[Haftanın Kitabı] Allah-insan ilişkisinin kodları Fatiha’da saklı
Sadreddin Konevî’nin en hacimli eseri olan Fatiha Tefsiri, klasik manâda bir tefsir olmanın ötesinde Allah-âlem ilişkisini özetliyor. Dört bölümden oluşan kitapta, Fatiha Sûresi’ndeki her âyet tek tek yorumlanıyor.
13. asrın büyük mutasavvıfı Sadreddin Konevi’nin Fatiha Tefsiri (İ’câzü’l-beyan fi tefsiri ümmi’l-Kur’ân), Prof. Dr. Ekrem Demirli’nin tercümesiyle Sadreddin Konevi Kitaplığı’na kazandırıldı. Kapı Yayınları’ndan çıkan eser, Allah-âlem irtibatını Fatiha sûresi üzerinden açıklayan bir ‘metafizik’ kitabı.
Ekrem Demirli’nin ifadesiyle, metafizik, ‘salt varlığı’ konu edinerek insanın bilgi ve araştırma eylemlerinin doğruluk ölçütü sayılan bilimdir ve her bilim meşruiyetini metafizikle irtibatından ötürü kazanır. Başından beri süregelen ciddi itirazların gölgesinde kırılmalardan geçse bile varlık bilimi olma hüviyetini hiçbir zaman yitirmemiştir. İslam filozofları için metafiziğin temel konusu varlık, maksadı ise yaratıcının varlığının ispatlanmasıydı. İbnü’l-Arabî’yle başlayan fakat nihai formunu Konevî’de bulan yeni metafizik anlayışı ise varlık ile yaratıcı arasında kurduğu irtibatla metafiziği yeniden yorumladı. Tarihsel olarak ‘son-kurucu metafizikçiler’ diyebileceğimiz bu düşünürler, Allah’ın varlığını, müsellem bir kaziye sayarak metafiziğin mevzuu saydı. Bu yaklaşımın anlamı açıktı: Allah, akıl sahibi hiçbir insanın inkâr edemeyeceği nihai gerçeklik ve hakikattir. Var olmayı kabul eden her insan -bir ilke şeklinde- Allah’ın varlığını kabul etmiştir. İnsanın görevi genellikle pasif olabilecek bu ‘ilke’den hareketle insanı ve âlemi yeni gözle yorumlayabileceği Allah hakkında bir ‘marifet’ ve o sağlam marifete dayalı, bazen de ona kaynaklık teşkil edecek bir ‘ahlâk’ kazanabilmektir. Bunun yolu ise Allah hakkındaki gerçek bilgiyi getiren Peygamber’i ‘burhan’, yani kesin delil kabul etmektir. Fatiha sûresi tefsirinde Konevî, insan-Allah-âlem irtibatını bir bilgi ve ahlâk meselesi olarak ele alarak metafiziği bu istikamette yorumlar.
Konevî’nin en hacimli eseri olan Fatiha Tefsiri, müellifin bütün eserlerinde ele aldığı belli başlı bütün konulara dair fikirlerini içerir. Tartışma yöntemlerine başvurulmadan ve hocası İbnü’l-Arabi de dahil olmak üzere hiç kimseden herhangi bir alıntı yapılmadan yazılan bu eserde Allah-âlem ilişkileri özetlenir. Hatta Fatiha, ilâhî ve kevni bütün hakikatleri ve hakikatler arası ilişkileri özetleyen bir sûre olarak görülür. Dolayısıyla eser, klasik anlamda bir sûre tefsiri değil, Vücûd-ı Mutlak olan Hakk’ın eşyayı çeşitli varlık mertebelerinde izhar edişini yorumlama imkânı veren bir metin.
Dört bölümden oluşan kitapta Fatiha Sûresi’ndeki her bir ayet tek tek alınıyor. Hamdin manası, Lafza-i Celal’in kökeni, Allah’ın ıslah etmesi, âlemlerin sayısı, rahmetin mertebeleri, din sırrının ne anlama geldiği, amel ibadet ilişkisi, hidayetin mertebeleri, nübüvvetin sırrı, kâmil teveccüh, rızanın, nimetin, dalaletin mertebeleri akıcı bir üslupla anlatılıyor. ‘Son Hamd’ bölümüyle de bir dua yer alıyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment