Son 75 yıla damgasını vuran Demokratik başkanlar
Amerikan politik tarihinde iki parti ve savunduğu değerlerin ülkenin iç ve dış politikasını yönlendirdiği görülüyor. Seçimlere bir ay gibi kısa bir zaman kala başkanların ait oldukları parti ve değerleri ile özel hayatları ve özgeçmişlerine ait her bilgi de mercek altına alınıyor. Peki Amerika’nın son 75 yılını şekillendiren Demokratik Başkanlar ve öz geçmişleri nasıldı?
John F. Kennedy
Siyasetin yollarını ona açan bir aileden geldi. Annesinin babası Boston’un ünlü valilerinden John ‘Honey Fitz’ Fitzgerald’dı. Bu nedenle ünlü başkana ilk iki ismi dedesinin tam ismi olan John Fitzgerald olarak verildi. Çocukluğu çeşitli hastalıkların pençesinde geçen John F. Kennedy, 21. YY’da doğan ilk Amerikan başkanı, ilk Katolik Amerikan başkanı ve görevi başındayken bir suikaste mağdur olmak gibi pek çok özelliğe sahip. Çocukluğu ve gençliği bir çok fırsatla dolu dolu geçen Kennedy, Amerika’nın en saygın lise ve üniversitelerinde okudu. Choate Lisesi ve Canterbury Lisesi devam ettiği okullar arasındayken Princeton, Harvard ve Stanford çeşitli dereceler aldığı üniversiteler arasındaydı. Ailesinden getirdiği isim ve imkanlar göz önüne alındığında Kennedy’e Amerika’nın mucizevi bir şekilde, iş başına gelen başkanlarından bir tanesi demek zor.
Lyndon B. Johnson
John F. Kennedy’nin öldürülmesinin ardından onun süresini tamamlayan ve daha sonra kendi ismiyle girdiği seçimleri de kazanarak 6 yılı aşkın bir süre Amerikan başkanlığı görevini üstlenen Lyndon B. Johnson, baskın karakteriyle ün yapmış bir başkandı. Soyu İrlanda ve İngiltere’ye uzanan başkanın annesinin dedesi Amerika’nın belki de en ünlü Baptist rahiplerinden bir tanesi olan George Washington Baine’di. Teksas’ta bir çiftlik evinde dünyaya gelen Johnson kültürel anlamda zengin bir çevrenin içinde bulunsa bile parasal olarak çok avantajlı olduğunu söylemek zordu. Öğretmen okulunu bitiren ve fakir çocukların eğitimine yardımcı olmak amacıyla bir devlet okulunda öğretmenlik yapan Johnson, vatandaş haklarının genişletilmesini medicare ve medicaid gibi uygulamaların oluşumunu sağlayan ‘Greater Society’ (Daha büyük halk) yasasını bu okuldan aldığı ilhamla başlattı. Yoksulluğa karşı savaş açan başkan aynı zamanda Vietnam’daki asker sayısını arttırmasıyla da ünlendi.
Jimmy Carter
1977’den 1981’e kadar başkanlık görevini üstlenen Jimmy Carter, Amerikan yakın tarihinin en renkli başkanlarından bir tanesiydi. Döneminin hatırlanan olayları Camp David anlaşması, Panama Kanalı anlaşmaları, düşük üretim ve yüksek enflasyonun sebep olduğu ekonomik kriz ve belki de Carter’ın başkanlığına malolan İran’la yaşanan rehine krizi idi. İran’daki Amerikan Konsolosluğu’nda 444 gün rehin tutulan 20 Amerikalı Carter’ın seçimi kaybetmesine sebep olurken seçimlerden bir gün sonra rehineler salıverildi. Çocukluğunda üstün bir zekaya ve beceriye sahip olmasıyla kalabalıklardan sıyrılan Carter’ın babası Georgia eyaletinin güneyinde büyük bir işletmeye sahipti. Amerika’nın 39. başkanı ayrıcalıklı ve imtiyazlı bir çocukluk yaşamıştı.
Bill Clinton
Amerika’nın yakın tarihine damgasını vuran isimlerden bir tanesi olan Başkan Bill Clinton, 1993 yılından 2001 yılına kadar görevde kaldı. Görev süresiyle 1933-1945 yılları arasında başkanlık yapan Franklin D. Roosevelt’ten sonra seçimlerle iki tam süre iş başına gelen ilk Demokratik başkan olma ünvanını kazandı. Çok zor bir çocukluk geçiren Bill Clinton 13 yaşında üvey babasının ismini aldı. Üvey babasının alkol ve şiddet sorunlarından kardeşini korumak için çabalayan Clinton’ın sadece politikaya değil müziğe de yeteneği çok fazlaydı. My Life (Hayatım) isimli otobiyografik kitabında çocukluğunda yaşadığı zorlukları anlatan Clinton, Boys State’le Beyaz Saray’a yaptığı bir gezide tanışma imkanı bulduğu Kennedy’nin kendisinde silinmez izler bıraktığını belirtmiş. Ekonomide Third Way (Üçüncü Yol) akımının savunucularından olan Clinton başkanlık süresi içinde ahlaki açıdan soru işaretleri oluşturan bir skandalla da anılmıştı. Clinton, imkanlar açısından çok eksik bir aileden gelmiş ve Amerikan hayalini gerçekleştirmiş bir başkan olarak tarihe geçti.
Barack Obama
6 Kasım’da yapılacak seçimlerde ikinci kez başkanlık görevine gelip gelmeyeceği belli olacak Barack Obama hiç şüphesiz Amerika’nın en çok hatırlanacak başkanlarından bir tanesi. Sadece Amerikan tarihinde ilk kez bir Afrikalı Amerikalı’nın başkanlık koltuğuna oturuyor olması bile onu tarihi kılmak için yeterli. Ancak Başkan Obama’nın ilkleri bununla sınırlı değil. Orta ismi Hüseyin olan Obama Amerikan tarihinin yakın ailesinde Müslüman olan ilk başkanı. Ayrıca Hawai’de dünyaya gelen ve bu yüzden doğum belgesinin geçerli olmadığı ileri sürülen başkan Hawai’de dünyaya gelen ilk başkan olma özelliğine de sahip. Avrupa kökenli antropolojist bir öğretim görevlisi olan annesi Ann Dunham’ın tek başına büyütmeye çalıştığı iki çocuktan bir tanesi olan Barack Obama’nın çocukluk ve gençlik yılları ekonomik zorluklarla geçmiş. Annesinin kanserden ölmesi ve hayatının son günlerinde sürekli sigorta şirketleriyle mücadele etmiş olması siyahi başkana sağlık reformu kanunlarını çıkartması konusunda büyük bir ilham vermiş. Obama’nın babası Kenya doğumlu Barack Obama Sr, ailesiyle ilgilenmeyerek onları terk etmiş. Obama ileriki yıllarda yazdığı otobiyografik kitabında babasının yokluğunun ona kızları için iyi bir baba olması gerektiğini öğrettiğini yazıyor. Obama zekası ve çalışkanlığıyla Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okumaya hak kazanmış. Obama’yı da yaşadığı zorluklar ve geçirdiği mücadele göz önüne alındığında Amerika’nın mucizevi bir şekilde iş başına gelen başkanlarından bir tanesi olarak göstermek mümkün.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment