Sosyal medya dozunda güzel
Çalışma hayatında teknoloji ile hemhal olan birçok kişi, öğlen arası ya da mesai sonrasında da cep telefonunu elinden bırakmıyor. Ebeveyn ve eşler arası iletişimi koparan bu durum, aile huzurunu da bozuyor. Uzmanlar ise yüz yüze iletişimin ruh sağlığına da iyi geldiğini belirtiyor.
Modern hayatla birlikte gelişen teknoloji, hayatı kolaylaştırmanın yanı sıra insanlar arası iletişimi de azaltıyor. Teknoloji ile birlikte gelen kolaylığı ikili ilişkilerinde ve evlilik hayatında da uygulamak isteyenler, duygu tembelliğine kaçabiliyor. Zira sosyal medya, ailelerin iletişim kurma becerilerini olumsuz etkiliyor. Bütün gün tek başına çalışma temposuna adapte olan eş, eve geldiğinde hayat arkadaşıyla iletişim kurmaya bile yanaşmıyor. İş yorgunluğunu bahane eden çiftler, dinlenmek için de tek başına kalmayı tercih ediyor. Evli çiftler arasında başlayan bu iletişim problemi, zamanla birinci dereceden akrabalara ulaşıyor. Özellikle daha çok ilgi bekleyen anne-babalar, çocuklarına ve torunlarına ulaşamamaktan şikâyet ediyor. Son yıllarda çiftlerin birbirleriyle iletişim kurmaktan kaçıp, sosyal medyada vakit geçirmeyi tercih ettiğini söyleyen Uzman Psikolog Nesteren Gazioğlu, “İletişim aile içi etkileşimi canlı tutan önemli dayanaklardan birisidir. İletişim sözel ya da bedensel olarak kurulabilir. Önemli olan her aile bireyinin anlaşıldığını hissetmesidir.” diyor.
İlişkilere yatırım yaptıkça ailenin güçleneceğini belirten Gazioğlu, aile içerisinde doyumun önemli olduğunu kaydediyor. Kaliteli zaman geçirmek, günlük tecrübeleri paylaşmak, birlikte gelecek hakkında hayaller üretmek gibi faaliyetlerin bu doyumun bir parçası olduğunu aktaran uzman, “Aile içi doyumun azaldığı noktalarda kişi bu doyumu dış mecralarda, dış bağlantılarda, dış ilişkilerde ya da çeşitli bağımlılıklarda tatmine gider. İnterneti, sosyal medyayı ya da oyunları bir amaca hizmet etmeden, sadece zaman geçirmek için kullanım da bu boşlukla alakalıdır.” ifadelerini kullanıyor.
İnsanların günlük hayatta baş edemediği problemler sebebiyle sanal ortamda kendisine yeni bir kimlik oluşturduğuna değinen Gazioğlu, zamanla bu sanal ortamın kişiyi normal hayattan daha da uzaklaştırdığını dile getiriyor. İnsanların başkalarında gördükleri hayatları yaşama ve onlara özenme hissiyatı oluştuğunu ifade eden uzman psikolog, “Kullandığımız Facebook, Twitter gibi sosyal hesaplar, bu dünyanın içinde görünür olma çabamızın bir göstergesi. Bu, varlığımızı kanıtlama çabasıyla ve ilgi görme isteğiyle de birleşebiliyor. Bu durumun evliliklere yansıması daha çok beklentilerin yükselmesine yol açıyor. Bu da evliliklerde sıkça problemlerin yaşanmasına neden oluyor.” diye konuşuyor.
Bugün çocukların teknolojinin içine doğduğunu ve internet okuryazarı olmalarının kaçınılmaz olduğunu kaydeden uzman, şunları öneriyor: “İnsan sosyal bir varlıktır. İlişki kurmak, etkileşim içerisinde olmak ruhsal gelişimimiz açısından önemli. Televizyon, bilgisayar ve telefona ayırdığımız vakti daha kısıtlı tutup, eşimizle olan zamanları daha kaliteli hale getirmemiz, evliliğimiz adına önemli bir adım olacaktır.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment