Mutluluk ömrü uzatmıyormuş…

Mutlu insanlar daha uzun yaşarlar; yapılan bir çok araştırma bize bunun böyle olduğunu göstermişti.

Halbuki, tıp dergisi Lancet’te yayınlanan yeni bir makaleye göre gözlemlenen bu uzun ömrün asıl sebebi mutluluk değilmiş. Onun yerine, özellikle sağlıklı olmak gibi insanları mutlu eden şeylerin aslında onları erken ölümden koruyan şeylerle aynı şeyler olduğu görülmüş.

Çalışmayı yapan yazarlara göre, “Mutluluk ve benzeri iyi olma ölçülerinin ömür üzerinde doğrudan herhangi bir ilişkisi görülmüyor.”

Uzun ömür ile mutluluk arasındaki bu gizemli ilişkiyi aydınlatmak üzere Sydney’de bulunan University of South Wales’de epidemiyoloji uzmanı Dr. Bette Liu’nun öncülüğünde bir grup araştırmacı, “Million Women Study” adlı çalışmaya katılan 719.671 kişiden elde edilen verileri değerlendirdi. Çalışmaya katılan bütün bayanlar 1996 ile 2001 yılları arasında çalışmanın aktif bir parçası idiler.

Çalışmaya katıldıktan üç yıl sonra araştırmacılar onlara hangi sıklıkta kendilerini mutlu hissettiklerini sordu. “Çoğu zaman” cevabını veren %39’luk dilim ile “genelde” cevabını veren %44’lük dilim, mutlu olarak kabul edilirken, “bazen” ya da “nadir/hiç bir zaman” cevabını veren %17’lik kısım ise mutsuz olarak kabul edildi.

Katılımcı bayanlardan, aynı zamanda, sağlık durumlarını da “çok iyi”, “iyi”, “ortalama”, ve “zayıf” olarak nitelendirmelerini istediler. Aşağı yukarı 10 yıl boyunca takip edilen bu bayanların %4’ü (31.531) bu zaman dilimi içerisinde vefat etti.

Yapılan ilk değerlendirme sonucunda, mutsuz olduklarını söyleyen bayanların mutlu olduklarını söyleyen yaşıtlarına göre ölme ihtimalinin %29 daha yüksek olduğu görüldü. Ancak, mutsuz olan kadınların aynı zamanda sağlıksız oldukları da bir gerçekti. Bu bağlantıyı dikkate aldıktan sonra, mutluluk ve ölüm arasındaki bu ilişki ortadan kalkmış oldu. Sosyoekonomik durum, egzersiz ve uyku alışkanlıkları, eş durumu, dindarlık durumu gibi farklı değişkenler de işin içine girince bu ilişki iyice ayrılmış oldu.

Sağlık durumlarını ortalama ya da zayıf olarak nitelendiren %20’lik kısmın ölme ihtimalinin sağlık durumlarını iyi ya da çok iyi olarak nitelendiren %80’lik kısma nazaran %67 daha yüksek olduğu görüldü. Fakat her bir grup içinde kendi mutlu ya da mutsuz olarak nitelendiren kişilerin ölme ihtimalinin aynı olması dikkat çekti.

Kalp problemleri ya da kanser sebebiyle vefat eden bayanlar üzerine yoğunlaşınca, sonuçların yine aynı olduğu görüldü: Çalışmanın başında mutlu olduklarını söyleyen bayanların ölme riski, mutsuz olduklarını söyleyen yaşıtları ile aynı idi.

Son olarak, araştırmacılar, meseleye farklı bir açıdan yaklaşarak, kendilerini “kontrolü elinde tutan, rahat, stresten uzak” olarak hisseden bayanların ölümden uzak olup olmadıklarını görmek istediler. Sağlık durumları iyi ya da çok iyi olan bayanlarda bu tür stres bağlantılı ölçülerin ölüm riski üzerinde hiç bir etkisi olmadığını gördüler.

Sonuç olarak, araştırmacılar, “İleride olması muhtemel bir sonuç üzerine kurulan geniş çaptaki çalışmamıza göre, mutluluğun başlı  başına kalp rahatsızlığı, kanser, ya da genel olarak ölüm riskini azaltan bir etkisi olduğuna dair sağlam hiç bir delile rastlanmamıştır” kanaatine vardılar.