Kardeş kavgası iletişim yeteneğini artırıyor
Birden fazla çocuğu olan ailelerin en temel sorunlarından biridir kardeş kavgaları. İlk çocuk, önce kendisinden sonra gelen kardeşi kabullenmek istemez. Bu süreci atlatıp derin nefes alan aile, zaman geçtikçe kendini kardeşlerin birbirleriyle olan çekişmesinde bulur. Kardeş kavgalarından endişe eden aileler aslında bu kavgaların çocukların problem çözme yeteneğini geliştirdiğini bilmeli.
Kardeşler birbirleriyle ne kadar iyi anlaşsa da birbiriyle kavga etmesi kaçınılmaz oluyor. Temelde kardeş kavgasının normal olduğunu belirten uzmanlar, dikkat edilecek hususun kavga sınırlarının birbirine fiziksel ve duygusal zarar verecek düzeye gelmemesi olduğunu söylüyor. Çocuk pedagogu Adem Güneş, kardeşlerin itişip kakışırken birbirlerinin sınırlarını test ettiğini, bunun da onlara kendi özgürlüklerinin sınırlarının nereye kadar olduğunun tecrübesini kazandırdığını dile getiriyor. Kavgaların yetişkinlik yılları için önemli bir artı değer olduğunu aktaran Güneş, “Biri düşer diğeri karşılık verir, daha sonra kendi aralarında problemleri çocukça çözer ve oyun oynamaya devam ederler. Çocuksu çatışmalar iletişim yeteneklerini geliştirdiği gibi problem çözme becerilerini de artırır, genişletir. Çocuklar kavga etse de kin tutmaz. Böylece kavganın kindarlık olmayacağının tecrübesini elde eder. Çocukluğunda hiç çatışmamış, kavga etmemiş kişiler yetişkinlik yıllarında yaşayacakları çatışmaları oldukça abartır, duygularını toplamakta zorluk çekerler. Paylaşmayı, sabrı, beklemeyi kardeşler birbirleriyle çatışarak öğrenir.” diyor.
Kardeş kavgalarında ebeveynin üslubu
“Kavgalardaki sınır, çocuklardan birinin sinmesi, ezilmesi ve kendini savunamaz hale gelmesi halini alıyorsa burada müdahale edilmelidir.” diyen Adem Güneş, “Buradaki ezilme, fizik zoru ile olabileceği gibi sözle de olabilir. Aşağılama, küçük düşürme, alaya alma gibi davranışlar müdahaleyi gerektirir, asla taviz verilmemelidir.” diyor. ‘Niye kavga ettiniz bakayım? Gel buraya ne yapıyorsun, sen çekil bakayım kenara!’ tarzındaki ifadelerin de oldukça yanlış olduğunu belirtiyor. Eğer sözel bir aşağılama, argo konuşma varsa ebeveynlerin böylesi bir sözü taviz vermeden; ‘Kardeşine bu şekilde konuşman doğru değil. Bu söz, aşağılayıcı bir sözdür. Bir daha bu sözü kullanma!’ diyerek durumun net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini belirten uzman, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Kavgada kendisini ifade etmede zorluk çeken çocuğa önce izin verilerek ‘Burada ne olduğunu öğrenmek istiyorum.’ diye bir soru ile konuşmaya başlanmalı. Fakat burada dikkat edilecek olan şey, bir kardeşin anlattığı olayı, diğerine dönüp ‘Öyle mi, sen mi başlattın?’ gibi sorguya dönüşmeden devam etmektir. ‘Ben olsaydım kavga etmek yerine, şöyle çözüm bulurdum.’ denilerek çocuklara yol gösterici olmalı ve çocukların bu tartışma veya kavgada hangi davranışları güzel idi ise, onlardan bahsetmeli. Örneğin; ‘Kardeşin sana tükürdüğü halde sen ona tükürmedin, bu güzel davranıştı, aferin Ahmet.’ gibi doğru davranışa vurgu yapılmalı.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment