Senatonun Bingazi raporu dışişleri ve istihbaratı sorumlu tuttu
ABD Senatosu’nun, Bingazi Konsolosluğu’na 11 Eylül’de düzenlenen ve Libya’daki Büyükelçi Chris Stevens ile diğer 3 Amerikalı’nın hayatını kaybetmesine yol açan saldırıyla ilgili hazırladığı raporda, Dışişleri Bakanlığı ve İstihbarat kuruluşlarına eleştiriler yöneltildi.
Senato İç Güvenlik Komitesi’nin ‘Kırmızı Sinyal: Bingazi’deki Terörist Saldırı Hakkında Özel Rapor’ başlıklı raporunda, ABDDışişleri Bakanlığı’nın, güvenliğin yetersiz olması ve saldırıdan haftalar öncesinde alarm seviyesi gittikçe yükselen tehdit değerlendirmelerine rağmen, Bingazi’deki misyonu açık tutarak ”ağır bir hata” işlediği belirtildi.
Bağımsız senatör Joseph Lieberman ve Cumhuriyetçi senatör Susan Collins’in başkanlığındaki raporda, Amerikan istihbarat kuruluşları da, Libyalı aşırılık yanlısı unsurlara yeteri kadar sıkı biçimde odaklanmamakla eleştirildi.
Dışişleri Bakanlığı’na, Bingazi’de güvenliği geliştirmek için adım atmak yerine, spesifik uyarıları beklediği eleştirisi de yöneltilen raporda, Bingazi’deki anlık tehdide dair spesifik istihbarat yoksunluğunun, istihbarat kuruluşlarının, El Kaide ve onunla bağlantılı örgütlerle zayıf ya da hiçbir operasyonel bağı olmayan militan gruplara yeteri kadar yakın biçimde odaklanmayı başaramadığını göstermiş olabileceği değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ve El Kaide’nin çekirdek yapısının zayıflamasıyla, bölgede son 2-3 yılda şiddet yanlısı yeni İslamcı örgüt ve hücrelerin oluşmakta olduğu ifade edildi. Bu bağlamda raporda, ABD istihbarat kuruluşlarının, Libya ve ötesine, bölgede yeni oluşmaya başlayan, El Kaide ve onunla ana bağlantılı gruplarla güçlü operasyonel bağları bulunmayan şiddet yanlısı İslamcı radikal gruplara daha geniş ve derin boyutta odaklanması tavsiyesinde bulunuldu.
”DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞI AĞIR HATA YAPTI”
Bingazi saldırısını kimin düzenlediği konusunda belirli bir grubun ismine atıf yapılmayan raporda, devrim sonrası Libya hükümetinin ABD diplomatik misyonları ve personelini korumada yetersiz kaldığının bilindiği, ancak ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu güvenlik boşluğunu dolduramadığı tespitine yer verildi.
Raporda, ”Libya hükümetinin (konsolosluk) binanın güvenliğini sağlama görevini yerine getirmedeki yetersizliğine, düzeyi gittikçe artan tehdit değerlendirmelerine ve binanın özellikle savunmasız konumuna rağmen, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Bingazi’deki misyonun kapatılması ya da geçici olarak kapatılması gerektiği neticesine varmadı. Bu ağır bir hataydı” denildi.
Senato raporunda, Obama yönetiminin saldırı sonrasında, olayın nedeniyle ilgili zaman içinde değişim gösteren ve Cumhuriyetçilerin sert tepkisine yol açan, hatta ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice’ın baskılar yüzünden olası dışişleri bakanlığı adaylığını geri çekmesine yol açan açıklamalarına da değinildi.
Raporda, saldırıyla ilgili ilk hazırlanan ve Rice’ın eleştiriye uğrayan açıklamasında kullandığı bilgi notlarında, olaylara El Kaide ve onunla bağlantılı kişilerin karıştığının ”bilindiğini” belirten bir cümlenin yer aldığı, ancak bu notların son versiyonunda, sözkonusu ifadenin, ”aşırıcı unsurların karıştığına dair işaretler bulunduğu” şeklinde değiştirildiği, El Kaide ve bağlantılı örgütlere yapılan atıfın çıkarıldığı, ayrıca ”saldırılar” ifadesinin de ”gösteriler” olarak değiştirildiği kaydedildi.
”KONUŞMA NOTLARINI İSTİHBARAT KURULUŞLARI DEĞİŞTİRDİ”
Cumhuriyetçilerin, konuşma notlarının siyasi nedenlerle Beyaz Saray ekibi tarafından değiştirilmiş olabileceği yönündeki sözlerine rağmen, notlardaki büyük değişikliklerin, Beyaz Saray değil, FBI, CIA ve diğer istihbarat kuruluşları tarafından yapıldığı belirtilen raporda, Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’ın notların nasıl hazırlandığına dair komiteye detaylı kronoloji sunma teklifinde bulunduğu, ancak yönetimin bu bilgilerin Kongre’ye teslim edilip edilmemesi gerektiği üzerinde haftalardır ”iç istişareler” yürütmesi yüzünden bunun hala gerçekleşemediği ifade edildi.
Senatör Lieberman, gizli olmayan konuşma notlarının oluşturulmasının istihbarat kuruluşlarının işi olmadığını ve bu kuruluşların gelecekte bu tür talepleri reddetmesi gerektiğini belirtti.
Raporda, yönetimin en baştan, olayı terörist saldırı olarak tanımlamış olsaydı ”11 Eylül 2012’de neler olduğuna dair kamuoyuna yapılan izahatte çok daha az kafa karışıklığı ve bölünme olacağı” belirtilerek, ”Bu gereksiz kafa karışıklığı, olması gerekenden çok daha önce sona ermeliydi” denildi.
Lieberman ayrıca, gözden geçirilen binlerce belge arasında, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın şahsen Bingazi’deki misyon için ilave fon ya da güvenlik taleplerini geri çevirdiğine dair bir işaret bulunmadığını, kilit kararların ”orta düzeydeki idareciler” tarafından alındığını kaydetti.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment