Çocuklar, anne-babanın vicdanını örnek alır
Çocuklardaki vicdan duygusunun gelişiminin ilk ve temel şartı, anne ve babanın taşıdığı vicdanın hassasiyetidir. Ebeveynlerin vicdanî hassasiyetleri, çocukların kendi vicdanının tohumudur. O halde yetişkinler, kendi vicdanlarının ne kadar hassas olduğunu ölçmelidir. Özellikle çocuk terbiyesine soyunmuş anne-babanın kendine soracağı en önemli soru şudur: ‘Vicdanım ne kadar hassas?’
Çocuklar anne-babasının yankısıdır. Ebeveynler çocuklarına nasıl seslenirse çocuklar da ona aynı karşılığı verir. Çocuklar özellikle ilk 4 yıl anne-babalarını taklit ederek hayatın kurallarını öğrenir. Yeni doğan bir bebek, annesi yürüdüğü için emeklemeyi bırakıp ayaklarının üzerinde durmaya çalışır. Annesi konuşurken dudaklarına bakar ve aynı sesleri çıkarmaya gayret eder. Çocuk bu taklit sürecinde, anne-babadan sadece konuşmayı ve yürümeyi değil, hangi olaylara, hangi tepkileri vereceğini de öğrenir. Mesela anne, ayağının altına gelen bir karıncaya basmak üzereyken, ‘Aman üzerine basmayayım, yoksa karıncanın ayakları kırılır ve yuvasına gidemez.’ diyorsa çocuk, annenin bu hassas ve Vicdani davranışını anında kopyalar. Dolayısıyla çocuklar, ebeveynlerin sadece davranışlarını değil, vicdanlarını da birer örnek alırlar.
Anne ve babanın vicdanı ne kadar katıysa çocukların da bu olumsuzluktan nasibini alacağını aktaran pedagog Dr. Adem Güneş, öncelikle yetişkinlerin kendi vicdanlarının ne kadar hassas olduğunu ölçmeleri gerektiğini kaydediyor.
Yalan, vicdanı duyarsızlaştırıyor
Sahte davranışların çocuğun vicdanını katılaştırdığı gibi, yalan söyleyen insanlarla muhatap olan çocuğun vicdanının da yavaş yavaş köreleceğini belirten uzman pedagog, “Bazen küçük ve tatlı yalanlar, bazen ‘şakacıktan’ söylenen ‘pembe’ yalanlar, çocukların vicdanına zehir akıtır. Zira hiçbir vicdan, yalan karşısında sessiz kalamaz.” diyor. Vicdanı ölmemiş birinin söylediği yalandan sürekli rahatsız olacağını ve zamanla vicdanının sesini bastırmaya, söylediği yalanı meşru göstermeye gayret edeceğini ifade eden Güneş, çocuğunda vicdan duygusunu geliştirmek ve onu berrak şekilde korumak isteyen ebeveynlerin yalandan, yılandan kaçar gibi kaçmaları gerektiğini vurguluyor.
Adalet, vicdan duygusunu geliştiriyor
“Öfkeyi dengeleyecek vicdan terbiyesinin önemli unsurlarından biri de çocuğun aile içinde adalet duygusunu güçlendirecek olaylara şahit olmasıdır.” ifadesini kullanan uzman pedagog, “Çocuk, aile içinde kabul gördüğünü ve anne-babasının kendisine adil davrandığını her zaman, engelsiz hissedebilmeli. Anne-babanın aile içindeki her davranışına adalet hâkim olmalıdır.” diyor. Yapılan araştırmaların aile içinde kendine eşit ve adil davranılmadığı hissine kapılan çocukların, çete ve suç örgütüne daha çabuk karıştığını aktaran Güneş, “Çünkü çocuk, yaşadığı adaletsizliklerden dolayı içinde öfke ve çarpık duygular biriktiriyor. Bundan dolayı da yıkıcı ve isyankâr davranışlara kolaylıkla yönelebiliyor.” diye belirtiyor.
Çocuklardaki vicdan duygusunu geliştirmenin en etkili yollarından birinin de çocuğu hayvan ve bitkilerin dünyasıyla tanıştırmak olduğunu aktan Güneş, sözlerine şöyle devam ediyor: “Karıncayı avucuna alıp inceleyen, bir çiçeğin rengarenk yapraklarındaki güzelliği gören, tavşanı havuç yerken seyreden çocuk, öfke duygusunun çevreye verebileceği zararları da yavaş yavaş kavramaya başlar. Çocuk, hayatın detaylarına indikçe sakinleşir, gereksiz ve lüzumsuz güç kullanımı ve öfke gösterilerinden sakınır.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment