Kur’an-ı Kerim’i duvarlardan indirelim
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde altı şeyden bahsederek bunların garip kaldığını bildiriyor. İpek kumaşlara sararak duvarları süslediğimiz Kur’an-ı Kerim de ne yazık ki bu grupta yer alıyor.
Efendimiz Hz. Muhammed (sas) altı şeyin altı yerde garip olduğunu buyuruyor: “Mescid, kendisinde namaz kılmayan kavmin arasında gariptir. Mushaf, okunmayan evde gariptir. Kur’an, fasık kişinin kalbinde gariptir. Müslüman ve saliha bir kadın, zalim ve kötü huylu bir erkeğin elinde gariptir. Müslüman ve salih bir erkek, söz dinlemeyen ve kötü huylu bir kadının elinde gariptir. Âlim, kendisini dinlemeyen bir kavmin arasında gariptir. Allahü Teâlâ, onları garip bırakanlara kıyamet gününde rahmet nazarıyla bakmaz.”
Hadis-i şerif, kıyamet günü Allah’ın rahmetinden mahrum kalarak garip olacak insanlardan bahsediyor. Yani dünyada garip bırakanlar, ahirette garip olacak. Cemaatsiz bırakılan mescitler, okunmayı bekleyen mushaflar da bu grubun içinde yer alıyor. Günlük hayatımızda yapılması ya da sahip çıkılması en kolay olan bu hayırlı işler ve manevî değerler unutuluveriyor. Bir mahalle halkı, mahallelerinde bulunan camiye girmez ve camilerini cemaatsiz bırakırsa, o cami o mahallede garip kalıyor. Kimi mahalle camiinde vakit namazlarında sadece birkaç kişi bulunuyor. Bu yüzden kapanma noktasına gelen camiler bile var.
Hadis, Kur’an okunmayan evde mushafın da garip olduğunu açıklıyor. Bu durum Kur’an-ı Kerim’i raflarda tozlanmaya bırakanları, ipek kılıflara sarılı mushaflarla yalnızca duvarları süsleyenleri, indirip okumayı hayatlarından çıkaranları akıllara getiriyor. Bu durumu Efendimiz Hz. Muhammed (sas) asırlar öncesinden uyarıyor. Peygamberimiz’in övgüsüne mazhar olan Ebu Umame el-Bahili’nin (ra) rivayet ettiği bir hadiste Allah Resulü şöyle buyuruyor: “Kur’an’ı okuyunuz. Sakın bu duvarlarda asılı bulunan mushaflar sizi aldatmasın. Çünkü Kur’an’a kap olan bir kalbi, Allah Teala azaba uğratmaz.” Ebu Hüreyre de (ra) Efendimiz’in, “Herhangi bir evde Kur’an okunursa, şüphesiz o ev aile efradı için genişler, hayrı çoğalır, oraya melekler dolar ve şeytanlar kaçar. Kur’an okunmayan ev, aile efradı üzerine daralır, hayrı azalır, melekler oradan çıkıp şeytanlar dolar.” hadis-i şerifini naklediyor. Efendimiz, birçok hadis-i şerifinde Kur’an-ı Kerim’i okumaya teşvik ediyor. Bunun faziletlerinden bahsediyor. Ebu Zer’den (ra) gelen bir rivayette Efendimiz (sas), “Kur’an-ı Kerim okumaya ve Allah’ı zikretmeye özen göster. Çünkü bu amelin, senin göklerde anılmana sebeptir. Yeryüzünde de senin için hidayet nurudur.” buyuruyor.
Beyhaki’den rivayet edilen başka bir hadiste de Efendimiz (sas), “Demir paslandığı gibi kalpler de paslanır.” buyurur. Efendimiz’in bu sözü üzerine ashab, “Ey Allah’ın Rasulü, öyleyse kalplerin cilası nedir?” diye sorar. Allah Rasulü (sas) şöyle cevaplar: Kur’an okumak ve ölümü hatırlamaktır.”
Helal ve haramı ayıran bir ışık…
Hüccetü’l-İslam olarak bilinen İmam Gazzali Hazretleri, İhyâ Ulûmu’d-Dîn adlı eserinde Kur’an-ı Kerim’in fazileti hakkında şunları söylüyor: “Kur’an’daki kıssa ve haberler sayesinde düşünürler için ibret yolu genişlemiştir. Onda açıkça beyan edilen hükümler sayesinde de tutulacak dosdoğru yol herkese açık bir şekilde görünmüştür. O kitap helal ve haramı ayırmıştır. Bu yüzden ışıktır. O kitap sayesinde insanoğlu gururdan kurtulur. O kitapta hastalıkların şifası vardır. O kitaba muhalefet eden dik kafalı zalim ve zorbaların belini Cenab-ı Hak kırmış ve kıracaktır. O kitap Allah’ın kopmaz ipidir. Apaçık nurdur. O, Allah yolunun en kuvvetli tutamağı ve insanı hedefine ulaştırıcı en sağlam vesiledir. O kitap, azı çoğu, küçüğü büyüğü, hülasa bütün hakikati kendinde toplayan bir kitaptır. İçindeki hikmetler bitmez ve tükenmez.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment