Kalabalığın içinde yalnızlaşıp intihara sürükleniyorlar

Aktör Robin Williams’ın intiharı, şöhrete ve servete rağmen hayatlarına kendi elleriyle son veren isimleri akıllara getirdi. 35 Buçuk Sanat Okulu’nun kurucusu Altan Gördüm, sanatçıların toplumun kendisine yüklediği kalıplar arasında sıkışıp kaldığı kanaatinde. Ona göre, psikolojik sorunlar bu sektörün meslek hastalığı.

‘Ölü Ozanlar Derneği’, ‘Can Dostum’, ‘Jumanji’ gibi filmleri ile Türkiye’de ve dünyada geniş hayran kitlesi edinen Oscar ödüllü ünlü oyuncu Robin Williams’ın ölümü herkeste büyük üzüntüye neden oldu. Ölüm sebebi intihar olarak açıklanan 63 yaşındaki ünlü aktör, şöhrete ve servete rağmen hayatlarına kendi elleriyle son veren ünlü isimleri akıllara getirdi. Robin Williams’tan önce intiharla gündeme gelen Amerikalı yönetmen Tony Scott, ABD’nin California eyaletinde bir köprüden atlayarak hayatına son vermişti. Türkiye’de ise 2001 yılında başarılı müzisyen Yavuz Çetin psikolojik sorunları nedeniyle intihara sürüklendi. 2013’te Ağır Roman filminin senaristi Metin Kaçan arkasında bir mektup bırakıp Boğaz Köprüsü’nden atlayan isim olarak hafızalara kazındı. Kariyerinin zirvesinde hayatına son veren Marlyn Monroe ve genç yaşta tüfeğiyle kendini vuran Amerikalı rock şarkıcısı Kurt Cobain’in intiharları da geçmişte büyük yankı uyandırmıştı. Bunun yanı sıra pek çok yazar ve devlet adamı da aynı şekilde hayata veda etti. İngiliz yazar Virginia Woolf, oyun yazarı Stefan Zweig, Amerikalı romancı ve gazeteci Ernest Hemingway, yazar Jack London ve Babı-ali’nin sıkı kalemlerinden Sadullah Paşa bu isimler arasında.  Kimi oyuncu, kimi yazar kimi devlet adamı olarak kamuya mal olan isimlerin dertlerine niçin ölümle derman aradıklarını sorduk. Oyuncu Altan Gördüm, ünlüleri intihara sürükleyen ruh halini “Kalabalıklar içinde yalnızlık” olarak açıklıyor. İntiharın sektörün getirdiği bir meslek hastalığına dönüştüğünü hatırlatan Gördüm, “Tedavisi de yok.” uyarısında bulunuyor. İntihar nedenlerini 3 temele oturtan psikolojik danışman Hakan Metan, ‘Kişilik bozukluğu, değersizlik hissi, maneviyat eksikliğine bağlı boşluk hissi’ yorumunu yapıyor. Tanınan isimlerin intihar etmesinin bu düşünceye sahip insanlar üzerinde teşvik edici rol oynadığına dikkat çeken psikiyatr Kemal Sayar ise, “Robin Williams’tan sonra hastalarımda intihar söylemi arttı.” diye konuşuyor.

Kurucusu olduğu 35 Buçuk Sanat Okulu’nda film ve dizi sektörüne pek çok genç oyuncu kazandıran Altan Gördüm, sanat dünyasındaki isimlerin bir aşamadan sonra kendi gibi davranamadığını söylüyor. Sanatçıların toplumun kendisine yüklediği kalıplar arasında sıkışıp kaldığını dile getiren Gördüm, “Gerçek arkadaşlıklar kuramıyorsun. Bu da insanı ne yazık ki ne kadar güçlü karakter olursa olsun yalnızlığa ve bir depresyona sokuyor. Onun sonucudur diye düşünüyorum.” açıklamasını yapıyor. Psikolojik sorunların sektörün getirdiği bir meslek hastalığı gibi olduğunu ve neredeyse tedavisinin bulunmadığını söyleyen Gördüm, “Türkiye’den örnek verecek olursak, televizyon dizilerinde rol alan genç arkadaşlar sokakta bile yürüyemiyor. İnsanlar fotoğraf çektirmek için kuyruk oluşturuyor. Bu ilgiyi herkes taşıyamıyor. Bir süre sonra gözden düştükleri zaman insanlar onu tanımadığı zaman bu ayrı bir travmaya neden oluyor.  Biraz sağlam karakterli olmak gerekiyor.  İnanç da çok önemli, gerektiği zaman ona sığınmak her zaman için yardımcı olur.” ifadelerini kullanıyor.

‘İNTİHARIN SEBEBİ; KİŞİLİK BOZUKLUĞU, DEĞERSİZLİK HİSSİ, MANEVİYAT EKSİKLİĞİ OLABİLİR’

İntihar nedenlerini üç temele oturtan psikolojik danışman Metan, bunları kişilik bozukluğu, değersizlik hissi, maneviyat eksikliğine bağlı boşluk hissi olarak açıklıyor. Göz önünde olan insanların sınırda yaşamaya alıştıklarını ve bunu devam ettirmek için çabaladıklarını belirten Metan, “Hep alkışlanıyor, hep övülüyorlar. Bu insanlar en ufak bir boşluğu bile kabul edemiyorlar. Normal yaşayan insanlarda oluşan değersizlik duygusu çok daha hızlı oluşuyor, boşluğa girebiliyorlar ve değersizlik duygusu oluşabiliyor.” diyor.

‘ROBİN WİLLİAMS’TAN SONRA HASTALARIMDA İNTİHAR SÖYLEMİ ARTTI’

Psikiyatr Kemal Sayar, kendilerine başvuranlar arasında daha çok intihar düşüncesi oluştuğunu söylüyor. “Tanınan insanların intiharı bu düşünceye sahip ve özellikle genç insanlar üzerinde teşvik edici rol oynayabiliyor.” diyen Sayar, Robin Williams için ise “Tatminsizlik ya da boşluk diyemeyiz, bu bir hastalık. Demek ki yeterince iyi tedavi edilemedi, terapileri de yapılamadı. Dolayısıyla böyle bir kayıp yaşandı.” açıklamasını yapıyor. İntiharla ilgili her türlü düşünceyi almak ve bir uzmana başvurmak gerektiğini vurgulayan Sayar, “Pek çok kayıp psikiyatristin gözünden kaçmasından ya da ailenin dikkate almamasından kaynaklanıyor. O yüzden bu tür düşünceler kimin aklına gelip paylaşıyorsa paylaşılan kişinin hızlı bir şekilde tedbir alması lazım.” uyarısında bulunuyor.

İntihar vakalarının ünlü isimlerle beraber tüm dünyanın sorunu olabileceğine dikkat çeken tasavvufçu öğretim üyesi Prof. Dr. Abdülhakim Yüce ise insanın kendi fıtratıyla savaştığını savunuyor. Nefsin ve ruhun müspet yönlerinin ön plana çıkarılmadığını söyleyen Yüce, “Doymak bilmez dünya sevgisi, kibir, hırs, şehvet, makam ve mevki düşkünlüğü müspetle dengelenmezse tanınmaz hale gelebilirsiniz.” diye konuşuyor.