Kadın seçmen neden Obama’nın tarafında?

6 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine doğru geri sayım başlamışken partiler oy yüzdelerini arttırmak için değişik stratejiler yürütüyor. Yaş farkı, gelir düzeyi, bölge, din ve cinsiyet gibi pek çok ayrıma göre değişen oy verme eğilimleri içinde cinsiyet, partiler için belki de en önemli olanlardan.

Ağustos ayı sonunda yapılan Reuters/Ipsos araştırmasına göre çocuk sahibi olmayan 25-45 yaş aralığı içindeki kadınlar arasında Başkan Barack Obama’ya oy vereceklerin oranı Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney’e oy vereceklerden yüzde 20 daha fazla. Aynı oran tüm kadınlar içinde yine yüzde 8 fazlalıkla Obama’nın lehinde gözüküyor. Demokratların kadın seçmenin oylarını elde etmesinde pek çok sebep göze çarpıyor.

Lilly Ledbetter Adil Ödeme Hareketi

Obama’nın kadın seçmenin en fazla desteğini almasını sağlayan adımlarından bir tanesi 2009’un ocak ayında imzalanan  Lilly Ledbetter Adil Ödeme Hareketi (Lilly Ledbetter Fair Pay Act). 2007 yılında Yüksek Mahkeme’nin Lilly Ledbetter’in Good Year şirketine açtığı adil olmayan ödemelerle ilgili davayı kabul etmesinden ilham alınarak hayata geçirilen yasa, kadınların eşit işe eşit ücret kazanmalarının önündeki engellerle mücadeleyi kolaylaştırıyor. Yine Ipsos’un Reuters’le ortaklaşa yaptığı araştırmaya göre kadınlar erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık aynı işi yaparak sadece 72 sent kazanabiliyor.

Kadınların Obama taraftarı olmalarının bir başka sebebi ise Obama’nın onlar için elle tutulur çözümler öneriyor olması. Punditmom.com isimli ünlü blog sitesinin yazarı Joanne Bamberger, Demokratik düşünceye sahip ünlü yazarlar arasında. Kadına biçilen roller ve bu rollerin onun politik arenada söz sahibi olmasına engel olup olmayacağını gündeme getiren Bamberger, seçim çalışmalarının hızlandığı şu günlerde ‘annelik’ üzerinden büyük bir siyasi oyunun perdelendiğini düşünüyor. Buna göre Cumhuriyetçi Parti kadının en önemli rolünün ‘annelik’ olduğunu vurgulayarak diğer şeyleri ikinci plana atması gerektiğini ima ediyor. Mitt Romney’nin eşi Ann Romney bu konuda Cumhuriyetçi kanadın en önemli rol modeli. Öte yandan Amerika’nın en popüler kadını olarak gösterilen Michelle Obama, çalışma hayatı, eğitimi ve karakteri ile Demokratik kadınlar için farklı bir model sunuyor. Kadının rolü, annelik ve kariyer odaklı tartışmada Amerikalı kadınların daha özgürlükçü ve hak arar bir çizgide yer aldığı gözleniyor.

Sağlık reformu ve kadınlar
Obama’nın başkanlık süresinin hatırı sayılır bir kısmını feda ettiği ve en az ekonomiyi iyileştirmek kadar – belki de daha fazla- mücadele ettiği konulardan bir tanesi olan sağlık reformu da kadınların onayını alan konulardan. Kadınların kürtaj hakkını savunan, aile planlamasını şirketlerin sigorta sorumluluk sınırı içine alan sağlık reformu Cumhuriyetçiler tarafından özellikle dini nedenlerden dolayı eleştirilirken Gallup şirketinin 2011 yılı sonunda açıkladığı araştırmanın sonuçları Amerikan halkınının yüzde 55’inin kürtajı bir çok nedenden dolayı ahlaksızca bulduğunu ortaya çıkarttı. Halkın yüzde 30’u kürtaj konusunda olumlu kanı bildirirken yüzde 15’lik gibi büyük bir rakam ise bu konu hakkında kararsız olduğunu belirtti. Kürtaj konusu partiler arasında büyük bir tartışma sebebi olmaya devam ederken, sağlık reformunun da üzerinde en fazla görüş ayrılığı olan maddesini oluşturdu.

Kadınların Obama’ya güvenme sebeplerinden bir tanesi de Obama’nın 1970’li yıllarda yürürlüğe giren Title 9 isimli yasayı her fırsatta güçlendirecek çalışmalarda bulunması. Bu yasa spor, sanat, müzik, bilim ve mühendislik gibi konularda kız çocuklarına karşı yapılan ayrımcılığın yok edilmesiyle ilgili bir yasa. Yasanın yıl dönümünde basılı medyada yayımlanmak üzere bir makale kaleme alan Obama, bir kız babası olarak düşüncelerinden söz etmişti. Kız çocukların, spor faaliyetleri gibi mücadeleci özellikleri ve takım ruhunu güçlendirecek faaliyetlerde bulunmasını desteklediğini söyleyen Obama kızı Sasha’nın basketbol koçluğunu da yaptığını belirtti.