Related Articles
Kalp-damar hastalıklarını nasıl önleriz?
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof.Dr. Lale Tokgözoğlu, Türkiye’de 2013’te yüzde 39.6 olan kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm oranının, geçen yıl yüzde 40.4’e yükseldiğini söyledi.
Prof.Dr. Tokgözoğlu, Avrupa’da 60-65 yaşları arası kaydedilen kalp krizi yaşının da Türkiye’de 10 yaş daha erken bir ortalamada seyrettiğini vurguladı.
TKD’nin 31’inci Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi, ulusal ve uluslararası düzeyde akademisyenlerin katılımıyla 22-25 Ekim’de Antalya Belek’te gerçekleşiyor. TKD Başkanı Prof.Dr. Lale Tokgözoğlu ve TKD yöneticileri Prof.Dr. Mahmut Şahin, Prof.Dr. Engin Bozkurt, Prof.Dr. Necla Özer, Prof.Dr. Merih Kutlu, Prof.Dr. Sinan Aydoğdu, Prof.Dr. Enver Atalay ve Prof.Dr. Adnan Abacı’nın katılımıyla Maxx Royal Hotel’de basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda kongre ve kardiyoloji alanında kaydedilen gelişmeler anlatıldı.
TKD Başkanı Prof.Dr. Lale Tokgözoğlu, 40’ı aşkın yabancı ve 350 Türk konuşmacının sunum yaptığı kongrede 3 bine yakın katılımcının kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili bilgi alış verişinde bulunduğunu söyledi. Kalp-damar hastalıklarının çağın salgını olduğunu, Türkiye ve dünyada erişkinlerde 1 numaralı ölüm nedeni olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Lale Tokgözoğlu, TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2013’te yüzde 39.6 olan kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm oranının, geçen yıl yüzde 40.4’e yükseldiğini söyledi.
ERKEN ÖLÜMLERDE YÜZDE 25 AZALTMA HEDEFİ
BM ve Dünya Sağlık Örgütü’nün 2025’e kadar tüm dünyada kalp hastalıklarından erken ölümlerin yüzde 25 azaltılmasını hedeflediğini belirten Prof.Dr. Tokgözoğlu, bu yaklaşımın Türkiye Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı 2015-20 Eylem Planı’nın da temelini oluşturduğunu dile getirdi. Prof.Dr. Tokgözoğlu, eylem planına göre, büyük ölçüde insanların sağlıksız yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanan kalp ve damar hastalıklarını önleyebilmek için bilinçlendirme çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.
“TÜRK HALKI GENÇ YAŞTA KALP KRİZİ GEÇİRİYOR”
Avrupa’da ortalama 60-65 arası olarak kaydedilen kalp krizi yaşının, Türkiye’de 10 yaş daha erken bir ortalamada seyrettiğine işaret eden Prof.Dr. Tokgözoğlu, aile içi evliliklerin fazla olduğu bölgelerde bu hastalığın daha sık görüldüğünü kaydetti. Kalp krizi geçirdikleri sırada 45 yaşın altında olan kişilerin özel bir hasta grubunu oluşturduğunu belirten Prof.Dr. Tokgözoğlu, hasta ve ailesi üzerindeki psikolojik ve ekonomik etkileri nedeniyle önemli bir sorun olarak gösterdi.
TÜRKİYE’DE YAYGIN SORUN
Ailevi kolesterol yüksekliğinin toplumdaki genel sıklığı tam olarak bilinmese de tanı ölçütlerinin giderek netlik kazandığı ve genetik testlerin yaygınlaştığından bahseden Prof.Dr. Tokgözoğlu, “Ailevi hiperkolesteroleminin, Türkiye gibi akraba evliliklerinin yaygın gerçekleştiği ülkelerde ve farklı kapalı toplumlarda görülme oranı oldukça yüksek. Ailevi hiperkolesteroleminin neden olduğu krizlerin yüzde 20’si 50 yaş öncesi gerçekleşirken, Avrupa’da erken kalp krizinin oranı yüzde 10’u geçmiyor” dedi.
SİGARA VE HAREKETSİZLİK
Türkiye’de kalp damar hastalıklarının Avrupa’ya göre yüksek olmasına neden olarak sigara ve tütün ürünleri tüketiminin hala yüksek olmasını gösteren Prof.Dr. Tokgözoğlu, giderek artan kilo alımı, hareketsizlik ve sağlıksız beslenmeyi de nedenler arasında sıraladı.
EN SIK GÖRÜLEN ÖLÜM NEDENİ
Ameliyatsız kalp kapak değişiminin de hayal değil gerçek olduğuna işaret edilen toplantıda, kalp damarlarının tıkanıklığının ülkemizde ve dünyada en sık görülen ölüm nedeni olduğu belirtildi. Gelişmiş ülkelerde girişim gereken kalp damar hastalarının yaklaşık yüzde 85’ine stent tedavisi, yüzde 15’ine ise by-pass ameliyatı uygulanır hale geldiği de belirtilen toplantıda, “Bir çeşit yağ asidinden üretilen eriyen stentler damara yerleştirildikten sonraki 6’ncı ayda erimeye başlayıp, 2 yıl içersinde ise tamamen kaybolmaktadır. Belki yakın gelecekte eriyen stentler, ilaçlı stentlerin yerini alabilir” denildi.
KALP-DAMAR HASTALIKLARINI ÖNLEMENİN 6 YOLU
* Hareketsiz yaşam tarzını yüzde 10 azaltmak.
* Aşırı alkol alımını yüzde 10 azaltmak.
* Tuz tüketimini yüzde 30 azaltmak.
* Sigara içiciliğini yüzde 30 azaltmak.
* Yüksek tansiyonu yüzde 25 azaltmak.
* Diyabet ve şişmanlıktaki artışı durdurmak.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment