Aşırı terleme, özgüven eksikliğine neden oluyor
Prof.Dr. Kamer Gündüz, “Aşırı terleme özgüven eksikliğine neden olup sosyal hayatı kısıtlayabilir” dedi.
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte aşırı terleme problemlerine karşı uzmanlar çeşitli tedavi yöntemleri konusunda bilgi vererek, önerilerde bulundu. Kamer Gündüz, terlemeyi vücudun sıcak ve soğuk karşısında dengesini koruyan, vücut ısısını ayarlayan fizyolojik bir olay olarak tanımladı. Terle birlikte vücuttaki bazı zararlı maddeler ve tuzun atıldığını anlatan Gündüz, şöyle konuştu: “Ter salgısı ter bezleri tarafından üretilir, ter bezlerinin aşırı çalışmasına bağlı olarak aşırı terleme ortaya çıkar. Aşırı sıcak, fiziksel aktiviteler ve stres gibi etkenler terlemeyi artırır. Altta yatan başka bir sistemik hastalığın (diabet, hipertiroidi, nörolojik hastalıklar gibi) olmadığı, tıp dilinde ‘idiyopatik veya esansiyel hiperhidroz’ olarak adlandırdığımız aşırı terleme durumu ter bezlerinin sempatik sinir sistemi tarafından aşırı uyarılmasının sonucunda ortaya çıkar. Özellikle avuç içi, ayak tabanları ve koltuklarda normalin 30-40 katı aşırı terleme meydana gelir. Yakınmalar genellikle çocukluk çağında veya ergenlik döneminde başlar.” Havaların ısınması ile yaz aylarında daha da belirginleşen aşırı terlemenin, kişinin sosyal ve iş yaşamında sorunlar yaşamasına neden olabileceğini anlatan Gündüz, şunları söyledi: “Sürekli ıslanan giysiler ve kimi zaman bakteri, mantar çoğalmasına bağlı rahatsız edici koku nedeniyle sosyal çekingenlik gelişebilir. Aşırı el terlemesi varlığında yazı yazmak, tokalaşmak sorun haline gelebilir. Aşırı terleme özgüven eksikliğine neden olup sosyal hayatı kısıtlayabilir.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Aşırı terlemeye karşı tedavi yöntemlerini sıralayan Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşırı terleme yakınması olan kişi de tedaviye başlamadan önce, altta yatan sistemik bir hastalık olmadığının ortaya konması gerekir. Kişinin bulunduğu ortamın serin tutulması, iyi havalandırılması, teri emen pamuklu giysilerin kullanılması önerilir.” Medikal tedavide öncelikle terlemeyi azaltmaya yönelik alüminyum klorid içeren krem tercih edildiğini anlatan Gündüz, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kremler genellikle gece sürülüp, sabah yıkanmak suretiyle uygulanır. Bazı kişilerde bu kremler etkili olurken, bazı kişilerde yetersiz kalmaktadır. Sinir uçlarından salınan asetil kolini bloke ederek ter salgısını azaltan, ağız yoluyla alınan antikolinerjik ilaçlar da vardır fakat bu ilaçlar ağız ve göz kuruluğu, bulanık görme, kabızlık gibi yan etkileri nedeniyle pek kullanılmamaktadır. İyontoforez, özellikle avuç içi, ayak tabanı terlemelerinde etkili bir yöntemdir. Bu yöntemde, terleyen bölgelere her gün 20-30 dakika süreyle düşük dozda (15-20 mA) galvanik akım uygulanır. Uygulandığı sürece etkili olan bir yöntemdir. Botulinum toksin (botoks) enjeksiyonları da antikolinerjik etki ile terlemeyi önler. Son yıllarda aşırı terleme tedavisinde en çok tercih edilen bu yöntemde, 1-1.5 cm aralıklarla, çok ince uçlu enjektörle botulinum toksin uygulanır. Özellikle koltukaltı terlemelerinde çok yüz güldürücü sonuçlar alınan bu yöntemin etkisi 6-9 ay kadar sürer. Bu tedavilere yanıt alınamaması durumunda, cerrahi bir yöntem olan sempatektomi (ETS) uygulanabilir. Genel anestezi altında uygulanan bu yöntemde, terlemeden sorumlu olan sinir gangliyonu bloke edilir. Pnömotoraks (göğüs boşluğunda hava kalması), interkostal nevralji (kaburgalarda ağrı) ve kompensatuar hiperhidroz (başka bir bölgede aşırı terleme) gelişmesi gibi riskler söz konusudur. Bir başka cerrahi yöntem, ter bezlerinin ameliyatla çıkarılmasıdır. Ancak, kozmetik açıdan iz bırakabilir, çok tercih edilen bir yöntem değildir.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment