30’lu yaşlardan sonra kalbe dikkat!
30’lu yaşlardan sonra kalbe dikkat!
Dünyada ani ölüm nedenleri sıralamasının en başında kalp hastalıkları olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, kalp krizi bazen şiddetli göğüs ağrısı ile gelirken bazen de terleme ve bulantı ile kendini gösterdiğini belirterek 30’lu yaşlardan sonra sağlığa daha özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Suat Altınmakas, ’29 Eylül Dünya Kalp Günü’ öncesinde kalp krizine karşı alınması gereken önlemler ile ilgili açıklamalarda bulundu.
30’lu yaşlardan sonra kalp sağlığınıza 2 kat özen gösterilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Suat Altınmakas, “Kalp krizi, temel olarak erişkin yaş grubunda, çoğunlukla da 30’lu yaşlardan itibaren görülmeye başlamaktadır. Yaşın ilerlemesi ile sıklığı da artan bu durum, ani ölümlerin en önemli nedeni olarak bilinmektedir. Erkeklerde kadınlara oranla daha çok olarak görülmesine karşın, menopoz sonrası kadınlarda rastlanma sıklığı gün geçtikçe artarak erkeklerle benzer seviyeye gelmektedir.” dedi.
Ani başlayan şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı bazen de fenalık hissi ve bayılma belirtilerinin, kalp krizi işareti olduğunu söyleyen Dr. Suat Altınmakas, “Bu yakınmalara aşırı terleme, bulantı ve kusma sıklıkla eklenmektedir. Kalp krizinde en sık görülen göğüs ağrısı yakınması, genelde hastalar tarafından ‘göğsün ortasında sıkıştırıcı tarzda’ olarak tanımlanır. Bu ağrı daha çok sol kola, bazen her iki kola, boyna, alt çeneye ve karnın üst kısmına yayılabilir. Ağrı çoğunlukla çok şiddetli olup, hastalar bunu ”Sanki göğsümün üzerinde bir fil oturuyor’ gibi sözlerle ifade ederler. Bazen hastalar hiç ağrı hissetmeden yeni başlayan nefes darlığı ve çabuk yorulma yakınması ile doktora başvurabilirler. Bu duruma genellikle diyabet hastalarında ve yaşlılarda rastlanmaktadır. Hastaların bir kısmında ise kalp krizi çok hızla gelişip henüz hastaneye ulaşılamadan saatler içinde ölüme neden olabilmektedir.” şeklinde konuştu.
Kalp krizinin acil müdahale edilmesi gereken bir durum olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Suat Altınmakas, “Müdahale zamanında yapılmadığında hayati risk oluşturur ya da kalbe ağır hasar verir. Bu nedenle hastalığa yakalanma sıklığını artıran durumlar ve alınabilecek önlemleri bilmek gerekmektedir. Kalp krizine zemin hazırlayan nedenler; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, ailede kalp krizi öyküsünün bulunması, sigara kullanımı, yaş, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı şeklinde sıralanabilir.” ifadelerini kullandı.
30’lu yaşlardan itibaren herkesin yıllık doktor kontrolü yaptırması ve kalp krizine yol açan risklere sahip olup olmadığını öğrenmesi gerektiğini söyleyen Altınmakas, “Risk faktörlerinin birinin, çoğunlukla da birden fazlasının bir insanda olması, son derece sık görülen bir durumdur. Bu tür risk faktörleri veya ailevi olarak kalp hastalığına yatkınlığı olanların, kalp yönünden daha sık ve daha kapsamlı olarak değerlendirilmesi, ilerde karşılaşılabilecek sorunlara karşı önlem alınmasını kolaylaştıracaktır.” diye konuştu.
Sigarasız ve hareketli bir hayatın kalp krizinden koruduğunu aktaran Altınmakas, “Son yıllarda çığ gibi artan şeker hastalığı ve sinsi seyreden hipertansiyona karşı dikkatli olmak gerekmektedir. Obeziteden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak, sigara kullanılıyor ise bunun bırakılması ilk alınacak önlemler olmalıdır. Belirtilen risk faktörlerinin ailevi yatkınlık dışında tedavi edilebilir durumlar olduğu, bu tedaviler ile kalp krizi riskinin ciddi anlamda azaldığı unutulmamalıdır.” dedi.
Altınmakas, konuşmasına şöyle sürdürdü: “Kalp krizi belirtileri hissedildiği anda acil olarak hastaneye gidilmesi gerekmektedir. Erken müdahalede tıkalı olan damarın hızla tespit edilip açılması, kalp krizi nedeniyle olabilecek hasar ve sorunları en aza indirecektir. Acil polikliniklerde kalp elektrokardiyografisi ve basit kan testleri ile bu tanıya ulaşmak ve gerekli tedaviyi başlatmak mümkündür.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment