Bir ayrıcalıklı adam; Romney (PORTRE)

Bir ayrıcalıklı adam; Romney (PORTRE)

Cumhriyetçilerin resmi başkan adayı olmasının önünde yalnızca partinin Ağustos ayı sonunda yapacağı kurultayda formalitden onaylanması kalan Mitt Romney, aile yaşamı, büyüdüğü çevresi, iş ve siyaset dünyasındaki kariyeri ile değişik bir isim.

Romney son derece iyi eğitimli, oldukça elit, kariyer sahibi, Wall Street’in tipik başarılı girişimcisi, iyi görünümlü, sözünün eri olmayan, silik karakterli ancak aile yaşamında mutlu, istikrarlı birisi. Tüm bu özellikleri ile Başkan Barack Obama’nın karşısında Beyaz Saray için şansı nedir sorusunun cevabı oldukça muğlak. Kamuoyu yoklamaları haftalık değil günlük bile değişiyor.

Romney, yetiştiği varlıklı aile ortamı ve rol model olan babasının  gölgesinde filizlenen gençliğiyle bugün Beyaz Saray’ın kapısına dayanmış durumda. Amerikan halkı kendi külünden kendini adeta dirilten siyahi renkli Barack Obama mı yoksa varlıklı, gün görmüş geçirmiş Romney’i mi tercih edecek?

Romney, gerek geldiği aile ortamı gerek bağlı olduğu mezhebi gerek ise iş dünyasındaki acımasız patronluğu ile 6 Kasım tarihine kadar en fazla eleştiri alacak zayıf yönleri olarak öne çıkıyor. Ancak Romney’i Obama’ya karşı üstün kılan yönü ise iş dünyasındaki başarısı. İşsizliğin yüzde 8.2 olduğu Amerika’da ekonomi göstergeleri bir türlü istenilen verilere ulaşabilmiş değil. Bu da Romney için en büyük koz olarak görülüyor.

Geçtiğimiz yılın Aralık ayında ünlü Pew kamuoyu yoklama şirketi tarafından yapılan ankete göre ABD’deki kiliselerde görevli din adamlarının yüzde 75’i Mormonluğu Hristiyan dinine ait bir mehzep olmadığı önünde fikir beyan etti.

Muhafazakar (conservative) Amerikalıların gözde partisi Cumhuriyetçiler, kiliselerin çoğunlukla Hristiyan olarak görmedikleri bir mezhebin üyesi olan kişiyi partilerinin adayı olması nedeniyle oy verecekler mi sorusu geçtiğimiz haftalarda netleşti. Romney, partinin önemli oy tabanı olan Evanjeliklerin genel çoğunluğundan destek alacağının sözünü aldı. Başkan Obama’nın selefi olan George W. Bush döneminde siyasette oldukça etkili olmaya başlayan Evanjelikler, Cumhuriyetçi taban tarafından zaten yeterince muhafazakar görünmeyen Romney için görüşlerinde biraz makas değiştirmiş görünüyor.

Romney, yalnızca bağlı olduğu mezhebi değil yetişme ortamı ile de birçok Amerikalı’nın biraz imrenerek biraz da kıskanarak ancak daha çok güven duymadıkları bir geçmişe sahip. Üç dönem Michigan valisi olan babasının ismi ile ayrıcalıklı bir gençlik dönemi yaşayan Romney, New England bölgesinde elit aile çocuklarının daha ziyade öğrenim gördüğü Brigham Young Üniversitesi’nde 1971 yılında mezun oldu. Romney, daha sonra Horvard Üniversitesi’nden hukuk ve işletme master programlarını 10975 yılında tamamlayarak çifte diploma aldı.
Romney, üniversite ikinci sınıfına gittiği dönemde ilkokuldan tanıdığı Ann ile dünya evine girdi. Mitt-Ann çifti bugün 5 çocuk sahibi ve 16 da torunları var.
237057-mitt-romney
BABA BASKIN KAREKTER AMA SİYASETE GİRMESİNDE ANNESİ ETKİLİ

Babası George W. Romney, oldukça başarılı bir işadamı ve aynı zamanda ‘‘Amerikan Motor Birliği’’nin de yönetim kurulu başkanlığını 8 yıl sürdürmüş biri. Baba Romney, ilk defa 1963 yılında geldiği Michigan valilik makamını 1969 yılında bırakır. Valilik görevinden sonra baba Romney, federal hükümette o dönem Türkçe’ye imar-iskan bakanlığı olarak çevirebileceğimiz bakanlık görevini 1969-1973 yılları arasında üstlenir.

Romney, yalnızca başarılı bir babanın değil yine siyaset dünyasında kariyer yapmaya çalışan hırslı bir anneye de sahip. Romney’i siyasete sürekleyen de aslında annesi olur. Bir mülakatında Romney, 1970 yılında Michigan senatörü olabilmek için yarışan annesi Lenore Romney ile eyaleti karış karış dolaştığını belirtikten sonra, ‘‘bu seçim kampanyası benim hayatıma yön verdi’’ der.

Anne Lenore hiçbir zaman Michigan senatörü olamadı ancak 4 çocuğundan en küçüğü olan Mitt’in siyasete girmesinin kapısını araladı. Annesinin seçim kampanyasına yardım ettiği dönemde henüz 23 yaşında olan Mitt, politikada kariyer yapabilmek için babasının yolundan da gideceğini kafasına koymuş birisi. 1970’de bir gazeteye verdiği mülakatta Romney, neden doğrudan politikaya atılmadığını şöyle özetliyor; ‘‘Ben doğrudan siyasete atılmayı düşünmüyorum. Kariyerinizi politika da yapmak isterseniz insanlar size çok iftira atar.’’

Romney, annesinin seçim kampanyası ile siyasete atılmayı planlar ama babasının gittiği yoldan bu hedefe ulaşmayı arzular. Dini yaşamından, aile, iş hayatı ile kariyer ve nihayetinde bugün Cumhuriyetçilerin en önde ismi olmasıyla da politikada babasının izinden yürüdüğünü kanıtlar. Mitt babasını kendisine öyle örnek almış ki, aile yakınlarının ifadesi ile hataları bile ortak olacak kadar.

Romney’in aile dostu John Wright, Mitt için; ‘‘Öyle babasının oğlu ki; tüm hayatı boyunca babasının izinden gitmek ile kalmadı onun yanlışlarını dahi kendine yol edindi.’’

Romney, 1975 yılında Harvard diplomalarını da aldıktan sonra birçok büyük şirkette danışmanlık hizmeti verir. Yıl 1984’ü gösterdiğinde Romney artık iş hayatında dönüm noktası olacak karara imza atar ve Bain Company’e birikimini yatırır.

O dönem finans sorunları ile boğuşan Bain, Romney’in işi devir almasıyla farklı bir safaya geçer. Romney finans firması olan Bain ile birlikte yüzlerce firmayı da darboğazından kurtardığı ileri sürülüyor ki; bu şirketler arasında Staples, Bright Horizons ve Sports Authority gibi Amerika genelinde iş yapan dev bütçeli firmalar da bulunuyor.
060212 anhq romney 640
VERGİ ROMNEY’İN KARIN AĞRISI

Romney Massachusetts valisi oluncaya kadar hiç bir dönemde kamuda vazife almadığı gibi devlet ihalelerine de girmedi. Bu niteliği ile Romney hep verği ödeyen işadamyıdı ancak bu konuda da tartışmalar eski valinin yakasını bırkamıyor. Zira bugün şahsi servetinin 200 milyon doların üzerinde olduğu tahmin edilen Romney, devletten vergi kaçırmakla eleştiriliyor. Romney’e ait bazı şirketler daha az vergi ödemek için yönetim merkezini çeşitli ada ülkelerinde gösteriyor. Romney bu eleştirilere henüz net bir cevap verebilmiş değil.

Dünyanın en zengin işadamlarından olan Warren Buffet’in dediği gibi Romney gibi milyon dolarlar kazan kimseler yanlarında çalışan sekreterlerin ödediği verginin yarısından bile azını ödüyor. Romney milyonlarca dolar yıllık gelirinden yalnızca yüzde 14.5 oranında vergi veriyor. Ortalama bir çalışanın ise maaşından ortalama yüzde 34-35’i vergi kesintisi yapılıyor.

ROMNEY’İN AİLE YAŞAMI SON DERECE BAŞARILI

Mitt, Ann ile 43 yıllık evlilik sürelerinde oldukça mutlu bir çift olduklarını gösteriyor. Mitt ile Ann ikilisi hayatlarında kendileri için en büyük zevkin çocukları ile geçirdikleri zaman olduğunu verdikleri birkaç farklı mülakatta dile getirdi. Aile bağlarının güçlü olmasının nedenini bağlı oldukları Mormon kilisesinin değerleri ile izah eden Romneyler, erkeğin erkek kadının ise kadın rolünü üstlendiği sürece çiftler arasında ciddi kavgaların olmayacağı görüşünde.  

Romney ailesi Michigian’dan daha sonra vali seçileceği Massachusetts eyaletinin başkenti Boston’a taşındıklarında henüz Taggart isimli en büyük erkek evlatları dünyaya gelmişti. Taggart’dan (Tagg) sonra Mitt ile Ann çifti Matthew, Joshua, Benjamin ile Craig isimlerinde erkek evlat sahibi olurlar.

Eşini ‘‘güler yüzlü, içe işleyen gözleri, istikrarlı kişiliği ve evin prensesi’’ olarak tarif eden Romney, kuralları olan bir baba. Oğlu Tagg, evdeki yapıyı şöyle ifade ediyor; ‘‘Bizim evde çok basit bir kural vardır ve kesinlikle çiğnenemez. Bizlere annemizin arkasından konuşmak yasaklanmıştır. Anneler gününde annemin en çok sevdiği leylak çiçekleri ile ev donatılır ve her taraf mis gibi leylak kokar.’’

Mitt’in kız kardeşi Jane ise Ann-Mitt çifti için, ‘‘Kardeşim eğer gideceği yer Ann için rahat olmaacağını hissederse oraya gitmez’’ diye Romney’in eşine olan muhabbetini ifade ediyor.

Tagg da aile yaşamlarında bir başka ayrıntıyı şöyle özetliyor; ‘‘Annem ile babam birbirlerine ters düştüğünde yalnızca ‘‘sana katılmıyorum’’ der, çok kızsalar bile dillerini ısırı ama karşımızda tartışmazlardı. Hiç tartışmalarına şahit olmadım ama biliyorum ki tartışacakları vakit başbaşa kalacakları br yere çekilirlerdi.’’
la-pn-how-will-voters-react-to-romneys-mormon--001
ROMNEY ARKADAŞ CANLISI DEĞİL

Romney ailesine düşkünlüğü ve yakınlığı kadar çevresindeki insanlarla aynı başarılı diyalogu sürdüren birisi değil. Romney’in iş hayatında ya da sosyal çevresinde kişiliğini tarif edenler ‘‘sabun köpüğü gibi’’ niteliyor. Öyle ki tanımadıkları insanların arasında kaldığı vakit farklı bir kişiliğe büründüğü, maskeli dolaştığı (mecazi anlamda) dahi ileri sürülüyor için. Massachusetts eyaletinden bir partili tanıdığı Romney için, ‘‘bulunduğu yerin yıldızı hep O’dur. O nedenle etraftakilerini hep rakip görür’’ diye tanımlıyor başkan adayını.  

Romney için yine sık sık dile getirilen kişilik özelliklerinden birisi de hiç kimsenin özel yaşamı ile ilgilenmemesi. Aslında takdir edilecek bir davranışken Romney bunu başkasının özeline saygıdan değil umarsamamasından dolayı yapması nedeniyle eleştiriliyor. Yine yanında çalışan ancak ismini vermeden çeşitli basılı medyaya konuşan yardımcılarından birisi ‘‘herkese çok sıcak davranır ama kimse ile sıkı dostluk kurmaz’’ diyor.

Massachusttes valiliği döneminde birlikte çalıştığı insanlar Romney için, ‘‘başarılı bir işin hep nasıl yapıldığı neler kazandırdığını dile getirir. Reklamını çok iyi yapar ama bir kere bile bu başarıyı sağlayanların ismini sormaz, söylense dahi aklında tutmaz’’ diye eleştiriyor.

Romney’e son günlerde sıkça getirilen eleştirilerden birisi de çok elit olması, kendi sınıfından olmayan insanları da muhatap almaması şeklinde.  
let-me-be-your-president-3-MAIN
UTAH İLE POLİTİKA DA KARİYER YAPAR

Baba tarafından dedesinin Meksika’daki iç savaş sonrasında gelip kaldığı Utah eyaletinin Romney için değeri büyüktür. Hem ata diyarı hem de bağlı bulunduğu mezhebin merkezi olması bakımından Utah Romney’in hayatında önemli yer kaplar. Romney, babasının doğduğu Salt Lake City’e 2002 Kış Olmipiyatları’nın kazandıran ve organizeyi yapan en etkili isimlerde biri olarak sivrilir.

İş hayatında ve aile yaşamında olduğu gibi Romney, siyasette başarılı bir isim değil.
Politika dünyasına ilk defa 1994 yılında Demokrat Parti’den Edward M. Kennedy’e karşı verdiği senatörlük yarışı ile giren Romney, hüsrana uğrar. Senatörlüğü Kennedy’e kaptıran Romney, asıl kaybını seçimden yaklaşık bir yıl sonra yaşar. Kendisine rol model edindiği babası 88 yaşında hayatını kaybetti. Bundan 3 yıl sonra da annesi 89 yaşında hayata gözlerini yumar.

Romney’e bugüne kadar politik hayatında tek başarıyı getiren seçim ise Massachusetts valilik seçimleri oldu. 2003-2007 yılları arasında Massachusetts valisi olan Romney bu görevi yalnızca bir dönem sürdürdü ve ikinci defa seçilmek için yarışa girmedi. 2008 yılında Cumhuriyetçi Parti’den başkan aday adayı olan Romney bu yarışı Arizona Senatörü John McCain’e karşı kaybetti.

2012 başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti içindeki başkan aday adaylığı yarışında oldukça iyi performans gösteren Romney, her zaman rakiplerinin ortak hedefi haline geldi. Adaylık yarışında çizgisinden ödün vermeden yarışan ve rakiplerinin eleştirisine bir defa hariç hep makul cevaplar veren Romney, çok sivrilmese de istikrarlı duruşu bugün Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmasında en büyük etken olarak görülüyor. Romney sadece bir defa adaylık yarışında fasol yaptı o da, televizyondan canlı yayınlanan tartışma programında rakiplerinden Texas Valisi Rick Perry’e, ‘‘10 bin dolar bahse var mısın’’ sözleri oldu.

Parti içinde Romney’in en fazla eleştiri aldığı üç konudan birisi bağlı olduğu mezhebi diğeri ödediği az vergi ile yeterli muhafazakar olmayışı oldu. Romney Cumhuriyetçi Parti genel tabanına nispeten oldukça liberal bir isim. Kürtaja karşı olmayan Romney, bu anlamda partisi ile 180 derece ters düşüyor. Mezhebi ile de Cumhuriyetçi tabanda rahatsızlık uyandıran Romney tüm bu eleştiriye açık yönelerini iş hayatındaki başarılı geçmişi ile örtmeye çalışıyor. Amerikan ekonomisinin bir türlü krizin tortularını üzerinden atamaması Romney’in de seçilme şansı olasılığını arttıran en büyük etken.

Beyaz Saray ile Romney arasında bugün yalnızca Başkan Barack Obama engeli kaldı. 2008 yılında Amerikan halkı tarihinde ilk defa bir siyahı (aslında melez) Beyaz Saray’a seçerek tarihi karara imza atmıştı. Şimdi yine Amerikan halkı Mormon mezhebinden birisine Beyaz Saray şansı vererek yeniden bir tarihi karara imza atacak mı bu sorunun cevabı 6 Kasım akşamı netlik kazanacak.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.