Gurbette annelik, doğum sonrası depresyonu tetikliyor

Hamilelikte yaşanan annelik heyecanı, doğum sonrası çeşitli kaygılara dönüşebiliyor.

Annelik rolünün yüklediği sorumluluklar, özellikle ilk kez evlat sahibi olanlar için baş edilmesi zor hale gelebiliyor. Anne adayının doğum sonrası depresyona girmesinde eşiyle iletişimi, anneliğe hazır oluşu, hamilelikte yaşananlar ve annenin çocukluk tecrübeleri etkili oluyor. Psikiyatri Uzmanı Işılay Yatkın, doğum sonrası depresyonun özellikle çalışan ve gebeliği geç planlayan kadınlarda daha sık görüldüğünü vurguluyor.

Kadınlarda doğum sonrası bebeğini emzirmek istememe, uyku ve iştah dengesinin bozulması, yetersizlik ve bebeğe zarar verme korkusu gibi depresyon belirtileri, eş ve aile desteğiyle aşılabiliyor. Bazı durumlarda ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi de uygulanması gerekebiliyor. Sendrom doğumun ardından ilk ayda ortaya çıkıyor. Bu durum gelecekte depresyon riskini artırabildiği gibi, bebek ve annenin ilişkisini de olumsuz etkiliyor. Yakın zamanda 2’nci bebeğini kucağına alan Ayşe Korkmaz, ilk bebeğini gurbette dünyaya getiriyor. Tecrübesizlik ve yalnızlık duygusu onu bir hayli bunaltıyor. Öyle ki bebeğinden nefret  etme noktasına geliyor. Şimdi ise annesinin desteğiyle çok rahatladığını belirtiyor. Anadolu’daki lohusa kadını yalnız bırakmama kültürünün önemli olduğunu vurgulayan Korkmaz, “Annelere de bebek gibi özenle ve sevgiyle muamele edilmeli.” diyor. Yetersizlik duygusuyla ağlamaların her annede görülebileceğini belirten Yatkın, doğum sonrası hüzünle depresyonun birbirinden ayrı olduğunu belirtiyor. Uzman, “Hamilelik sürecinde bebeğin nelerle birlikte geleceği tam olarak içselleştirilmeli.” diye konuşuyor. Yatkın şunları öneriyor: “Önce psikolojik olarak çocuk sahibi olmaya hazırlanın. Eşler, hamilelik sürecindeki duygu değişimlerine anlayış göstermeli. Hamilelikteki olası sorunlarla eşler birlikte mücadele etmeli. Doğum sonrası baba bebeğin bakımında görev almalı. Aile büyükleri de maddi manevi destek olmalı. Lohusa annenin gözünü korkutacak hikâyeler yerine, moralini yükseltecek olumlu tutumlar vurgulanmalı.”