Uzmanlar, çocuklarda arı alerjisinin görülme sıklığının ortalama binde 2-3 olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Anne ve babasında arı alerjisi veya bir başka alerjik hastalığı olanlarda görülme sıklıkları artmaktadır.” uyarısında bulunuyor.
Arı alerjisi tedavisindeki ilk önemli basamağın arılardan korunma olduğu belirtildi. Arıların bulunduğu yerlerden uzak kalınmasının tavsiye edildiği açıklamada, “Arıları cezbeden canlı parlak renkli giysiler giyilmemeli, çimen veya toprakta çıplak ayakla gezilmemeli, uzun kollu ve kapalı giysiler tercih edilmelidir. Arı sokması durumunda hemen sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hastalar yanlarında kendi kendilerine ilaç enjekte edebilecekleri, otomatik adrenalin (epinefrin) enjektörü taşımalı ve arı sokma durumunda kendilerine uygulama şeklini öğrenmelidirler. Sağlık kuruluşuna ulaşana dek geçen sürede hasta için zaman kazandırıcı ve faydalı olmaktadır. Tedavi planı yapılan hastaların uygun aralıklarla takip muayeneleri yapılır, aralardaki rahatsızlıklarını nasıl tedavi edecekleri konunda bilgiler verilir ve halledemedikleri bir problemle karşılaştıklarında nereye başvuracakları kendilerine açıklanır. Hastaların uygun aralıklarla izlenmesi ve hastalığın seyrine göre tedavinin yeniden düzenlenmesi en önemli noktalardan biridir.” denildi.
Arı alerjisine bağlı anafilaksi (ciddi allerjik reaksiyon) durumunda ciddi hayati tehlike oluşabileceğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hastalık tedavi edilmediğinde arı alerjisine bağlı anafilaksi durumunda ciddi hayati tehlike oluşabilir. Hastalara uygulanan alerji aşıları ile genellikle sonraki arı sokmaları sonucu anafilaksi riski büyük oranda azalır ve yakınmaların şiddeti ve sıklığı azalır. Allerji aşısı tedavisi almamış hastaların bir kısmında birkaç yıl içinde allerjik reaksiyonların şiddetinde azalma veya artma görülebilir.”
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment