Doğu Akdeniz yeni Basra Körfezi mi olacak?

Doğu Akdeniz yeni Basra Körfezi mi olacak?

Yirmi yıldan daha uzun süredir ABD, Doğu Akdeniz deniz güvenliği meselesini ikinci plana atmıştı. Ancak 2010 yılında Doğu Akdeniz’in Levant havzasında 3.450 milyar metreküplük doğal gaz ve 1,7 milyar varillik petrol potansiyelinin keşfedilmesi sonrasında bölgenin güvenliği ilk sıraya yükseldi. Söz konusu bölgede Türkiye ve Kıbrıs yeni keşfedilen petrol ve doğal gazı çıkarma ve bu kaynaklara erişimlerini savunma hususunda çıkar çatışması yaşarken İsrail ve Lübnan ortak deniz sınırları ve kara suları hakkında tartışmaya devam ediyor.

Petrol ve doğal gaz rezervlerinin keşfedildiği Levant havzası İsrail, Kıbrıs, Türkiye ve Lübnan gibi ülkeler arasında münhasır ekonomik bölgeler ile ilgili rekabete yol açtı. Türkiye’nin kendine fazla güvenli duruşu ile Suriye ve Mısır’daki siyasi kargaşa, Doğu Akdeniz’deki gerginliğin daha da tırmanmasına neden oldu.

Geçmişten bu yana ABD, İsrail ve Türkiye arasındaki üçlü ilişki bölgedeki istikrarın temelini oluşturuyordu. Ancak yakın zamanda bölgede büyük petrol ve doğal gaz rezervlerinin keşfedilmesi ile Doğu Akdeniz değişmeye başladı.

Petrol sahaları, hâlihazırda bölgedeki stratejik ittifakları yeniden şekillendirmeye başladı. Örneğin İsrail ile Kıbrıs arasında ortaya çıkan ekonomik iş birliği ihtimali iki ülke arasındaki diplomatik uzlaşmaya önayak oldu.

Ne var ki münhasır ekonomik bölgeler hakkında anlaşmazlıklar bulunduğu için güvenlik endişeleri imar planlarına engel oluyor. Ankara’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesini tehlikeye düşürüyor.

Coğrafya Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’de en önemli oyuncu hâline getiriyor fakat Türkiye doğal enerji kaynaklarına sahip değil. Bunun yerine, enerji bakımından zengin Hazar Denizi bölgesini enerjiye aç olan Batı’ya bağlayan coğrafi konumundan faydalanmayı amaçlıyor.

Doğu Akdeniz’de yeni gaz sahaları tespit edilirken Türkiye hem enerji merkezi olma konumunu kaybetmek istemiyor hem de bu durumdan kendi payını elde etmeye çalışıyor. Ankara, Kıbrıs’ın gaz ve petrol sahaları üzerindeki egemenliğine itiraz etmek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kullanıyor. Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız, Mart 2013’te Türk hükûmetinin Kıbrıs ile iş yapan -İtalyan petrol ve gaz şirketi Eni gibi- şirketlerin Türkiye’deki projelerdeki rolünü askıya alacağını söyledi.

Noble Enerji’nin Eylül 2011’de Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz sondajı yapmaya başlamasından sonra, Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Kıbrıs’a karşı askerî güç kullanma tehdidinde bulundu. Bağış, “Donanmamız bu sebeple var.” dedi ve ekledi: “Biz denizcilerimizi bunun için eğittik; donanmamızı bu amaçla teçhizatlandırdık. Tüm seçenekler masada, her şey yapılabilir.” Aynı ay, kamuya ait Türkiye Petrolleri, Kıbrıs Rum sularına yakın bir yerde silahlı eskortlar eşliğinde keşif sondaj çalışması yürüttü.

Mart 2012’de Türk hükûmeti ülkenin savunma sanayini 2016 yılına kadar dünyanın en büyük 10 savunma sanayinden biri hâline getirmek amacıyla beş yıllık bir strateji planı ortaya koydu. Bu plan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiye’yi, ABD ve Avrupa yörüngelerinden çıkarma emelini yansıtmaktadır.

Türk yönetimi yalnızca İsrail ve Kıbrıs’ı değil aynı zamanda Rusya’yı da tehdit olarak görüyor. Türkiye kendisini korumak açısından sağlam konumlanmış bir ülke: Bölgedeki en güçlü donanmaya sahip; firkateynler, korvetler, taktik denizaltılar, hızlı hücum gemileri, amfibik gemiler ve lojistik gemilerden oluşan 200 gemilik bir filosu var ve Marmara Denizi’nde Gölcük’te bir donanma komutanlığı var.

İsrail konvansiyonel deniz saldırılarını engellemek için hava üstünlüğünü koruyor. Ancak Türkiye’nin uluslararası kuruluşlara üyeliğini İsrail ile kapsamlı iş birliğini önlemek için kullanacağına dair söz vermiş olması nedeniyle NATO, Doğu Akdeniz savunmasının dayandırılacağı platform olmayabilir. NATO oybirliğiyle hareket ettiğinden Türkiye’nin İsrail ile NATO arasında herhangi bir iş birliği ile ilgili etkili bir vetosu bulunuyor. Ayrıca Türkiye’nin İsrail’i dışlama girişimlerine yakın zamanda son vermeyi planladığına dair bir emare de bulunmuyor.

Türkiye’nin davranışı, ABD’yi NATO’dan bağımsız hareket etmeye sevk edebilir. ABD geçmişte de benzer şekilde davrandı. 2012 yılında ABD Donanması ortak Yunanistan-İsrail deniz tatbikatlarını destekleyerek İsrail’in Türkiye tarafından dışlanmasına ilişkin hoşnutsuzluğunu gösterdi.

2023 yılındaki Doğu Akdeniz, 2013 yılındaki Doğu Akdeniz’den çok farklı bir görünüme sahip olacak. ABD kendini bu sonuca hazırlamalı.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.