Bu kış sade ve asil
Moda artık sadece renkler ve kıyafetler değil davranış kalıpları da dikte ediyor. Mesela kendini fazla öne çıkaran kadın prototipi bu kıştan itibaren geride kalıyor.
Abartılı rengarenk kürkler, anaşist ruhlu punk tarzlar, göz ayarlarımızı zorlayan dijital desenler bir tarafta dursun. Modayla ilişkisi oturmuş kitleler başka şeyler peşinde. Lüks mefhumunun gösteriş olarak algılandığı günler artık fazlasıyla demode. Artık işçiliği, kumaş kalitesi fazlasıyla yüksek ama mütevazı stillere gözde. Böylece bazı podyumlar adeta bir panayır yerini andırsa da asalet ve zarafet kelimelerine odaklanmış pastel tonlara odaklanmış abartıdan uzak koleksiyonlar kalabalıktan hızla sıyrıldı. Ülkemizde henüz birçok kesimde bu akım pek farkına varılmış olmasa da bu moda hızla yayılmakta. Geçtiğimiz günlerde bir gündüz davetinde muhafazakâr birçok hanımının ancak bir düğünde giyilecek kıyafetler ve abartılı aksesuarlar tercih etmesi karşısında oldukça şaşırmıştım. Zira genellikle modayla yakından ilgilenen insanlardı. Gece gündüz ayrımının olmamasının yanında hemen herkesin aynı tarz ürünlere odaklanması da ilginçti. Marka odaklı yaşamanın getirdiği bir sorun denebilir. Maalesef hâlâ bir yere ait hissetmek için belli markalara tutunuyoruz. Bunu aşmak için belli ki daha vakit var.
Renkler melankolik biçimler keskin
Mütevazı duruşu romantik bir kış vaadiyle hazırlıyor tasarımcılar. Kış demek daha içe dönük olmak, biraz daha fazla okumak, biraz daha fazla düşünmek demek birçoğumuz için. Tasarımcıların siyah, bordo, kahve gibi renklerden çok kemik, pudra tonlara odaklandığı koleksiyonlarda melankolik havaya muhalefet eden keskin silüetler görülüyor. Bu net kesimler ciddiyet ve sert bir duruş katıyor koleksiyonlara. Şehirli kadınların güçlü duruş peşinde olma çabasını moda gözardı etmiyor. İstanbul için bahar mı kış mı yaşadığımızı tam anlayamadığımız bu ilginç kış sezonunda pudra renkler hava şartlarına oldukça uygun düşüyor.
Pastel tonlar konusunda mantoların öncülüğü hemen dikkat çekiyor. Geçmiş yıllardan farklı olarak bu kez daha minimalist markaların kullandığı pastel tonlar oversize mantoların rengi oluyor. Carven, Proenza Schouler, Celine bir parça emanet gibi duran bu pastel mantoları eski prenses modundan çıkarmışlar gibi. Lüks bohem bir görünüm vaat ediyor böylece pastel mantolar. Geçen kış da bu tonlar kullanılıyordu fakat mücevher düğmeler, gösterişli broşlar dikkat çekiyordu. Bu kış neredeyse düğme kullanmaya bile imtina edilmiş. Süsten püsten oldukça uzak duruşlarla pastel tonlar birbirini tamamlıyor.
Trikolar ve aksesuarlarda pastel
Pastel renklerin en yoğun görüldüğü ürünlerin başında trikolar geliyor. Kazaklar, oversize salaş hırkalar, kalın örme kaplar… Açık renk trikoları baharı ilk demlerinde de kullanma imkanı olması bir avantaja dönüşüyor. Fakat bu kadarlar sınırlı değil. Örneğin yazın çok gördüğümüz nüde tonda ayakkabılar, çantalar kışın yoluna hızla devam ediyor. Dior, Valentino, Celine, Mulberry çantalarında buz maviden kreme birçok pastel renge yer veriyor. Böylece aksesuarlarda da tıpkı mevsimlerde olduğu gibi yaz kış ayrımı giderek azalıyor.
Şahmeranlar geri döndü
Ülkemizde mücevher konusunda çeşitlilik giderek artıyor. Bunun bir sebebi de dünyanın önemli mücevher markaları ile ortaklıklar. Tasarımın daha öne çıkması da bunun bir sonucu. Artık mücevher alanında ilerlemek için tasarım odaklılık bir zorunluluk. Genç tasarımcılar bu konuda büyüklerden daha hızlı hareket edebiliyor. Tasarımcı markası mücevherlerde son zamanlarda şahmeranlar yine öne çıkıyor. Bunlar bildiğimiz şaşaalı şahmeranlardan daha farklı, ikonik tek bir unsurun öne çıktığı sade zincirli tasarımlar. Daha çok Anadolu kadınlarının taktığı şahmeranlar artık şehirde de çok seviliyor. Bir iş kıyafetiyle bile rahat kullanılıyor. Televizyon dizileri de bu konuda teşvik edici rol üstleniyor. Başrol oyuncularının kullandığı takılar kitleselleşiyor hızla.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment