Epstein’ı hapse atan savcı Trump’ın peşinde

Epstein’ı hapse atan savcı Trump’ın peşinde

New York, Manhattan Bölge Savcılığı, 3 Ağustos tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ve şirketi hakkında, banka ve sigorta işlemlerinde yolsuzluk iddiaları nedeniyle soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Bu soruşturmanın başındaki isim Manhattan Bölge Savcısı Cyrus R. Vance Jr.. Bölge savcısı, ABD’de uzun zamandır hak edilmiş bir üne sahip. Zira o, aralarında ABD Başkanı Donald Trump, Prens Andrew ve eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın da bulunduğu çok sayıda nüfuzlu kişiyle yakın ilişkisi nedeniyle yıllarca korunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein’i hapse atan savcı olarak biliniyor.

Epstein, reşit olmayan kız çocuklarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye cinsel tacizde bulunmak ve seks amaçlı insan kaçakçılığı yapmakla suçlanıyordu. Uzun yıllar sürüncemede kalan bir soruşturma sonunda tutuklanan Jeffrey Epstein, geçen yıl hücresinde ölü bulundu. Bu yılın Temmuz ayında, yine yıllarca korunan Epstein’ın eski sevgilisi Ghislaine Maxwell, New Hampshire’daki evinde tutuklandı. Maxwell, 1994-1997 yılları arasında Epstein’ın istismarda bulunduğu 18 yaşından küçük kızların bulunması, yer seçilmesi ve onların bir araya gelmesinde rol almakla suçlanıyor.

CARTER DÖNEMİ DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN OĞLU

Savcı Cyrus R. Vance Jr.’ın babası Cyrus Vance Sr., 1977’den 1980’e kadar Başkan Jimmy Carter ekibinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapmıştı. Eski Dışişleri Bakanı’nın oğlu da işte bu zorlu soruşturmada adını duyurdu ve pek çok çevrenin takdirini kazandı.

Trump hakkında yürütülen soruşturmada ise şimdiye kadar Manhattan savcıları, Başkan’ın eski özel avukatı Michael Cohen’in, Trump’la cinsel ilişkiye girdiğini söyleyen iki kadına sus payı olarak para ödemesine odaklanmış gibiydi. Ancak, basına yansıyan haberlerden anlaşılıyor ki soruşturmada daha fazlasıyla ilgileniliyor.

New York Times gazetesi iki yıl önce Trump’ın iflas etmemek için babasından milyonlarca dolar aldığını yazmıştı. Haberde, bu paranın çoğunun vergiden kaçırıldığı belirtilmişti. Bunun ardından da Bloomberg News’te çıkan haberde, Trump’ın 2005 yılında Mar-a-Lago’daki mülkü için yaklaşık 18,3 milyon dolarlık fırtına hasar bedeli aldığı, dahası böyle bir mülkün de olmadığı vurgulandı.

ProPublica ise Trump’ın düzenli olarak kendisini bankalara zengin, devlete ise fakir olarak sunduğunu ve bu nedenle bunlardan birini ya da belki ikisini birden aldattığını yazdı.

Alman Die Welt gazetesinin haberine göre, Trump ve muhasebe şirketi Mazars LLP hakkındaki soruşturma esas olarak Deutsche Bank bağlantılarıyla ilgili. Savcı Cyrus Vanc de Başkan Trump’ın işleriyle ilgili tüm belgeleri Deutsche Bank’tan talep etti. Bu belgelerin Manhattan’a gönderildiği söyleniyor.

Savcılık ve üç komite, Trump’ın muhasebe şirketi Mazars LLP ile kredi enstitütüleri Deutsche Bank ve Capital One’a Başkan’ın maliye ve vergi belgeleri talebiyle mahkeme celbi göndermişti. Trump’ın avukatlarıysa bu kurumların belgeleri talep etme yetkisine sahip olmadığı gerekçesiyle ve ABD Başkanı’nın dokunulmazlığını öne sürerek, konuyu Yüksek Mahkeme’ye taşımıştı. İstenen belgeler 8 yıllık bir dönemdeki hesap faaliyetlerini kapsıyor. ABD Yüksek Mahkemesi, Manhattan Savcılığı’nın Başkan Donald Trump’ın maliye, banka ve vergi kayıtlarını görebileceğine hükmetti.

Savcı Vance’in soruşturmayı yürütebilmek için aldırdığı bu karar başka kapılar da açtı. Yargıç Verena Saunders, Yüksek Mahkeme’nin bu kararına kararına atıfta bulunarak yazar E.Jean Carroll’aın Trump aleyhine  dava açabilmesini mümkün kılan bir karar aldı. E. Jean Carroll, Trump’ı 1990’larda kendisini taciz etmek ve tecavüze yeltenmekle suçluyor. Trump, Carroll ile çekilmiş bir fotoğraf olmasına rağmen bu kadını hiç görmediğini iddia etti ve hakkında “Birincisi, o benim tipim değil. İkincisi, böyle bir şey hiç olmadı” dedi.

E. Jean Carroll’un açtığı davada şimdi Trump soruşturuluyor.  Summer Zervos davası da bir taraftan beklemede…Trump’ın daha önce sunduğu “Apprentice” (Çırak) adlı televizyon şovunun eski yarışmacılarından Summer Zervos, Trump’ın rızası dışında kendisini dudaklarından öptüğünü söylemişti. Trump bu kadını da yalan söylemekle itham etti.

Tüm bunlar Trump ve ailesi aleyhindeki tek suçlamalar değil. Ekim 2018 tarihli bir iddianameye göre, Trump ve çocukları, kendilerini ünlü eden “The Apprentice” programla gençleri kullanmak ve kandırmakla suçlanıyor. İddianameye göre Trump “eğitimlerine yatırım yapmak isteyen ekonomik olarak dezavantajlı kişileri sistematik olarak kandırarak daha da zenginleşti.”

Son olarak bir ünlü ‘Mueller Raporu’ var. Özel yetkili savcı Robert Mueller, raporunun ilk bölümünde, Donald Trump’ın ekibinin, 2016 seçim kampanyası sırasında Rus devlet kurumlarıyla çok sayıda teması olduğunu yazdı. İki yıl süren soruşturması sonrasında 448 sayfalık rapor hazırlayan Mueller, Rusya’nın Trump’ın kazanması yönünde seçime müdahale ettiğini ama bunu ‘suç teşkil edecek’ şekilde kanıtlayamadığı sonucuna varmıştı. Raporda 35 kişi ve 3 şirket doğrudan veya dolaylı olarak Rusya’nın seçimlere müdahale etmesi suçuna karışmakla suçlanmıştı. Bu kişiler arasında Trump ailesinden hiç kimse yer almamıştı.

ABD Adalet Bakanı William Barr da raporda bu yönde bir kanıt olmadığını söylemişti. Cumhuriyetçi Kongre üyeleri özel savcının raporunun, Trump’ı ne tam olarak temize çıkardığını ne de suçlu bulduğu savını dile getirdiler.

Şimdilik yargılanamayan Trump hakkında, eğer Başkan seçilmezse dokunulmazlığını kaybettiği sivil hayatta Mueller raporuna dayanarak ceza davası açılabilir. Trump’ın diğer suçlamalardan da yargılanması olası. Çünkü Manhattan’da Donald Trump’ı tehdit eden cezai işlemlerin sihirli bir değnekle ortadan kaldırılamayacağı biliniyor.

Trump’ı sadece Başkan seçilirse Joe Biden’ın affı kurtarabilir. O da sadece federal düzeydeki suçlamalardan, eyaletlerde açılacak davaları Anayasa’ya göre sürebilir.

Şimdilerde ABD’de Kasım seçimlerini kaybederse yeni yılda Trump’ın kolunda kelepçelerle parmaklıkların arkasına girebileceği hesaplanıyor.