Bana neden bu ismi koydunuz?
Anne-babalar, hatta diğer aile büyükleri, çocuğa isim koyarken çok ilginç kriterleri baz alabiliyor. Memleketimiz isim konusunda adeta bir hikâye hazinesi. Biz de bu hazineden birkaçını merak ettik. Aldığımız cevaplar ise hayli renkli…
Her ismin bir veriliş hikâyesi var. “Ben birkaç kuzenimle birlikte dedemin adını taşıyorum.”, “Bana halamın kaynının ölen çocuğunun adını vermişler.”, “Annemle babamın evlilik yıldönümünde doğduğum için adımı ‘Senem’ koymuşlar.” gibi cümleleri çok duymuşuzdur. İsim mevzuu çocuğun anne-baba üzerindeki hakkı olsa da, bazen öyle isimler duyuyoruz ki “Ne istediniz bu çocuktan?” demekten kendimizi alamıyoruz. Zira memlekette isimler Havuç’tan Salata’ya, Yeter’den İmdat’a kadar geniş bir yelpazeye uzanıyor. Bazen de isim normal görünüyor ama verilme sebebi ilginç oluyor. Rüyalar yoluyla ilham alan ebeveynler mi istersiniz, elinde kâğıt kalemle eşinin ve kendi adındaki harflerden ortak bir ad türetmeye çalışanlar mı? Kimi zaman da bizi dünyaya getirenlerin sevdiği bir öğretmenin, doktorun, komutanın ismini taşıyoruz. Velhasıl hayat hikâyemiz, adımızın konulmasıyla başlıyor…
‘Yeğenim yakışıklı bir futbolcu olsun’
İsim mevzuu, çocuğuna istediği mesleği yaptırmak isteyen büyüklerin totemlerinden biri aynı zamanda. Mesela Semih Kantarcı’ya (24) ismini amcası vermiş. Yeğenini, dönemin Galatasaray ve Fenerbahçe’de oynamış ve yılın yakışıklı futbolcusu seçilmiş Semih Yuvakuran gibi olsun istemiş. Evet, Semih Bey uzun süre profesyonel futbolla ilgilenmiş, lakin amcası gibi Beşiktaşlı değil, iyi bir Trabzonsporlu olmuş.
Artık ‘Tamam’
Çok çocuklu ailelerde sonuncusu olması niyetiyle konulan isimler malumunuz. Tamam Akın da bu isimlerden birini taşıyor. Annesi ondan önce hep köyde doğum yaparken, Tamam teyze hastanede dünyaya gelmiş. Dördüncü çocuk olduğunu duyan hemşireler ‘Artık tamam!’ diyerek ona bu ismi vermiş. Ama sayıları böyle ‘tamam’lanmamış ve sekiz kardeş olmuşlar. Tamam teyzenin eşinin ismi ise Üçler. Bu isim Şereflikoçhisar’da bir gelenekmiş. Âdete göre, ebeveynler üçüncü oğulları olduğunda ona Üçler adını verirmiş.
Güleryüzlü hemşire
İnsanlar hastanede normalden daha kırılgan ve ilgiye muhtaç oluyor. Haliyle birçoğumuz için orada iyi davranan bir hemşire veya doktorun yeri ayrı. İşte Gül Bayrak’ın (36) ismi de güleryüzlü bir hemşireye aitmiş. Doğumu esnasında ailecek Gül Hemşire’den çok memnun kalmışlar. Dedesi, “Madem Gül ismindekiler böyle güleç yüzlü ve yardımsever oluyor, torunumun adı da Gül olsun.” deyivermiş.
Otobüs arkadaşlığı
Üç çocuk annesi Türkan Çetin’in (37) isminin hikâyesi ise bir otobüs arkadaşlığına dayanıyor. Babası her gün işe gelip gittiği otobüste bir öğretmenle tanışıyor. Zira o dönemde aynı güzergâhta oturup işe giden insanların otobüs arkadaşlıkları meşhur. Velhasıl babası hanımefendi öğretmen hanıma hayran olunca, dünyaya gelen kızına da onun gibi olsun diye ‘Türkan’ adını verir.
Böyle de isim verilirmiş…
-Çocukluğumda mahallemizde yaşlı bir kadın vardı. Eli sopalı, herkese sözü geçen biriydi. Genci yaşlısı herkes ona ‘Yenge’ derdi. Bir gün öğrendik ki gerçek adı Havuç’muş, kızdığı için kimse ona ismiyle hitap etmezmiş.
-Ağabeyimin okulda bir arkadaşı vardı. Kızın adını ‘Buson’ koymuşlar. ‘En son çocuk bu olsun’ manasında.
-Oylum isminde bir arkadaşım vardı. Amcasının nişanlısının adını vermişler. Amcası nişanlısından ayrılmış ama ismi hatıra kalmış.
-Ben eşimle ikimizin isimlerinden bir kolaj olsun istemiştim. Aldım elime kalem kâğıt, evir çevir ALpER çıktı. Alev’den AL, Özer’den ER, ortaya P’yi ekledik ve koyduk ismimizi.
-Lisede Sultan isminde erkek bir sınıf arkadaşım vardı. Anneleri çocuklarının ismini Fatih Sultan Mehmet’e tamamlamak istiyormuş. Sultan ismi kızlara verilse de, ortanca çocuğun kısmetine bu düşmüş.
-Dedem annemin adını koyacağı zaman arkadaşlarını çağırıp birer isim yazdırmış ve kura çekmiş. Annemin adı kurada çıkan ‘Nazan’ olmuş.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment