Başkanlık münazarası ve kilit noktalar
6 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinin sonucunu en fazla etkileyecek olan münazaraların ilki önümüzdeki çarşamba günü gerçekleşecek. Başkan Barack Obama ve Cumhuriyetçi Parti’den rakibi Mitt Romney uzun süren seçim maratonunda meydanlardan tartıştıkları pekçok konuyu ilk kez karşılıklı tartışma imkanı bulacak. Münazaralar için seçim meydanlarındaki performanslarına ara veren ve hummalı bir hazırlık içerisine giren rakipler, tartışma sırasında ortaya çıkabilecek zayıf noktalarını da tek tek tespit edip bu yönleri daha da güçlendirecek yollar arıyor.
Bu noktada Obama’nın kurduğu uzun cümlelerden kaçınmak ve direk konuyla ilgili konuşma yapabilmek noktasında yardım aldığı kampanya yetkilileri tarafından açıklandı. İş başına geldiği 2008 seçimlerinden bu yana münazara niteliğinde hiçbir konuşma içerisine girmeyen Başkan Obama, Cumhuriyetçi Parti aday seçimi sırasında rakipleriyle sürekli münazaralara giren Mitt Romney’e göre daha antrenmansız. Ancak Romney’de özellik Demokratik Parti Kongresi’nden ve halkın yüzde 47’sini dışladığı ortaya çıkan gizli kaset kayıtlarının ortaya çıkmasından sonra Obama karşısında geride.
Reuters’de yayımlanan bir haber çarşamba günü milyonları ekran başına kitleyecek münazarada dikkat edilmesi gereken noktaları açıkladı. Bu noktaların her birinde başarılı olan aday büyük ihtimalle başkanlık yarışında ipi göğüsleyecek.
Romney atağa geçerken Obama savunmada kalacak
Romney hareket gücünü kendi tarafına çevirecek bir performans gösterme konusunda büyük baskı altında. Cumhuriyetçi aday bu performansı gösterebilmek için Obama’yı suçlamadan ve aşağılamadan bir atak sergilemeli.
Öte yandan Obama, kendisini destekleyen bağımsız oyları kaydırabilecek bir olumsuzluktan uzak durması halinde münazaranın daha avantajlı ismi olacak.
Konuyla ilgili yorum yapan George Washington Üniversitesi siyaset bilimi profesörü John Sides “Obama sadece bir hata yapmaktan kaçınmaya çalışacak. Tipik olarak adaylar yaptıkları hatalardan rakiplerinin başarılarından etkilendiklerinden daha çok etkileniyor. Adayların buna dikkat etmesi gerekecek. Romney daha fazla baskı altında ve bu münazaraya yarışın gidişatını değiştirmek için daha çok ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.
Her hareket seçmenin büyütecine takılacak
Televizyonun görsel bir iletişim aracı olması münazaralarda vücut dilinin önemini daha da arttırıyor. Vücut dili kanı oluşturma noktasında kimi zaman yapılan konuşmanın da önüne geçebilecek.
Demokratik Başkan Yardımcısı Al Gore’un sürekli iç çekişleri 2000 yılında kendisine Cumhuriyetçi aday George W. Bush karşısında puan kaybettirmişti. Bush ise 2004 yılında Demokratik rakibi John Kerry konuşurken ona ters ters bakınca aynı kötü kaderi paylaşmıştı.
Bush’un babası Başkan George H. W. Bush ise 1992 yılında yapılan başkanlık münazaralarında saatine bakmıştı. Bu davranış seçmen tarafından sabırsızlık ve ilgisizlik olarak yorumlanmıştı.
Obama ve Romney bu tür yanlış hareketlerden kaçınmaya çalışacak. Ancak yine de küçük hareketler seçmenin kafasında iyi ya da kötü şekilde yorumlanacak.
You Can’t Lie to Me (Bana Yalan Söyleyemezsin) isimli kitabın yazarı Janine Driver, omuzları silkmenin emin olmamak, üst dudağı bükmenin iğrenmek, çok fazla ya da az göz kırpmanın ise stres belirtisi olarak algılanabileceğini söylüyor.
Öte yandan adaylar konuşmalarını yaparken tüm vücutlarıyla rakiplerine doğru dönerlerse bu adayın kendine güveninin belirtisi olarak algılanacak.
İlk raundu kazanan oyunu kazanır
Adaylar argümanlarını ilk 30 dakika içinde kurmalı ve en önemli ataklarını da bu süre zarfı içinde yapmalı. İlk raundun önemli olması gibi ilk münazara da aynı şekilde önemli olacak. Seçmenler ilk münazaranın ilk 30 dakikasında adayların yeterlilikleriyle ilgili bir karar verecek. Demokratik düşünce kuruluşu Third Way yaptığı açıklamadı “Münazarayı her an kaybedebilirsiniz ancak onu ancak ilk 30 dakikasında kazanabilirsiniz.”
Romney Bush’u yok sayacak mı?
Her ne kadar Romney seçimleri Obama’nın başarısız ekonomik politikaları konusu etrafında şekillendirmeye çalışsa da seçmenin üstün çoğunluğu problemin kaynağının Bush ve onun politikaları olduğunu düşünüyor.
Keefe, Bruyette and Woods analisti Brian Gardner münazaranın düğümlendiği noktalardan bir tanesinin Romney’nin neden Bush’tan ve onun politikalarından ayrıldığını göstermesi olarak sunuyor. Buna göre Romney politikalarının Bush’unkiler gibi sonuçlar çıkartmayacağını seçmene ispatlamak zorunda. Ancak bunu yaparken Bush’u ve yaptıklarını tamamen yok saymamalı çünkü bu da ana seçmen kitlesinde hoşnutsuzluğa sebep olabilir.
Öte yandan Bush hala Amerika’nın en sevilmeyen başkanlarından bir tanesi olarak gösteriliyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment