Denize girmek bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Yaz sıcaklarından kurtulmanın ve ferahlamanın doğal yöntemlerinden biri olan deniz, içerdiği maddelerle birçok hastalığa da şifa oluyor.
Deniz suyu, eski çağlardan bu yana tıp alanında sıklıkla kullanılıyor. İnsan vücudundaki 84 maddeyi bünyesinde barındıran su, vitamin deposu özelliği de taşıyor. Mineral tuzları, aminoasitler ve eser elementlerden oluşan deniz suyu, doğal tedavi yöntemi olarak biliniyor. Uzmanlar kir, atık, kanalizasyon suyu gibi faktörleri taşımayan yerlerde sıkça denize girilmesini öneriyor. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. H.Baha Büyükışık, denizin fayda ve zararlarıyla ilgili olarak Ege Ajans’a açıklamalarda bulundu.
Deniz tuzunun insan vücudu için faydalı olduğunu belirten Prof. Dr. Büyükışık, “Denizin içinde yaşayan yosunlardan dolayı deniz kıyısında kahverengi yığınlar şeklindeki yosunları hepimiz görmüşüzdür. Bu yosunların bozulması sırasında, ortaya iyot gazı da çıkıyor. İyot vücut için yararlı. Guatrla ilgili problemler bazı hormonların eksik ya da fazla olmasıyla ilgili olduğu için deniz suyu, bazı hastalar için faydalıyken bazı hastalar için zararlı da olabiliyor.” dedi. Lityumun da önemli bir deniz minareli olduğunu, özellikle manik depresif hastalar için fayda sağladığını fakat deniz suyunu içmek mümkün olmadığından doğrudan alınamadığını söyleyen Büyükışık, “Lityumu sadece sudan alabiliyoruz, o yüzden arıtılmış su içmememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu. Denize girmenin, güneşten alınan D vitamini için faydalı olduğunu da belirterek, “Bunun yanısıra su soğuk, kara sıcakken denize girmek, vücuttaki sıcak soğuk değişiminin getirisiyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kış aylarında hastalanma riskini de azaltıyor.” dedi.
‘DENİZİN ZARARLARI DA VAR’
Deniz suyunun bazı zararları da olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Büyükışık, “İçinde yaşayan bazı canlılar, tek hücreli bitkilerin bir kısmı toksin üretiyor. Bu toksin, 24 saat içerisinde ölümle sonuçlanan vakalara sebep olabiliyor. Mesela midye gibi canlılar, bu toksini hepatopankreaslarında biriktiriyor. Bu toksini içeren bir midye yerseniz sonuç ölüm olabilir. Bu nedenle denizde, diyatom denen bu tek hücreli canlıların olmaması isteniyor. Nehirlerden suyun denize girişi oldukça önemli. Denizlere tatlı su girişi, toksik alglerin azalması ve suyun daha sağlıklı olması açısından önem taşıyor.” diye konuştu. Denizde aşırı alg artışı, alg patlaması olduğu takdirde bir kısım algin toksinini dışarıya verebileceğini anlatarak, “Bu toksin dağılabilir ve kıyıda yürürken bile bu toksini alabiliriz. Özellikle Avrupa’da bu şekilde zehirlenme vakaları çok kayda geçmiş ama diğer zehirlenmelerden ayırt edilemeyebiliyor, balıkları da öldürebiliyor.” dedi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment