B12 eksikliğinde tedaviyi yarıda bırakmayın

Toplumda son derece yaygın görülen B12 demir eksikliği anemisinin tedavisinde hastanın takibi büyük önem taşıyor. Örneğin anemiye kalıcı bir neden yol açıyorsa hastanın tedavisi ömür boyu sürebiliyor. Ancak pek çok hasta tedavilerini bir süre devam ettirip, şikâyetleri ortadan kalktığında veya ellerindeki ilaçlar bittiğinde tedaviyi bırakıyor. Bu durumda hastalar 6 ay veya 1-2 yıl sonra benzer veya daha farklı şikâyetlerle yeniden karşılaşabiliyor. Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, B12 anemisi teşhisi konulan hastalara, “Hastalığı ciddiye almalı ve tanı konulduktan sonra tedavilerini aksatmamalılar” tavsiyesinde bulundu.

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, B12 vitamini eksikliğiyle ilgili uyarılarda bulundu. Kan hastalıklarının yalnızca Türkiye’de değil dünyada en sık görülen hastalıklar arasında bulunduğunu söyleyen Doç. Balçık, “Kan hastalıklarının başında da demir eksikliği tipi kansızlık gelmektedir. Neredeyse her üç kişiden biri bu hastalıktan muzdariptir. B12 demir eksikliği anemisi de toplumda sık olarak görülmektedir.” diyor.

Özellikle halsizlik, yorgunluk, ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve baş dönmesi gibi şikâyetlerle hekime başvuran hastaların bir bölümüne, B12 eksiği tanısı konulduğunu bildiren Doç. Dr. Balçık, bu anemide genellikle tanı konulduktan sonra ciddi hatalar yapıldığını vurguluyor. En sık yapılan hatanın tanı konulup, tedaviye başlandıktan sonraki eksiklikler olduğunu ifade eden Doç.Dr. Özlem Şahin Balçık, şu bilgileri veriyor: “Bu eksiklikler hastanın takibi, tedavinin devamı konusunda yaşanmaktadır. Örneğin anemiye kalıcı bir neden yol açıyorsa hastanın tedavisi ömür boyu sürmektedir. Ancak pek çok hasta tedavilerini bir süre devam ettirip, şikâyetleri ortadan kalktığında veya ellerindeki ilaçlar bittiğinde tedaviyi bırakmaktadır. Nihayetinde de hastalar 6 ay veya 1-2 yıl sonra benzer veya daha farklı şikâyetlerle karşımıza gelmektedir. B12 anemisi teşhisi konulan hastalara tavsiyemiz, hastalığı ciddiye almaları, tanı konulduktan sonra tedavilerini aksatmamalarıdır.”