Psikiyatrik tanı yöntemleri geçerliliğini yitiriyor

Psikiyatrik tanı yöntemleri geçerliliğini yitiriyor

Dünyadaki en büyük ruh sağlığı araştırma kurumlarından ABD Ulusal Sağlık Kurumu (NIMH), psikiyatrik rahatsızlıkların semptomlara bağlı olarak belirlenmesine dayanan tanı yöntemini terk ediyor.


Psikiyatrların tanı koyarken başvurduğu en önemli kaynak olarak kabul edilen, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) yayımladığı, Akıl Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatiksel El Kitabı’nda (DSM) yer alan tanıların geçerliliğini sorgulayan kurumun açıklamasında, “Akıl sağlığı problemi olan hastalar daha iyisini hak ediyor” ifadesi kullanıldı.


Kurumun Direktörü Thomas Insel, NIMH’nin resmi blogu aracılığıyla yayımladığı yazıda, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi akıl hastalıklarının, hastalarda görülen semptomlara göre sınıflandırılması yönteminden vazgeçilmesini ve daha objektif olan genetik bilimi, kendini tekrarlayan anormal faaliyet kalıpları ve bilişsel yetileri gösteren beyin taramalarının bu yöntemin yerini alması gerektiğini savunduklarını bildirdi. İnsel, “Psikiyatrik tanıların semptomlara değil bilime dayanmasını istiyoruz” dedi.


DSM’deki kriterler yıllardır, yararlılığını yitirdiği, gerçekte hastalık olmayan sorunları, sağlık sorunlarına çevirdiği ve ilaçlarına yeni pazarlar bulmak isteyen şirketlerin haksız etkisi altına girildiği gerekçesiyle eleştiriliyordu. DSM’de bazı ruhsal bozuklukların tanımlarının genişletilmesinin, bipolar bozukluk ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu gibi tanıların aşırı sayılara ulaşmasına yol açtığı da dile getiriliyordu.


DSM’de yer alan tanıların, tıpta iskemik kalp hastalığı, lenfoma veya AIDS gibi hastalıkları tanımlamada kullanılan objektif laboratuvar ölçümleri yerine, üzerinde fikir birliğine varılmış klinik semptom kümelerine dayandığına işaret eden Insel, “Tıbbın diğer bütün branşlarına göre bu yöntem, göğüs ağrısının çeşidine veya ateşin niteliğine göre tanı yaratmaya benziyor” dedi.


Bilim adamlarının semptomların tek başına en iyi tedavi seçeneğini göstermediğini öğrenmeleri nedeniyle bu tip belirtiye dayalı tanı yönteminin tıpta son 50 yılda geçerliliğini yitirdiğine dikkati çeken İnsel, biyolojiye dayalı tanıları hızlandırmak amacıyla DSM’den vazgeçeceklerini belirtti.


DSM yerine, basına 18 ay önce tanıtılan, NIMH’nin, “Araştırma Alanı Kriterleri Projesi” olarak adlandırdığı projedeki yaklaşımı benimseme kararı aldıklarını kaydeden Insel, “DSM’deki sınıflandırmaları altın standart olarak kabul ederek başarılı olamayız. Bu nedenle NIMH, DSM’deki sınıflandırmalardan uzaklaşarak yeni bir yönelimi benimsiyor” dedi.


Söz konusu yaklaşım, ruh sağlığı bozukluklarını, kendini tekrarlayan belirgin bilişsel kalıpları, duygu durumunu ve davranışları yöneten beyin devreleriyle bağlantılı biyolojik sorunlar olarak görüyor ve davranışları düzeltmeye yönelmek yerine söz konusu biyolojik problemleri tedavi etmeye odaklanıyor.


Bu yaklaşımının uygulanmasının en az 10 yıl alacağının farkında olduklarını söyleyen Insel, ancak kurumun bu yaklaşımı, hastaları, kanser tanı ve tedavisinde çığır açtığını belirttiği “tıbbi kesinlikle” buluşturmada bir ilk adım olarak gördüğünün altını çizdi.

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.