Stres mi hastalık mı?
Şu sıralar okul telaşı aldı çocukları, karınlar ağrımaya, mideler bulanmaya başladı çoktan. Bahane mi gerçek mi bilinmez ama ‘ateşim çıktı’nın da eli kulağında. Stresli durumlarda yaşadığımız şikayetler aslında bize ne söylemek istiyor?
İş görüşmesinde heyecandan sırılsıklam terleyip hasta olanlar, sınav öncesi bulantısı, sevmediği bir misafir gelince migreni tutanlar… Gündelik hayatta duygularımızın yansıması olarak birçok problemle karşılaşıyoruz. Bunların bazılarını hafif şekilde atlatmak mümkünken bazıları hayatımızı zorlaştırmaya devam eder. Huzurumuz bozulur, uykularımız kaçar, iştahımız azalır. Daha dalgın oluruz belki, o günlerde birçok kaza atlatırız veya kaza geçiririz. “Özellikle böyle olduğu durumlarda, probleminize kulak verin! Çünkü problemler bize önemli şeyler söyler. Bu açıdan, problemlere, kendimizin, içinde yaşadığımız ailenin veya yakın ilişkilerimizin ihtiyaçlarını fark edebileceğimiz ipuçları olarak bakabiliriz.” diyor Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışma Merkezi’nden uzman psikolojik danışman Nur Ağdelen.
Problemlerin ihtiyaçlarımıza işaret edici özelliklerine baktığımızda, hastalıklarımızın da bizlere önemli sinyaller verdiğini düşünebiliriz. “Bizler için stres unsuru olan herhangi bir şey bağışıklık sistemimiz için zorlayıcı bir nitelik taşır. Dolayısıyla gergin, üzgün olduğumuz, zorluklar yaşadığımız dönemlerde, savunmalarımız zayıfladığından, hastalığa yakalanma riskimiz artar. Tersinden düşünecek olursak, moralimizin yüksek olması, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizi hastalıklardan koruyabilir veya hastalığımızın şiddetini azaltabilir.” diyor, Nur Ağdelen. Her insan için stres yaratan durum farklı. Örneğin, değerlendirilmek kimi insanı performansını olumsuz yönde etkileyecek ölçüde kaygılandırmazken, sınanacak olmak başka biri için yoğun stres yaratan bir durum olabilir. Nur Ağdelen’e göre sınav dönemlerinde grip olmak ve sınava gidememek, hiç görmek istemediğiniz bir kişiyle tam görüşmeye gidecekken migreninizin tutması, çocuğunuzla tartışmanız sırasında ve sonrasında vücut sıcaklığınızın artması, ter dökmeniz birer tesadüf değil. Yaşadığınız mide-bağırsak rahatsızlıkları, iştahınızın kesilmesi veya açılması, uyku bozuklukları da bunlara örnek olabilir. Ruhsal olarak zorlandığımız noktalarda bağışıklık sisteminin işlevselliği de azalıyor. Bunun sonucunda bedenimizde veya davranışlarımızda değişiklikler meydana geliyor. Bu açıdan hastalıkların ‘sözel veya sözel olmayan mesajlarla ifade edilemeyen duyguların ifadesi’ olduğunu düşünüyor Ağdelen. Sizi veya çocuğunuzu savunmasız duruma getiren duygularınızı uygun bir şekilde ifade etmenin yolunu bulmaya çalışmak ve hastalandığınız zamanlarda size neyin iyi geldiğini keşfetmek bu yüzden önemli. Her hastalığın ruhsal tetikleyicilerini bulmak ise kolay olmayabilir. Gerekirse, sizi zorlayan, sıklıkla hissettiğiniz olumsuz duyguları bir uzman eşliğinde incelemek gerekebilir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment