[Haber Analiz] Amerikan adaleti test ediliyor
Obama, zanlıların Müslüman ya da Çeçen olmalarından yola çıkarak yargılayıcı genellemeler yapılmaması telkininde bulundu. Amerika’nın en tepe isminin bu çağrısına kulak verenler kadar vermeyenlerin de olacağı muhakkak. Zira burası sadece farklı dinlerden, etnik gruplardan, anavatanlardan değil, farklı ideolojik kökenlerden de insanların yaşadığı bir ülke.
Boston’da terör zanlılarından birinin sağ ele geçirilmesinin ardından yetkililer ve halk “Adalet yerini buldu” diyerek sevindiler. Filmvari bir polisiye sürecin ardından adli süreç başladı. Ama neticede adaletin yerini bulup bulmayacağı, önemli ölçüde Amerikan sisteminin nasıl işleyeceğine bağlı olacak.
ABD Başkanı Barack Obama, kamuoyu nezdinde yargısız infazları önlemek üzere sakin ve sağduyulu mesajlar verdi. Tweet ve bloglar çağında en küçük bir bilgi kırıntısına sarılarak “erken hükme varma” riski bulunduğuna dikkat çeken Obama, “Böyle bir trajedi vuku bulduğunda ve kamu güvenliği tehlikede ve kaybedilebilecek şeyler çok fazla iken, işi düzgün yapmamız önemli. Soruşturmalarımız bu nedenle var. Bu nedenle yılmadan gerçekleri toplarız. Bu nedenle mahkemelerimiz var. Bu nedenle sadece bu şahısların değil topyekûn insan gruplarının güdüleriyle ilgili hüküm vermekte acele etmemeye özen gösteririz.” dedi.
Obama, bu cümleleriyle zanlıların Müslüman ya da Çeçen olmalarından yola çıkarak yargılayıcı genellemeler yapılmaması telkininde bulunuyordu. Ve Amerikan sistemindeki “çeşitliliğe”, Boston’un da dünyanın her tarafından insanları mezceden bir yer olduğuna dikkat çekiyordu. Amerika’nın en tepe isminin bu çağrısına kulak verenler kadar vermeyenlerin de olacağı muhakkak. Zira burası sadece farklı dinlerden, etnik gruplardan, anavatanlardan değil, farklı ideolojik kökenlerden de insanların yaşadığı bir ülke. Belli başlı medya kuruluşları bu konularda genelde daha dikkatli davranırken, özellikle bazı sağcıların erken hükme meyyal olduğu görülüyor.
11 Eylül saldırılarından dengesi bozularak yer yer özgürlükleri kısıtlayıcı yönde tavırlar alan Amerikan sistemi, yaralı olarak ele geçirilen zanlı Dzhokhar A. Tsarnaev’e ilk istisnasını Miranda Hakları konusunda yaptı. Normalde Amerikan vatandaşı zanlılara sorgulama öncesinde bu hakları okumak anayasal gereklilik. Zanlılara genelde tutuklandıktan kısa bir süre sonra “susma ve avukat tutma” gibi bazı kilit hakları okunuyor. Amerikan vatandaşı olan zanlı Tsarnaev için ise FBI bir istisna uyguladı. Ve Miranda Hakları’nı kendisine tutuklar tutuklamaz okumadı. Bunu yaparken, federal hükümetin kamu güvenliğini tehdit eden durumlarda ruhsat verdiği istisnayı kullandı.
Cumhuriyetçi senatörler John McCain ve Lindsey Graham, cuma akşamı yaptıkları ortak açıklamada, Obama hükümetine zanlıya “düşman muharip” muamelesi yapma çağrısında bulundu. 11 Eylül saldırılarından sonra ABD, El Kaide gibi uluslararası örgütlere üye terör zanlıları için “düşman muharip” terimini kullanmaya başlamıştı. ABD bu tür zanlıları Cenevre Sözleşmesi’nin hükümlerine bağlı olmaksızın askerî mahkemelerde yargılama hakkı olduğunu savunuyor. Ve Guantanamo gibi hukukiliği tartışmalı ülke dışı hapishanelere gönderiyor. Ağabey zanlı Tamerlan Tsarnaev’in yurtdışında terör eğitimi almış olabileceği iddiaları, kardeşi için “düşman muharip” formülünü gündeme getirdi. Ancak NBC News’e konuşan bir Amerikalı yetkili, zanlının Amerikan vatandaşlığına geçmiş olduğunu hatırlatarak bunun uygulanmayacağını söyledi.
Zanlının mümkün olan en ağır cezayı almasını isteyenler çok. Ancak eylemlerin yapıldığı Massachusetts eyaletinde idam cezası bulunmuyor. Davanın eyalet yerine federal mahkemede görülmesi halinde ise idam kararı çıkarmak mümkün. Şimdiye kadar bu formülün uygulandığı ve zanlının Amerikalı olduğu tek vaka, Oklahoma eyaleti bombacısı Timothy McWeigh davası.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment