Uzman Dr. Mehmet Yavuz, mitomoni hastalığı ile ilgili bilgiler verdi. Sürekli yalan söylemek bir hastalık sebebi diyen Yavuz, “Yalan söyleme isteği kendi içinde masum olmamakla birlikte ortaya çıktığında yalan söylediğiniz insana daha sonrasında güvensiz ve yalancı izlenimi bırakabilirsiniz. Bu his yalan söyleyen kişiye yönelik duygu ve düşüncelerinde değişiklik meydana getirmekle beraber; ona olan güveninde ciddi bir azalmaya sebep olur. Yalan söyleme davranışı sürekli bir hal almış ise mitomaniden bahsedilebilir.” dedi.
Çocukluk dönemindeki yaşanan olumsuz vakaların mitomoni hastalığına zemin hazırladığını belirten Dr. Mehmet Yavuz, “Mitomani, yalan söyleme hastalığı olarak bilinir. Mitoman ise mitomaniye yakalanmış kişi demektir. Mitomani bir çeşit dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanabilir. Bu hastalığa yakalanan kişi amaçsızca ve düşünmeden karşısındaki insanlara yalanlar söyler. Mitomaninin oluşumu kişilerin çocukluk dönemine kadar gitmektedir. Çocukluğunda aile için söylenen yalanlara şahit olan, aşağılık kompleksli, ebeveynler tarafından haksız yere cezalandırılma ve toplum içerisinde dışlanma gibi etkenler ileriki yaşlarında kişilerin mitoman olmasına sebep olabilmektedir.
Mitomanların en belirgin özelliği sonrasında ne olacağını hiç hesaplamadan kendi uydurdukları yalana insanları inandırıp ve bu durumun keyfini sürmektir. Yalan söylerken duyulan haz, sonrasında yerini pişmanlığa bırakır. Yalanları gelişigüzeldir ve yakalandıklarında nasıl toparlayacaklarına dair en ufak bilgileri yoktur. Mitomanlar en ciddi problemleri eşleriyle yaşarlar.” diye konuştu.
Sürekli yalan söylemek kişiyi toplum içerisinde önemsizleştirdiğini vurgulayan Dr. Mehmet Yavuz şunları ifade etti:
“Söylenen yalanlara bakıldığında aslında hepimizin günlük hayatta sıkıştığımızda başvurduğumuz yalanlardan çok farklı olmadıklarını görmekteyiz. Yalana artık o kadar çok başvurulmaktadır ki kişinin adı yalancıya çıkabilmekte, kimse onun söylediklerine itibar etmemektedir. Ancak bunlar genellikle ilgi çekmeyi seven kişiler olup söyledikleri yalanlar da zarar veren yalanlar olmadığı için genellikle yalancı olarak bilinseler bile çevrelerinden çok sert tepkiler almayıp sadece ‘yine yalan söylüyor’ diye geçiştirilebilmektedirler. Bu kişilerin söyledikleri yalanlar gerçek anlamdaki yalanlardan farklı olarak, birbirini destekleyen olay örgüsüne sahip olmadığı için çabuk fark edilmekte örneğin; işe gitmek istemediğinde hasta olduğu için gelmediğini söyleyen daha sonrasında bunu başka bir bahaneyle gelmediğini söyleyebilmekte kimi zaman da hayatı ve ailesi hakkında yalanlar söyleyebilmekte ya da çok zor bir çocukluk geçirdiyse bunun yerine çocuklukta ne kadar büyük imkanlara sahip olduğunu anlatabilmekte, anlattığına kendisi de inanarak ipin ucunu kaçırabilmektedir.”
Mitomoni hastası kişiler sanal ortamda kendilerini daha rahat hissederler diyen Dr. Mehmet Yavuz, “Günümüzde sanal alemin yaygınlaşması ile giderek artmakta ve ortaya çıkarılması zorlaşmaktadır. Mitoman kişiler bulundukları ortamda tanınıp yalancı olarak tanındıklarının bilincinde kişilere zarar verememekte fakat sanal alem de zararlı boyutta yalanlar söyleyebilmektedir.
Mesela; kendisini zengin, yakışıklı ve genç tanıtabilmekte bazen de özgüveni yitik kişilerde ise bu durum hep olmak istedikleri karaktere bürünerek tanıtabilmektedirler. Bazen de cinsiyetlerini farklı tanıtarak sanal ortamda rahatlıkla flört edebilmektedirler. Ne yazık ki günlük hayatta mitoman kişilerin söyledikleri her zaman fark edilmiyor ve birçok insanı kandırarak yaşantılarını devam ettiriyorlar. Mitomanlık psikiyatride dürtü kontrol bozukluğu olarak tarif edilmekte olup alışveriş hastalığı, patolojik kumar gibi bir takım hastalıklarla bir arada anılmaktadır. Bu durumun özelliği kişinin yalan söylemek için, içinde büyük bir arzu-istek duyması, yalan söyleyince bir süre pişmanlık yaşaması ama sonra gene yalan söylemeye devam etmesi ile karakterize olmasıdır. Mitomanlar özellikle de yalan söyledikleri açığa çıktığında bile yalan söylemeye devam edip, yalan söylediklerini inkar etmeleri nedeniyle ‘yüzüme baka baka yalan söylüyor’ sözüne muhatap olmakta ve bu nedenle dost ve arkadaşlarından tepkiler alıp arkadaşsız kalabilmekte ama buna rağmen yalan söylemeye devam edebilmektedirler. Sonuç olarak mitomani kimi zaman normal kişilerde rastlansa bile, boyutları büyüdüğünde hastalık olarak ele alınmalı ve tedavi edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment