Gül, Amerikalı yatırımcıların Türk ekonomisine dair kaygılarını gidermeye çalıştı

Son aylarda Türk ekonomisine dair yurt dışında oluşan şüpheleri gidermeye çalışan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katıldığı bir programda neden ABD’li yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmaları gerektiğini anlattı. Gezi olaylarından, ekonomideki son rakamlara kadar Türk pazarı ile ilgili geniş bilgi veren Gül, ABD ile Türkiye’nin iyi ilişkiler içinde olmasının her iki ülkenin de mefaatine olduğunu dile getirdi.

ABD-Türkiye İş Konseyi’nin ev sahipliğinde çalışma yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iki ülkenin yakın müttefik olduğunu hatırlattı. Gül, Türkiye ile Amerika’nın uzun yıllara dayalı olan dostluklarının zor zamanlarda değerinin daha çok anlaşıldığını ifade etti. Türk-Amerikan ilişkilerinin soğuk savaş yıllarında ‘‘güvenlik’’ bugünlerde ise ‘‘bölgesel ve küresel düzeyde’’ gelişmelere bağlı bazı değişimler yaşadığını belirten Gül, Başkan Barack Obama’nın ilk denizaşırı ülkelere yaptığı ziyareti esnasında Türkiye’de iki ülke ilişkilerini “model ortaklık” olarak tanımladığına dikkat çekti. Her iki ülkenin uzak coğrafyalarda olmasına karşın demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi temel prensiplerde yakın ilişkiler içinde olduğunu belirten Gül, ‘‘Ortaklığımız günümüzün gerçeklerini yansıtmakta’’ dedi.

Küreselleşmenin getirdiği karşılıklı bağımlılığın ülkeler arası ilişkilere görülmemiş hızda yeni bir şekil verdiğini aktaran Gül, ‘‘Bu, dünyanın demokrasi, insan hakları, hukuk, hesap verebilirlik, şeffaflık, iyi yönetişim ve serbest piyasa ekonomisinin istikrarı ve refahı için en iyi reçete.’’ şeklinde konuştu.

Küreselleşmenin riskleri de beraberinde getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül şöyle devam etti; ‘‘Ancak eylem, kelimeler kadar kolay değildir. Küresel dönüşüm belirsizlikler, riskler ve istikrarsızlık faktörlerini de taşıyabiliyor. Böyle bir dünyada, bizim ilişkilerimiz sadece stratejik düzeyde kalamaz. Bunun geniş, çok yönlü, ve uyarlanabilir olması gerekir. Bu konuda ilerleme yavaş ama istikrarlı. Önemli iyileşme belirtileri görülmeye başladı.’’

Türkiye ile ABD arasında 2012 yılında ticaret hacminin 20 milyar doları aştığına işaret eden Gül, bu rakamın son iki yılda yüzde 30 artış gösterdiğine dikkat çekti. Gül, ‘‘Ancak, Amerika Birleşik Devletleri bizim en büyük müttefiğimiz olmasına rağmen, hala en büyük ticaret ortağımız değildir.’’ diye konuştu.

Amerikan şirketlerinin son on yılda Türkiye’de 8,4 milyar dolar yatırım yaptığını anımsatan Gül, ABD’nin Hollanda ve Avusturya’dan sonra Türkiye’de üçüncü en büyük yatırımcı ülke olduğunu söyledi. Her iki ülkenin mevcut ekonomik ilişkilerinin gerçek potansiyelinin küçük bir kısmını ifade ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı, ‘‘Gerçekten de, Türk-Amerikan stratejik ve ekonomik ilişkileri arasındaki eşitsizlik dikkat çekicidir.’’ dedi.

Rusya ile Türkiye arasındaki ticari hacmin 40 milyar doları aştığına dikkat çeken Gül, ‘‘ABD dünyanın en büyük ekonomisidir . Türkiye hızla gelişmekte olan bir ekonomi ve Avrupa’da 6., küresel düzeyde ise 17. sırada yer alıyor’’ diye konuştu.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması için teşvik yapılması yolunda her türlü olumlu şartların mevcut olduğunu belirten Gül, iki ülke şirketlerinin de bu yönde teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye ile ABD arasında ticaret hacmini artırabilmek için 2011 yılında “Stratejik Ekonomik ve Ticari İşbirliği Çerçevesi ” adlı bir bakanlık mekanizması başlatıldığını hatırlatan Gül, ancak henüz bu yapının tam olarak işlevini yerine getiremediği lakin gelecek adına önemli hizmetler sunduğuna inandığını aktardı.

DÜNYANIN EN BÜYÜK SERBEST TİCARET BÖLGESİ OLACAK

ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında sürdürülen ‘Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklık Anlaşması’nın (TTIP) hayata geçmesi durumunda bunun dünyanın en büyük ‘‘serbest ticaret bölgesi’ni oluşturacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, ‘‘Bazılarının bu yeni gelişme üzerine kaygıları olabilir. Şahsen ben kaygılı değilim. Bu yeni durumu fırsat görenler arasındayım’’ şeklinde konuştu.

Gül, Türkiye ile ABD arasında imzalanması için sürdürülen serbest ticaret antlaşmasının TTIP ile eş zamanlı olarak sonuçlandırılmasını istedi.  Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin yalnızca 75 milyon kişiden oluşan pazar olarak düşünülmemesi gerektiğini, Türkiye’nin dört saatlik uçuş ile 50 ülke ve 1,5 milyar insana kolayca ulaşabilme imkanı sunduğunu söyledi. Gül, Türkiye’den kolayca ulaşılabilecek ülkelerin pazar büyüklüğününün de 23 trilyon dolar olduğunun altını çizdi.

Gül, Türkiye’ye yatırım yapılmasının önemini de vurgulayarak, Türkiye’nin dünyanın çekim merkezlerinden biri haline geldiğini, istikrarlı ekonomisi ve Avrupa, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yakınlığıyla cazip bir ülke olduğunu söyledi. OECD rakamlarına göre Türkiye’nin 2011 ile 2017 yılları arasında en hızlı büyüyecek ülke olacağını hatırlatan Gül, “Bugünün Türkiyesinin siyasi ve makroekonomik istikrarı güçlü. Ekonomik büyümesi istikrarlı. Bankacılık ve finans sektörü denetleniyor ve yönetiliyor. Türkiye ekonomisi küresel ekonomik krizde dayanıklılığını ispatladı.” dedi.

Türkiye’nin riskinin çok düşük, iş potansiyelinin ise yüksek olduğunu dile getiren Gül, Türkiye’nin yaş ortalamasının 29.7, genç, eğitimli  ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayarak, “Türkiye ekonomisi son 10 yılda sessiz devrim gerçekleştirdi” diye konuştu.

Türk halkının iletişim alanındaki ilgisinden de bahseden Gül, kabaca 20 milyon kişinin akıllı telefon kullandığını, genişbant internet erişimi ve sosyal medya kullanımının etkileyici olduğunu ifade etti.

İnternet üzerinden alışverişin de son yıllarda önemli oranda arttığını dile getiren Gül, ABD’li şirketler Microsoft, Google, Apple, Facebook, ve Twitter’ın bu canlılıktan istifade ettiğini kaydetti.

Türkiye’nin Avrupa’da ticari araçta en büyük üretici durumunda olduğuna işaret eden Gül, bu alanda ihracatın 2012 yılında 19 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Geçen yıl Türkiye’nin gelen turist sayısında rekor kırdığını belirten Gül, Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre Türkiye’nin dünya da en çok ziyaret edilen ülkeler sıralamasında 6. olduğunu kaydetti.  

GÜL, GEZİ’Yİ DE KONUŞTU

Türkiye’nin son aylarda yurt dışındaki imajına ciddi zarar veren Gezi olaylarını da gündemine alan Cumhurbaşkanı Gül, Türk-ABD İşadamları Konseyi’nin programında bu durumu dile getirdi. Gül, yatırımcıların Gezi olayları ile Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkelerinde devam eden türbülansın Türk ekonomisine etkilerini haklı olarak merak etmelerini anlayabildiğini söyledi. Bu tür olayların piyasalara ne kadar olumsuz yansımaları olduğunu ölçmenin zorluğunu vurgulayan Gül, ABD Merkez Bankası FED ile Gezi olaylarının aynı döneme denk geldiğine dikkat çekti. FED açıklamaları nedeniyle dünya genelinde tüm ülkelerin ekonomilerinin olumsuz etkilendiğini, bunların içinde tabiyatı ile Türkiye’nin de bulunduğunu kaydetti. Gül, Gezi olaylarının ardından Türkiye’nin GSYİH’sında küçük bir daralmanın yaşandığını, hisse senedi, tahvil, döviz piyasalarının ise kendilerini birkaç hafta içinde toparladığını anlattı.

Konuşmasında Türkiye ekonomisine olan kaygıları gidermeye çalışan Gül, reel sektörün, borç ve çeşitliliği, güçlü bankacılık ile finansal disiplinle yönetilen mali politikalar sayesinde ekonomik dalgalanmalara karşı önemli savunmalarının olduğunu ifade etti. Türk ekonomisinin makro göstergeleri ile temellerinin güçlü olduğunu kaydeden Gül, ‘‘Türkiye, küresel ekonomik krizden en az etkilenen ülkeler arasında. Türk ekonomisi 2010 yılında yüzde 9.2, 2011 de ise yüzde 8.8 ile Çin’den sonra ikinci en hızlı büyüyen ekonomiye sahip.’’ diye konuştu.

Türk ekonomisinin 2009’dan bugüne kadar 5 milyon insana yeni istihdam alanı açtığına dikkat çeken Gül, ‘‘Verdiğim rakamlar kendisini anlatıyor. Bu kadar canlı bir ekonomi ortaklarımız için de yeni iş fırsatları sunuyor.’’ ifadelerini kullandı.

Amerikalı işadamlarını Türkiye’ye yatırım yapmaya davet eden Cumhurbaşkanı Gül, ‘‘Bizler ikili ilişkilerin geleceği konusunda iyimseriz. Ve parlak bir geleceğin inşasını sizlerle paylaşmak isteriz.’’ dedi.