Atı alan New York’u gezer
Samsunlu Nurettin Kırbıyık, 8 yıldır New York’ta faytonculuk yapıyor. Al Pacino, Robert DeNiro gibi Hollywood yıldızları müşterileri arasında. Türkiye’den ABD’ye giden meşhurlar da şehir turu için onu tercih ediyor.
Birçok miletin tarihinde kritik rol üstlenmiş olan atlar, son yüzyılda makina ve teknoloji karşısında büyük yenilgi yaşadığı yadsınamaz bir gerçek. Ancak atlar insan yaşamındaki kritik önemi azalsa da bu hayvalara karşı olan sevgide bir gerileme olduğu söylenemez. Bugün kime sorsanız en çok sevdiği hayvanlar arasında mutlaka atın ismini de zikreder. Atlara olan sevgisinin altında belli oranda bu hayvalar vasıtası ile insanların özel anlar yaşamasının da bir etkisi olsa gerek. At sırtında romantik bir gezi ya da fayton ile ay ışığında yolculuk gibi…
New York’ta sevgililerin, eşlerin, çocukların ya da turistlerin fayton ile yolculuk rüyalarını gerçekleştiren Samsunlu Nurettin Kırbıyık, Broadway gösterilerinden Hollywood filmlerine, talk şovlardan belgesel çekimlerine kadar birçok gösterişli sahne de atları ile rol almış. Birçok Hollywood yıldızını faytonunda taşımış olan Kırbıyık, özellikle Al Pacino ve Robert DeNiro ile tanışmış olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etmekten kendisini alamıyor. DeNiro için Kırbıyık centilmen ve eli açık birisi olarak tarif ediyor. ‘‘Eşinin doğum günü nedeniyle oğlu ile birlikte faytonuma binen Robert DeNiro, son derece kibar bir beyefendi. Nezaketi yanında cömert bir insan da.’’
Kırbıyık’ın bir dönem mudaim müşterilerinden birisi de Baba filminin unutulmaz aktörü Al Pacino olmuş. Al Pacino’nun fayton ile sık sık gezmesine neden ise bugün yaşları 8’e yaklaşan ikiz çocukları. Al Pacino’nun çocuklarının Kırbıyık’ın faytonunu seçmeleri ise Shila isimli atı. İkiz çocukaların hayranlıkla sevdikleri Shila, Al Pacino ve ailesini de Kırbıyık’ın daimi müşterisi haline getirmiş bir dönem. Kırbıyık, ‘‘Yaklaşık son iki yıldır ikizleri de Al Pacino’yu da göremiyorum. Çocukların artık okul çağına gelmiş olmaları ve muhtemelen de farklı bir şehirde eğitim almalarının neden olduğunu düşünüyorum’’ diyor.
Amerika’ya 1999 yılında gelen Kırbıyık son 7-8 yıldır da faytonculuk yapıyor. Bir anlamda kendisinden önceki bu mesleği icra eden Türk faytonculardan görevi devir alan Kırbıyık, müşterilerini gezdirmek ile kalmayıp rehberlik hizmeti de veriyor. ‘‘Bizler sadece müşterilerimizi fayton ile 15-20 dakika tur attırmıyoruz. Onlara şehrin görülebilecek, gezilebilecek tarihi, turistik mekanları hakkında da bilgi veriyoruz’’ diyen Kırbıyık, işini bir taşıma değil daha ziyade insanların özel anlar yaşamasına yardımcı olmak olarak tanımlıyor. Turistlerin yanın da Noel, sevgililer günü gibi yılın bazı dönemlerinde daha romantik bir zaman yaşamak isteyenlerin ağırlıkla müşterileri olduğunu belirten Kırbıyık, faytonuna binen kimselerin en çok Central Park’ın etrafında hangi ünlünün yaşadığı ile ilgilendiğini söylüyor.
FATİH TERİM BUNU DUYSA ÜZÜLÜRDÜ, ‘‘FAYTONDA İRLANDALILAR SÖZ SAHİBİ’’
Fayton işi Central Park’ta 100 seneden fazladır yapılıyor. Kırbıyık’ın verdiği bilgiye göre faytonculuğu New York’ta başlatan millet ise İrlandalılar. Amerika’daki en büyük ve etkin etnik milletler arasında olan İrlandalılar, Central Park çevresinde çalışan fautonların da yaklaşık yüzde 80’ine sahip durumdalar. Amerikalı İrlandalılardan sonra faytonda söz sahibi olan ikinci millet İtalyanlar. Öyle anlatıldığı gibi Türkler bu işi ele geçirdiği lafları ise yalnızca bir şehir efsanesi.
Türklerin fayton işinde çalışıyor olmaları yalnızca emekleri ile sınırlı. Yani Türkler plaka sahipleri değil. Central Park çevresinde çalışan faytonların plaka fiyatı bugün 600 bin dolar. Bir anlamda servet. ‘‘Bizim Türk arkadaşlar öğrenci olarak gelip bu işi bir anlamda geçici bir meslek olarak yapıyor. Ancak son zamanlar da bazı Türk arkadaşlar yarım plaka filan aldı’’ diyen Kırbıyık, bir kulakdan dolma bilgiyi de unufak ediyor.
Bir ara Türkiye’de Central Park’taki faytonların Türkiye’den gittiğine dair haber dahi çıktı ki bu da yine gerçek ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir uydurma. Kırbıyık, yeni bir faytonun fiyatının 12-13 bin dolar olduğunu belirtirken işin de aslını şöyle ifade ediyor; ‘‘Biz faytonları Pennslyvania eyaletinde ağırlıkla yaşayan Amishlere yaptırıyoruz. Bu işin ustaları ve yüzyıldır bu insanlar ekmeklerini at arabası yaparak kazanıyor.’’
Amishler bilindiği üzere teknolojiyi kullanmayı gündelik hayatlarında dinen günah sayan Hristiyanlık’da bir mezhep. Amishlerin teknolojiden uzak durması bu insanların el sanatları, hayvancılık ve tarım gibi alanlarda oldukça yetkin kılmış. Kırbıyık’ta bu gerçeğe dikkat çekiyor ve faytonda çalışan atları Amishlerden aldıklarını ifade ediyor. ‘‘Atları Amishler’den 2-3 bin dolar karşılığında aldıktan sonra Manhattan’da çalışabilmeleri için bir iki hafta eğitimden geçiriyoruz’’ diyen Kırbıyık, atların Manhattan adasında bulunan 4 ahırda barındırıldığı bilgisini veriyor.
68 PALAKAYA 200’DEN FAZLA AT KOŞTURULUYOR
New York Şehri’nde yalnızca 68 adet fayton plakası var. Bir başka ifade ile hergün trafikte 68 adet fayton çalışıyor. Buna karşılık 4 ahırda 200’ün üzerinde at bulunuyor. Atlar dinlendirilerek faytona koşuluyor. Bir ara faytonda koşulu iken ölen at nedeniyle hayvan severler harekete geçimiş ve faytonun yasaklanmasını istemişti. Bu isteği çok anlamsız ve abartılı bulan Kırbıyık bu durumu şöyle izah ediyor; ‘‘Hiçbir at 9 saatten fazla çalıştırılamaz. Biz sabahları faytonu ahırdan çıkarırken çıkış kartımızı makinaya okutuyoruz ve akşam döndüğümüzde de aynı kartı makina akuyor. Eğer 9 saati aşmışsanız bunun karşılığı olarak hayvana eziyet etme cezası verliyor ki bu oldukça fayton kullanıcısı için riskli bir yaptırım. Nedeni ise aynı cezayı ikinci defa aldığınız takdirde fayton ehliyetiniz elinizden alınıyor ve bir daha bu işi yapamıyorsunuz. Dokuz saat sınırı atlar için fayton kulanan insanlar için bir çalışma sınırı yok.’’
ATLARIN BAKIMI BİRÇOK İNSANIN BAKIMINDAN ÖNDE
Atların çalışma koşulları, sağlık kontrolleri, bakımları New York belediyesi tarafından oldukça titizlikle yürütülüyor. Atların her biri haftada bir ya da iki gün dinlendiriliyor. Atlar havaların çok sıcak veya çok soğuk olmasında da çalışmasına izin verilmiyor. Kırbıyık çok sıcak veya çok soğuk olarak belediyenin belirlediği sınırın 90 ila (yaklaşık 34-35 derece) 18 fahrenheit (eksi 7-8 derece) olduğu bilgisini verdi. Hayvanların hemen hergün belediyeye bağlı hayvan polisleri olarak da isimlendirilen ASPCA çalışma şartlarını ve koşullarını parka gelerek denetliyor. ASPCA memurları yalnızca çalışma koşulları değil atların nallarında herhangi bir yaraları olup olmadığına kadar hayvanları incelemeden geçiriyor. Atların sağlık kontrolü ise ahırlara New York belediyesinin saglık departmanından gelen sağlık ekibi tarafından yapılıyor.
Kırbıyık, faytonların şehirde çalışmalarının yasaklanmasını isteyen hayvan hakları savunucuların bu arzularının altında siyasi bazı gerekçeler olduğunu ileri sürüyor. Nuerttin Kırbıyık bu iddiasını da ahırların bulunduğu bölgelerde emlak fiyatlarının taban yapmasını gösteriyor.
ATLAR DA KIRBIYIK’TA BROADWAY SHOWLARINA ÇIKIYOR
Yalnızca New York değil dünya genelinde ün yapan Broadway gösterilerine de zaman zaman atlarıyla çıkan Kırbıyık bugüne kadar bazı filmlerde dahi küçük de olsa rol almış. İki defa Jimmy Fallon’ın ‘Gece Yarısı Şovu (Late Night Show), çeşitli Broadway şovlarının açılış sahnelerinde, dünyanın en ünlü müzik salonlarından olan Linconl salonlarında atları ile sahne almış bir isim Kırbıyık. ‘‘En son olarak ‘‘Build for America’’ (Amerika’nın inşaası) adıyla History (Tarih) televizyon kanalında hazırlanan belgeselde görev alacağım. Eski bir at arabasına koşulacak olan atım ile birlikte belgeselin çekimine yardımcı olacağım’’ diyen Kırbıyık Hollwood için de zaman zaman sahneye çıktığını söylüyor. En son bir İngilizler ile Amerika arasında yaşanan savaşın anlatıldığı filmde esirleri taşıyan birini canlandırdığını belirten Kırbıyık, yine atı ile rol aldığının da altını çiziyor.
Kırbıyık, New York’taki faytoncular arasında tanınan biri. Türkiye’den bazı ünlülerin de bildiği bir isim Kırbıyık. Türkiye’den zaman zaman bazı ünlüleri faytonu ile gezdirdiğini söylese de Kırbıyık bunların ismini vermek istemedi. Faytonculuk demek ki sadece atlara ‘deh’ demek ile olmuyor aynı zamanda da sır tutmayı gerektiriyor. Ne diyelim her işin bir zorluğu var.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment