Nişanlılık her istediğini yaptırma dönemi değildir
Evliliğe ilk adım olan söz ve nişan dönemlerinde eşlerin birbirlerinden beklentileri bazen ölçüyü kaçırabiliyor.
Karşı tarafı zor duruma düşürecek isteklerde bulunulduğunda kişi, baştan bunu kabul etmeyerek eş adayını ikna etmeye çalışıyor, ikna edemediğinde de söz veya nişanı sonlandırıyor. Bazen sevgi ağır basıyor, aşırı hoşgörülü, duygusal yönü ağır basan ve hayır diyemeyen kişiler, genellikle her isteği kabul etmeye çalışıyor. Fakat zorlayıcı isteklere sınır konulmayınca başka zorlayıcı istekler birbirini takip ediyor. Bazen karşı tarafın maddî imkânlarının yetersiz olduğunu anlamamış olmaktan dolayı önyargılar doğuyor. Bu da ilerleyen zamanlarda yaşanan streslere bağlı olarak sorunların farklı algılanmasına sebep olur ve çözümleri zorlaştırıyor.
Üst üste yığılan sorunlar, eş adaylarının evlilikten sonra eşlerin birbirine duyduğu sevgiyi olumsuz etkiliyor. Maddiyat kaynaklı sorunlar genel olarak şu nedenlerden kaynaklanıyor: Eş adaylarının birbirinin maddî durumu hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, iletişim hatası nedeniyle maddî imkânların olduğundan fazla algılanması, kültür farklılığı, aşırı vericilik, kaybetme korkusu ve beklentilerini doğru şekilde ifade etmemek. Söz ve nişan dönemleri ebeveynlerin kendi sorumluluklarını yerine getirdiklerinde samimi, anlayışlı, sabırlı, zorlayıcı değil kolaylaştırıcı olduklarında evlilik hazırlıkları sağlıklı şekilde yürütülüyor. Anne-babalar geleneklerin olumlu yönlerini gençlere aktarıp farklılıklara saygılı davranmalı, gençlerin gençlik heyecanıyla beklentilerinin yüksek olması durumunda, eksiklerin zamanla karşılanacağı kanaatkâr davranılması yönünde telkinde bulunmalı. Maddî ihtiyaçlar imkânlar ve istekler konusunda eş adayları yeterli anlayışa sahip olup dengeli davrandıklarında manevî ihtiyaçlara sevgi ve saygıya olması gereken önemi verdiklerinde daha iyi anlaşır.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment