Facebook çağında büyüyen ilk anne kuşağı mutsuz
Anneler ve Medya 2013 raporuna göre Facebook’taki annelerin yüzde 57’si 35 yaşlarında. Araştırmaya göre Facebook çağında büyüyen bu ilk jenerasyon, artık sürekli arkadaşlarının çocukları hakkında bildirimlere maruz kalıyor. Birçoğu anne gruplarına üye ve hayatı büyük bir seyircinin karşısında öğreniyorlar.
Sosyal medyayı yaygın kullanan bir kişi dünyanın neresinde olursa olsun, günlük haber ve trendlerden anında haberdar oluyor. Sürekli olarak kendini yenileyen moda gibi sektörler, akımlar, popüler kültürler sosyal medyayla hızla yayılıyor ve alıcısına ulaşıyor. Özellikle kadınların takip ettiği ve üye olduğu albenili sayfalarla birlikte popüler kültür, çekirdek ailenin kılcal damarlarına kadar sirayet etti. Kişi kendine sosyal medyayla ilgili sınırlar koymazsa saatler, faydasız ve içi boş içeriklere bakmakla akıp gidebiliyor. Tatilden, alışverişlerden, partilerden paylaşılan gülücüklü, çok mutlu fotoğraf karelerinin paylaşılmasının, bu imkanlara ulaşamayan birçok insanı mutsuz ettiğine dair birçok haber yapıldı.
Ailesi, çocuğu, arkadaşları için yaptığı fedakârlıkları, cicili bicili etkinlikleri, faaliyetleri anlık paylaşımlarla diğer kadınlara duyuran sosyal medya hesaplarının binlerce takipçisi var. Türkiye’deki bu annelerin bir kısmının gelir seviyesi yüksek, dolayısıyla albenili paylaşımlarda bulunuyorlar. Bunlardan kimi iki katlı ve bahçeli müstakil bir eve sahip, kiminin de ev işlerinde yardımcısı ve bakıcısı var. Ortak yönleri ideal birer anne ve bu konuda neredeyse bir uzman gibi akıl hocası olmaları. Bu fenomen anne, çalışıyorsa kendini çocuğuna adamak için işini bıraktığını özellikle belirtiyor. Çocuklarına kitaplardan öğrendikleri eğitici etkinlikler ve sosyal faaliyetler yapıyorlar. Bunları da ayrıntılarıyla mutlu, gülücüklü fotoğraflarla beraber her gün sayfalarında paylaşıyorlar. Aralıksız çocuklarıyla ilgilenen bu ideal anneler, şaşırtıcı şekilde sosyal medyada kendilerine yapılan yorumlara tek tek cevap yazmaya ve olumsuz eleştirileri silmeye vakit buluyorlar.
BU ANNELER HAYATI FACEBOOK’TA ÖĞRENİYOR
Tabii bir de anne grupları var. Bu konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde ünlü Newsweek dergisi, “Facebook Anneleri” isimli güzel bir dosyaya yer verdi. Edison Research’ün Anneler ve Medya 2013 raporu üzerinden yapılmış dosyada, geçmişte çocuklarını öven ve kıyaslayan annelerin sosyal medyada bunu bir aktivite haline getirdiğinden bahsediliyor. Araştırmaya göre Facebook’taki annelerin yüzde 57’si 35 yaşlarında. Sürekli arkadaşlarının çocukları hakkında bildirimlere maruz kalan bu kadınlar, Facebook hayatına bekar olarak başlayan ve Facebook çağında büyüyen ilk jenerasyon. Edison Research’ün araştırmasına göre bu kadınlar sağlam Facebook kullanıcısı. Onlar bekârken dedikodu ve parti fotoğrafları paylaştılar. Şimdi ise bebek bezi değiştiriyorlar ve alerjilere karşı duyarlılar. Hâlâ aktif Facebook kullanıcı iseler, hayatı büyük bir seyircinin karşısında öğreniyorlar. Sosyal medyada 100 bin ile 10 bin arasında takipçiye sahip binden fazla anne grubu var. Bu gruplarda tuvalet eğitiminden özel okul sınavlarına kadar her şey konuşuluyor.
Mutsuz hissedenler Facebook tatili yapıyor
Annelere dair bir Facebook blogu Momastery isimli sayfanın sahibi Melton, 40 günlük Facebook tatili vermiş kendisine. 101 bin takipçisi, o biraz nefes alsın diye sabırlıca beklemiş. Bu ara verme sürecinde Melton, Facebook’un kendisini ne kadar mutsuz hissettirdiğini fark ederek Facebook hesabını kapatmaya karar vermiş. Melton, sitesinin ana bir amacı olduğunu düşünse de Facebook’un ana amacının kendisini rahatsız ettiğini söylemiş ve eklemiş: “Çünkü Facebook’un asıl niyeti mukayese.” Medya Psikolojisi Araştırma Merkezi’nden Dr. Pamela Rutledge ise şöyle diyor: “Facebook gibi sosyal ağlar insanların övmeye verdikleri tepkiyi değiştirmedi, öven insan sayısını değiştirdi. Bu kadar çok yayma kabiliyeti, paylaşmakla övünmek arasındaki ince çizgiyi belirsizleştirdi.”
Çocuklarıyla vakit geçirenlerin fotoğraflarını Facebook’ta gören iki çocuk annesi Meredith DePersia, çalışan bir kadın. “Bu fotoğrafları gördüğüm zaman kendimi miskin hissediyorum.” diyor. Glennon Doyle Melton ise “Facebook kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Hayatım ne kadar güzel olursa olsun ve beni ne kadar tatmin ederse etsin, Facebook’a girdiğim ve diğerlerinin hayatını gördüğüm an yaptığım kıyaslama neticesinde mutsuz oluyorum.” diye konuşuyor. Bir anne ise Facebook’a girmekten kaçınma sebebini şöyle açıklıyor: “Herkesin mükemmellik sunumları beni yoruyor. Bir tanıdığım, kızının çizdiği bir resmi paylaşmıştı ve mükemmeldi. Niye benim aynı yaştaki çocuğumdan daha başarılı diye düşündüm ve panikledim. Kimsenin hayatı bu kadar mükemmel olamaz diye düşünüp rahatladım.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment