Gardenya özen ister
Her ne kadar yazının başında “Salon bitkilerine giriş” dediysek de, gardenya çiçek severlerin önemli sınavlarından. Bakımı zor ve özen istiyor. Buna karşın salon bitkileri içinde özel bir yeri var. Eğer bakımını başarırsanız, ödülü, girer girmez başınızı döndürecek bir koku ve bakmaya kıyamayacağınız güzellikte çiçekler olacaktır.
Balkonlardan evlere çekilenler için salon bitkileri zamanı. Bu bitkilerin en nazlılarından gardenya, açtığı zaman yaptığı bütün nazı unutturacak kadar güzel. İnci taneleri gibi parlak yeşil yaprakların arasına dağılan çiçekleri uzun süre seyretmek, kokusunu duymak için bir iki şeye dikkat etmek yeterli, ödülünüz kapıyı açar açmaz burnunuza çarpacak mis gibi bir koku…
Çok güneş istemeyen, ışıksız da yapamayan gardenyanın bu ihtiyacını karşılamak için en iyi yapılabilecek şey onu pencereye yakın, perdenin arkasından güneş alabileceği ve çok ısınmayan bir yere koymak. Yerini sevdiğine kani olduktan sonra da oradan oynatmamak elbette. Gardenya soğuğa hiç gelemediği gibi, ısının 15 derecenin altına düşmesiyle çiçek açmayı da durduruyor. Buna karşın istediği sıcaklık 23 dereceyi de aşmamalı. Yani sıcak yaz günleri uyuduğu zamanlar. Uygun ısıyı bulunca yaprak dökmüyor, çiçeklenmeye devam ediyor.
Bütün bunlar tamam mı? Bir diğer aşama sulamak. Toprağı sürekli nem istiyor. Ama kışın yine de sulama miktarını azaltmak gerekli. Yazın sıcaklığında daha çok su arayan gardenya, kışın daha az suya ihtiyaç duyuyor. Bir de öyle alelade su olmuyor bu nazlı çiçeğe. Kaynatılıp dinlendirilmiş su, her daim daha da mutlu ediyor onu. Sıvı gübreye de ihtiyaç duyan gardenya için yaprak ve kök çürükleriyle karıştırılmış toprak ideal. Yapraklarının koyu yeşilini korumak ve üzerinde beneklenmeye neden olmamak için de gün aşırı biraz ılık su püskürtmek gerekli.
Bütün bunları yaptınız ama gardenyanız hâlâ çiçek açmadı mı? Bir yumurtayı suyla karıştırıp onunla da sulamak gerekiyor. Bütün bu uğraşların karşılığı çok güzel beyaz çiçekler. Ama çiçekleri çok beğenip burnunuzu ta dibine kadar yaklaştırırsanız soluyor. Ellemezseniz 15 gün boyunca uzaktan sevebiliyorsunuz.
Eylülden mayısa kadar yapraklarından sıcak bir yerde toprağa dikerek çoğaltabileceğiniz gardenyanın saksısını değiştirme konusunda da aceleci olmamakta fayda var. İki-üç yılda bir değiştirseniz, “niye bekledin” demeyecek kadar yerine bağlı.
Salon bitkilerini seçerken, gardenya gibi özen gösteren bir bitkiyi aldınız mı onun yanına daha nazsız çiçekler seçmenizde fayda var. Çünkü her birisine aynı zamanda bakmak kolay değil. Birini büyütürken birini öldürebiliyorsunuz. En iyisi zahmetli ve zahmetsiz bitkilerden bir seçme yapmak. Bir de salonda yetiştirilebilen sarmaşıklar var ki, onlara bakmak da zevkli, çiçeklendiğini görmek de…
Yapraklı bitkilerle yapılan kombinasyonlar hem daha az yoruyor, hem de daha dengeli bir görüntü ortaya çıkıyor. Yaprakların tozlanmasını engellemek için düzenli su püskürtmek, arada ıslak bir bezle silmek yeterli. Kuşkonmaz gibi yapraklı bitkiler seçerseniz, yerlere dökülen ince tozdan rahatsız olabilirsiniz. Nihayet, bitkiler de canlı. Nazsız güzellik olmuyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment