Fethullah Gülen Hocaefendi: Dimdik durun ve âhirete alacaklı gidin!
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, 411. Nağme: “Utanacak İş Yapmadınız; Dimdik Durun ve Âhirete Alacaklı Gidin!..” konulu yeni sohbeti Herkul.org’da yayınlandı.
Hizmete gönül verenlerin üzerine düşeni yaparken, bir taraftan yapamayan insanların onlara takılacağını söyleyen Hocaefendi, “Sizinle (bir müddet) oturup kalkmamış, gece hayatınızı bilmeyen, Allah’la münasebetinizi bilmeyen, Peygamberle münasebetinizi bilmeyen; teheccüdü kaçırmayı büyük bir günah sayan, tevbe etmediğiniz günü boş geçmiş sayan sizi bu yanlarınızla bilmeyen bir kısım densizler size “haşhaşi” diyorlar, size “çete” diyorlar, size “örgüt” diyorlar, size bir şeye talip nazarıyla bakıyorlar. Bunlar, bu komik iddialarıyla o 160 küsur ülkede insanların gülmesine sebebiyet veriyorlar.” dedi. Hocaefendi, bu durum karşısında dosdoğru yürünmesi gerektiğini söyleyerek, “Siz itibarınıza -Allah’ın izni ve inayetiyle- toz kondurmamış iseniz şayet, yer ve konum itibarıyla devletin malı deniz, yemeyen domuz dememiş iseniz şayet, bence bir ayıp işlememişsiniz! Hiç utanmayın! Daima dimdik durun, Allah’ın izni ve inayetiyle.. ve Cenâb-ı Hakk’ın size lütfettiği doğru bildiğiniz o yolda dosdoğru yürüyün. Yürüyün, zira o yol Hazreti Rasûl-ü Zîşân’ın şehrâhıdır, yürüdüğü yoldur.” ifadelerini kullandı. “Sadece Allah’ın karşısında eğilin.” diyen Hocaefendi, “Yaptığınız şeyler arasında sizi Allah karşısında, Rasulullah (sav) karşısında mahcup edecek bir şey yoksa yaptığınız şey nedir? Bence dimdik durun Allah’ın izni ve inayetiyle. Sadece Allah karşısında eğilin. O’nun karşısında sadece rükua gidin. O’nun karşısında secdeye kapanın. O’nun karşısında alnınızı yere sürün.” şeklinde konuştu.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin sohbetinden satır başları:
Yürekten yapılan tevbelerimiz, inâbelerimiz, evbelerimiz bizi arındırır
Demek ki umumi manada heyeti bir yönüyle zift havuzundan bir şey saçılacak fakat şer-i şerife göre yıkanınca yeniden arınma olacak, temizlenecek. Yıkanabilme istidadı durumu hususiyeti olan şeyler yıkanacak. Esas yıkanınca temizlenmeyen şeyler bunlar temizlenemediklerinden dolayı endişe duymalılar. Evet ne anlarsınız? Manevî hayatımız itibarıyla, tevbelerimiz, inâbelerimiz, evbelerimiz bizi arındırır. El verir ki yürekten olsun. Üstümüze, başımıza sıçrattığımız şeyleri bir daha sıçratmama adına kemâl-i ciddiyet ile hatta kemâl-i cinnetle (tastamam delice) bir hassasiyet yaşayalım. Kemali cinnet, yani tastamam (meselenin) delisi olmak, o mevzuda vehme düşmemek, vesveseye düşmemek ama o kadar arınmaya âşık olmak, arınma meftunu olmak, hayalimizden geçen şeyler karşısında bile hayal demek fiil değildir. Tahakküm de değildir, akli plan da değildir, tasavvur da değildir, şöyle böyle bir kurgulama da değildir.
Elhamdülillah! Bize hırsız, ihaleye fesat karıştırdı, yakınlarını kayırdı demediler!
Biz bunları yaparken bir taraftan yapamayan insanlar size takılacaktır. Bir taraftan yapıp yapıp da aynı ölçüde yapamayanlar sizlere haset edeceklerdir. Bunlar olmasaydı da biz olsaydık diyeceklerdir. Belli bir süre, sizin gücünüzü de yanlarına aldıklarından, alma lüzumundan dolayı, alma stratejisiyle size bir şey demeyeceklerdir. Fakat iş bir kerteye gelecektir ki, orada haset hortlayacaktır, o ortaya çıkacaktır. Size demedik şey bırakmayacaklardır. Fakat size bugüne kadar “hırsız” demediler değil mi? Hepiniz böyle alnı açık, yüzü ak! Elhamdülillah! Bize “hırsız” demediler. “İrtikâp yaptı” demediler, elhamdülillah! “İhtilasta bulundu” demediler. “İhaleye fesat karıştırdı” demediler. “Yakınlarını kayırdı” demediler. “Bir şirzime-i kalîl yeniyetmelerle işe vaziyet etti” demediler. Ne dediler? Âlemin güleceği şeyleri söylediler
Size haşhaşi diyen, kafir diyor demektir
Mesela dediler ki, haşhaşi… Haşhaşiler fırak-ı dallenin en sapıkları, karmatiler. Yalan, dolan, hile, hud’a. Ehli sünnet onlara dalalet ötesi bir nazarla bakmış. Kafir diyenlerin sayısı az değil. Size haşhaşi diyen kafir diyor demektir. Ve mümine kafir diyen hadisin ifadesiyle ya o kafirdir, ya bu kafirdir. Ya gerçekten kendilerine kafir diyenler kafirdir, ve yahut değilse diyenler kafirdir. Böyle diyeni alkışlayanlar kafirdir. Gülerek bunu karşılayanlar kafirdir. Bu mevzu karşısında dilsiz şeytan gibi susanlar kafirdir. Hadisin ölçüsüne göre mesele öyledir. Öyle şeyler diyorlar ki bu 160 küsur ülkede 20 küsur senedir sizinle oturup kalkan insanlar bunların dediklerinin öşrünü size söylemediler. Ama ben bir şey söyleyeyim size, hem de Vallahi, Billahi, Tallahi ile söyleyeyim 20 sene değil, 20 ay değil, 20 hafta değil, 20 saat de değil; sizinle oturup kalkmamış, gece hayatınızı bilmeyen, Allah’la münasebetinizi bilmeyen, Peygamber’le münasebetinizi bilmeyen, teheccüdü kaçırmayı büyük bir günah sayan, tevbe etmediğiniz günü boş geçmiş sayan, sizin bu yanınızları da bilmeyen bir kısım densizler size haşhaşi diyorlar, size çete diyorlar, size örgüt diyorlar, size bir şeye talip nazarıyla bakıyorlar…
Hiç utanmayın, daima dimdik durun
Bulunduğunuz yer ve konum itibariyle ‘Devletin parası deniz, yemeyen domuz’ dememişseniz. Hiç utanmayın, daima dimdik durun, Allah’ın izni inayetiyle ve Cenab-ı Hakk’ın size bugüne kadar lütfettiği doğru bildiğiniz o yolda, dosdoğru yürüyün. O yol Hazreti Resûl-ü Zişan’ın şehrahıdır, yürüdüğü yoldur.
Sadece Allah’ın karşısında eğilin
Yaptığınız şeyler arasında sizi Allah karşısında, Rasulullah (sav) karşısında mahcup edecek bir durum, bir şey yoksa yaptığınız şey nedir? Bence dimdik durun Allah’ın izni ve inayetiyle. Sadece Allah karşısında eğilin. O’nun karşısında sadece rükûa gidin. O’nun karşısında secdeye kapanın. O’nun karşısında alnınızı yere sürün, ‘Dahası yok mu Allah’ım?’ deyin. Onun dışında hep dimdik durun Allah’ın izni ve inayetiyle. Elalem gülecek halini, gülünecek halini setretmeye çalışsın. Sizin gülünecek haliniz yok Allah’ın izni ve inayetiyle.
Her şeyin bir hesap günü var
Bugünün yarını var. Yarın Hakk’ın divanı var. O divanda hesap verme var. Her şeyin terazinin kefelerine konması meselesi var. O gün göreceğiz. Allah uzun ömür versin, çok büyük hizmetlerde sizi muvaffak kılsın inşallah. Ahirete giderken verecekli olarak gitmemeye bakın. Bir gıybetle bile, bir iftirayla bile, bir hafife almayla bile, bir küçük göstermeyle bile Allah huzuruna gitmemeye bakın.
Bir cemaati gıybet etmek o kadar zinadan daha eşeddir
Herkes karakterinin gereğini yapar, gereğini sergiler, gereğine göre hareket eder deyin ve görmezlikten gelin, duymazlıktan gelin. Ayıplar adına renk tefrik edemez, göremez bir vaziyette yaşamaya bakın. Öbür tarafa gittiğiniz zaman da alacaklı olarak gitmişiniz. Size şunu demişler, bunu demişler. Allah Resulü buyuruyor ki: “Gıybet, zina etmeden daha şiddetlidir.” Bir ferdi gıybet etmek zinadan daha şiddetlidir. Bir cemaati gıybet etmek o kadar zinadan daha eşeddir. Bir hareketi bütün efradıyla gıybet etmek o kadar zina etmek demektir. Nasıl olsa günah keçisi bulduk, mesavimizi örtmek adına bunlarla meşgul olmak, halkın efkarını meşgul etmek oluyor, biz de meşgul edelim. Böylece bizimle meşgul olmasınlar. Bu, yığınları kandırabilir. Kitle psikolojisiyle hareket edenleri kandırabilir. Kitle psikolojisiyle yığınlar sürüklenebilir. Bunlar da yarın öbür gün ettiklerine nadim olup ağlayacaklar.
Ahirete alıcı olarak gidin
Ahirete alıcı olarak giderseniz gelecekler yanınıza. Fakat siz o vaziyette gelişlerine göre değil de, ahsen-i takvime mazhar olarak bir insan mahiyetinde yaratılmış olmalarına saygı duyarak; ‘Hayır kardeşim, ben öyle bir şey bilmiyorum.’ Allah bana karşı da bunlar saygısızlık yaptılar, hizmeti engellemek suretiyle, o kazanımları berheva etmek üzere onca kötülük yaptılar bunlar. Ben affetmiyorum bunları.’ Orada centilmenliğinizi katlayarak başınızı Allah’ın azameti karşısında yere koyarak, ‘Allah’ım bunları cennete koymazsanız biz de girmek istemiyoruz cennete.’ Alacaklı olarak gittiğinizde bile orada bir centilmenlik sergileme imkânı olacak. Bence bu imkânı kaçırmayın. Alacaklı gidin. Verecekli olarak gitmeyin. Birine bir gıybet hesabı vermeyin, bir iftira hesabı vermeyin, bir hafife alma hesabı vermeyin, bir isnatta bulunma hesabı vermeyin. Her şeyi Allah’a havale eyleyin.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment