Dil ve konuşma bozukluklarına dikkat!
Uzmanlar, sıklıkla gözlenen dil ve konuşma bozuklukları tedavisinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Konuşma bozuklukları tedavisinde erken tanının önemine dikkat çekiyor.
Odyoloji, Ses ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İrem Konakçı Yenice, toplumda değişik yaşlardaki insanlarda görülebilen dil ve konuşma bozuklukları ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Yenice, “Çoğu kez özellikle de çocukluk döneminde karşılaşılan kekemelik, geç konuşma ya da artikülasyon bozukluklarında (harfleri söyleyememe) ailelerin uzmana geç başvurmasının bu rahatsızlığın tedavi sürecinin uzamasına neden oluyor.” dedi.
Erkek ve kız çocuklardaki dil gelişimi arasında pek bir fark olmadığına dikkat çeken Yenice, “Erkek çocuklar ile kız çocuklar arasında dil gelişimi arasında fark olabileceği düşünülse de bu tahmin edildiği kadar büyük bir fark değildir. Dil ve konuşma bozuklukları erkeklerde kızlara oranla daha sık gözlenmektedir. Ancak bu durumu ‘erkek çocuğudur zamanla açılır’ şeklinde yorumlamak süreci olumsuz etkilemektedir.” diye konuştu.
Dil ve konuşma bozukluklarında erken tanının önemli olduğunu ifade eden Yenice, “Erken değerlendirme ve tanı, sorunun daha da büyümeden çözülmesine yardımcı olur.” ifadesini kullandı.
‘ZAMANINDA MÜDAHALE ÖNEMLİ’
Konuşma bozukluklarına zamanında müdahalenin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Yenice, artikülasyon bozuklukları (harfleri söyleyememe) söz konusu olduğunda genellikle ailelerin çocuğun okula gitmesiyle sorunun düzeleceği görüşünde olmasının yanlış bir durum olduğunu kaydetti. Yenice, “Oysa ki çoğu kez okul yaşı müdahale için geç bir dönemdir. Aksine çocuk okula başlamadan bu sorunlar ortadan kalktığında çocuğun olasılıkla yaşayacağı akademik performansına dair sıkıntılarda azaltılmış olacaktır.” şeklinde konuştu.
Terapide çocuğun yaşı ve kişisel özellikleri dikkate alınarak değerlendirme yapıldığını belirten Yenice, “Hem değerlendirme hem de terapi sürecinde yaşına uygun yöntem ve materyal kullanılarak çocuk ve aileye yardımcı olunur. Dil ve konuşma becerilerine dair sorun yaşayan bir çocuk destek almayıp bu sorunla toplum içerisinde olduğu süreçte psikolojik olarak travma yaşamaya daha açık halde olur. ” bilgisini verdi.
“Akıcı konuşma bozukluğunda bilimsel dayanakları olan ve kişiye özel terapi programlanır.” diyen Yenice şunları söyledi: “Süresi ve terapide izlenecek yol kişiye özeldir. Kekemelikte 15 günde kesin çözüm mümkündür; kekemelik psikolojik bir problem değildir. Psikolojik faktörlerin kekemeliği tetiklediği ya da ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı düşünülebilir ancak sadece psikolojik bir travmanın sonucu ortaya çıktığı düşünülmemelidir.”
Yenice, çocuğun dil bağının kısa olmasının dil hareketlerini engellediğini bunun da bazı konuşma seslerini çıkarmada sıkıntılara neden olabildiğini ifade etti. Yenice, “Ancak her konuşamayan ya da ses üretiminde sorun yaşayan çocuğun durumu dil bağı ile açıklanamaz. Dil bağı olsa dahi bu her zaman dil ve konuşma becerilerini etkileyeceği anlamına gelmez. Dilaltı bağından şüphe ediliyorsa bir kulak burun boğaz hekimi ve dil konuşma terapistinden görüş alınmalıdır.” tavsiyesinde bulundu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment