Related Articles
Harvard Üniversitesi genç akademi üyeliğine seçilen ilk Türk’ten gençlere tavsiyeler
Canan Dağdeviren Türkiye’de ve dünyada adını başarılarıyla duyurmuş biri.
Kendisine her ulaşmaya çalıştığımızda anında cevap vermesi, onlarca işi arasında etrafındaki herkese vakit ayırması,yardımcı olmaya çalışması ve mütevaziliğiyle hepimizin örnek alması gereken bir bilim insanı.
Dağdeviren iç organların hareketi ile elde edilen enerjinin kalp pilini çalıştırmak için yeterli olduğunu bulduktan sonra, 20 milyon kere bile katlanıp büküldüğünde dahi sağlamlığını koruyabilen, saç telinden yüz kat daha ince olan, vücut içine ve deri üzerine yapıştırılabilen bir kalp pili yapmış ve uluslararası Maria Pia ödülünü almıştı.
Bu ödülden hemen sonra 2014 yılının Ocak ayında gazetemize verdiği röportajdan sonra hayatındaki başarılara yenilerini ekledi.
Dedesinin 28 yaşındayken kalp yetmezliğinden hayata veda etmiş olduğunu daha 5 yaşındayken öğrenen Dağdeviren, çocukluk yıllarında kalp hastaları için bir şeyler yapma hayali kurmuş. Yıllar sonra da PZT MEH adı verilen pilsiz çalışan kalp çipini yaparak gerçekleştirmiş oldu.
Dağdeviren ayrıca deri hastalıklarına yakalanma riski olanların da işine yarayacak bir alet tasarladı.Deri kanseri olan hastalar üzerinde denenerek güzel sonuçlar alındığı için Amerika’daki en prestijli dergilerden biri olan Nature Materials’ta bu araştırması yayınlandı ve 2015 yılında en yüksek oyu alarak Harvard Üniversitesi’nin genç akademi üyeliğine seçilen ilk Türk oldu.
Dünyaca ünlü Forbes dergisinin 30 yaşından küçük 30 bilim insanı listesine girerek dünyanın en önemli bilim insanları arasına girmeyi başaran Dağdeviren’e hayata dair sorular sorduk ve Amerika’ya gelmek isteyen gençler için tavsiyeler istedik.
3 kardeş olarak üçünüzün de başarılı olmasında eminim ki aile faktörü vardır. Ailenizin sizlerin eğitiminde attığı doğru adımlar nedir desek ilk üç sıraya neyi koyarsınız?
Özgür ortam yaratmak, dinlemek, koşulsuzca desteklemek.
Amerika’ya eğitim amacıyla gelmiş gençlere tavsiye edilebilecek en önemli şeyler sizce nedir?
Genç arkadaşlara en başta pes etmemelerini öneriyorum. Tutku/aşk ile hayal ettikleri şeye sarılmalarını istiyorum. Soru sormalarını, hayal kurmalarını, plan yapmalarını, literatürü taramalarını, mümkün olduğunca kendilerinden farklı insanlarla iletişim içinde olmalarını tavsiye ederim. Farklı insanlardan en çok bilgiyi öğrenir, olaylara farklı açılardan bakabilme kabiliyeti kazanırız. Kendimizi bizden daha iyi tanıyacak biri yok, o nedenle kendilerine de soru sorup hayattan ne istediklerini sorgulamalarını isterim, arada sırada kendimizle baş başa kalmalıyız. Aldıkları cevaba göre şartlar el verdiği kadar alanlarında iyi hocalarla temasa geçmeleri iyi bir strateji olur. Ve asla kendilerini başkalarıyla kıyaslamamalarını öneririm. Model alabilirsiniz, şevk duyabilirsiniz, ama ileri gidip karşılaştırma yaparsanız mutlu olamazsınız- ki farklı olan iki insanı karşılaştırmak bence mantıklı değil.
Hem bilim insanı hem de Amerika’da yaşamı iyi bilen sosyal biri olarak Amerika’ya eğitim haricinde sebeplerle (evlilik vs) gelmiş Türkiye’de üniversite eğitimini tamamlamış gençlere Amerika’daki hayatlarını daha verimli geçirmeleri için neler tavsiye edersiniz?
Sosyal yardımlaşma derneklerine üye olabilirler. Dergi ve radyolarda eğitim aldıkları konular ile ilgili makale/söyleşi verebilirler. Veya kendi ilgi alanlarını sergileyebilecekleri kulüpler kurabilirler.
Amerika’da yüksek öğrenimlerini devam ettirmek isteyen üniversite öğrencilerine başvuracakları hangi bursların onlar için daha avantajlı olduğunu düşünüyorsunuz ?
Fulbright Bursu çok prestijli bir burs, başvurmalarını tavsiye ederim. Ankara ve İstanbul’da danışmanlık veren birimleri olduğunu biliyorum, hatta sosyal medyadan da takip edebilirler bu ofisleri. Onun dışında, direk üniversite hocaları ile temasa geçip, proje bursu ile gelmeleri de mantıklı olabilir.
Amerika’da lisans üstü eğitim yapan öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz ?
Planlı çalışsınlar. Yapamadıkları bir şey varsa, çok iyi yapan birine danışsınlar. Amerika’ya gelebilme şansını yakalayan nadir insanlardan olduklarını kendilerine hatırlatsınlar.
Üniversite sınavına hazırlanan ve bölüm seçmek üzere olan öğrencilere ne tavsiye edersiniz?
Bir insan ne seviyorsa onu yapmalı, neyi okumak istiyorsa onu okumalı. Hayat başkalarının istedigi seyleri yapmak, başkalarının fikirlerini takip etmek için çok kısa. Risk alsınlar ve istedikleri bölümü seçsinler. Sevdiğiniz işi yapıyorsanız başarısız olma ihtimaliniz olmuyor. Keskin hedeflere sahip olsunlar ve hayal etmeyi asla bırakmasınlar.
Bu kadar yoğun akademik hayatın yanında sizi rahatlatacak başka bir uğraşınız ya da hobiniz var mı?
Koşucuyum. En çılgın fikirlerim, projelerim koşu yaparken şekillenir. Biyografi okumaya bayılırım; iz bırakmış başarılar ve başarısızları okumak hoşuma gider. Tuz madenleri hakkında araştırma yapmayı/incelemeyi severim. Paket tuz koleksiyonum var mesela, her gittim ülkeden aldığım tuzların kristal yapılarını incelerim ve eğer varsa tuz madenlerini ziyaret ederim. Şu ana kadar en çok etkilendiğim maden, Polanya Krakow’daki idi. 6 farklı dilde şarkı/türkü söyleyebiliyorum. 23 senedir okul korolarında aktif görev aldım, konuşurken sesimi iyi kullanmamı bu tecrübeye bağlıyorum. Türkiye’de ve Amerika’da birçok konser verdik.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment