Panik bozukluğun tedavisi mümkün mü?
Panik atak ile sık karıştırılan panik bozukluk, günümüzde her 4 kişiden 1’inde görülen ancak tedavisi mümkün olan bir hastalık.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre anksiyete bozukluklarının görülme sıklığı son yıllarda artış gösteriyor. Bununla birlikte ‘panik bozukluk’ ve ‘panik atak’ kavramları birbirine sıkça karıştırıldığından çoğu kişi kendinde panik atak olduğu yanılgısına düşüyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Psikiyatri bölümünden Dr. Bekir Tasalı, panik atak olduğu düşünülen birçok durumun aslında panik bozukluk olduğunu söyledi. Panik bozukluk durumunun, bir reaksiyon ya da bazı durumların uyarabildiği bir tepki olarak ve bir tür nevrotik bozukluk şeklinde ortaya çıktığını ifade etti.
Panik bozukluk durumunun panik atağa oranla çok daha hafif bir psikolojik sorun olduğunu ve tedavi edilebildiğini belirten Dr. Bekir Tasalı, “Klasik olarak nevroz terimi bireyde anksiyeteye karşı özel savunma belirtileriyle kendini belli ediyor, bireyin gerçekle bağlantısı kopmuyor, toplumsal uyumunun fazla bozulmuyor ve psikozlara göre bütün fonksiyonlarda bozukluk çok daha hafif gözleniyor. Bu tür bozukluklarda gerçeği değerlendirme gücü veya yeteneği bozulmuyor. Yani kişi hastalığını biliyor ve düşüncelerini saçma buluyor. Nelerin veya neyin düşünce, istek ya da düş; neyin eylem ya da olay olduğunu rahatlıkla fark edebiliyor.” dedi.
HER 4 KİŞİDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Dr. Tasalı, şu bilgileri verdi: “Panik bozuklukta temel patoloji, anksiyete yani bunaltı olarak kendini gösteriyor. Panik bozukluk son yıllarda her 4 kişiden birinde görülen bir rahatsızlık. Yaşam boyu en az 1 defa panik nöbeti geçirme sıklığı yüzde 10. Kadınlarda görülme oranı ise erkeklere göre daha fazla. Panik bozukluğun oluş sürecinde bireyde anksiyeteden önce öznel ya da nesnel belirtiler gözleniyor. Kişi bu belirtileri algılayıp olduğu gibi yaşayabiliyor ya da savunma mekanizması devreye girdiği için bilinçaltı bu anksiyeteleri bastırmaya çalışabiliyor. Bu bastırma düzeneği veya daha değişik savunmalar yeterli gelmezse bireyde panik bozukluk belirtileri gözlenmeye başlıyor.”
Panik bozukluk rahatsızlığında, panik nöbetler olmadığı zamanlarda hastanın genel durumunda hiçbir bozukluk görünmediğini belirten Tasalı, hastalığın belirtileri için şunları ifade etti: “Ancak panik nöbeti olduğu sırada hasta ileri derecede telaşlı ve hareketli görünüyor. Bununla birlikte çarpıntı, titreme, ağız kuruluğu, hava açlığı veya nefes alamama, nefes alamamadan ötürü boğulma hatta ölme korkusu gibi şikayetler de gözlenebiliyor. Panik nöbetinin olmadığı durumlarda kişilerarası ilişkilerde herhangi bir bozukluk görülmezken, nöbet sırasında kekeleme ve konuşma güçlüğü görülebiliyor. Bu süreçte kişi çok gergin oluyor ve her şeyin kötü olduğu ya da olacağı duygusu yaşıyor. Her durumun tehlikeli ve olumsuz olduğu duygusu yayılıyor. Bununla birlikte karın ağrıları, psikojenik bulantılar, sık idrara çıkma, sıcak soğuk basmaları ve kan basıncının yükselmesi oldukça yaygın görülüyor. Bu nöbetler genellikle 10-15 dakika sürüyor. Başlangıçta hasta neye uğradığını anlayamayabiliyor ve delireceği ya da öleceği korkusuyla yakınlarından yardım bekleyebiliyor.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?
Panik bozukluğun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Tasalı, “Nöbet sonrasında panik bozukluğundan şüphelenilmesi durumunda tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana görünmek önemli. Panik bozukluk tedavisinde uygun bir ilaç tedavisini takiben psikoterapötik yaklaşımlar, özellikle bilişsel davranışçı yöntemler, destek psikoterapileri, uygun zamanlama ile üzerine gitme yöntemleri, meşguliyet tedavileri ile çok iyi sonuçlar elde edilebiliyor.” dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment