Kanser hastalarının yüzde 60’ı ilaç dışı yollarla tedavi arıyor
Hematoloji hekimlerinin kanser hastaları üzerinde yaptıkları araştırmaya göre, kanser hastalarının yüzde 60’ı tedavileri sırasında ‘alternatif’ adıyla takdim edilen ilaç dışı maddelere başvuruyor. Kullanılan maddelerin bilinmedik yan etkilere yol açabileceğini söyleyen uzmanlar, bu maddelerin şifa yerine vücuda zarar verebileceği konusunda uyarıyor.
Son dönemlerde artan bitkisel ilaçlarla tedavi yöntemleri halk sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşıyor. Hekim kontrolü olmadan bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünler, bazı hastalarda ciddi şekilde yan etkilere yol açarken, bazılarında ise ana ilacın etkisini azalttığı görülüyor. Prof. Dr. Sema Karakuş, kanser hastaları üzerinden yaptıkları bir araştırmada hastaların yüzde 60’ının bilinçsiz bir şekilde ‘alternatif-tamamlayıcı’ adı verilen ilaç dışı maddelere başvurduklarını aktarıyor. Bu durumun pek çok potansiyel tehlikeleri olduğunu ifade eden Karakuş, “Bitkisel ürünler, ana ilacın etkisini azaltabilir ya da ilacın etkisini artırarak aşırı tedavi altında daha fazla yan etki gelişimine yol açabilir.” diyor. Özellikle eğitimsiz hastaların bu yöntemlerle kandırıldığına dikkat çeken Karakuş, “Bu işi yapanlar, kullandıkları ürünleri veya yöntemleri daha az tepki çekmek adına alternatif tedavi ürünleri yerine tamamlayıcı tedavi ürünleri adı altında sunuyor.” diye konuşuyor.
Kanser tedavisinde kullanılan modern tıp ilaçlarının yıllarca süren çeşitli araştırma aşamalarından geçtikten sonra hastalar üzerinde kullanıldığını aktaran Karakuş şu örneği veriyor: “Amerika’da Ulusal Kanser Enstitüsü’nde her yıl yaklaşık 2 bin 500 bitki ve deniz organizması kanser tedavileri açısından test edilip ancak yüzde 2’si fare çalışmalarında kullanıma uygun bulunuyor. Bu aşamaya kadar yaklaşık 250-500 bin dolar kaynak ayrılıyor. İki tür hayvanda bu ilaçlar denendikten sonra onay alınarak insanda ilaç çalışmaları başlıyor.” Prof. Karakuş, tüm bu pahalı ve uzun süren yöntemlerin hiçbirisinin alternatif tedavileri uygulayan kişiler tarafından uygulanmadığına vurgu yapıyor.
Yeşil çay ve sarı kantaron ana ilacın etkisini azaltıyor
Alternatif tıp alanında kullanılan popüler bitkisel ilaçların faydası hakkında yapılan bilimsel çalışmalarda anlamlı sonuçları olmadığını ifade eden Karakuş, konuşmasına şu şekilde devam ediyor: “Yeşil çay, lösemiye çok benzeyen bir hastalık olan multipl miyelom tedavisinde kullanılan ‘bortemozib’in etkisini azaltıyor. Yine halk arasında sarı kantaron olarak bilinen ‘St John’ bitkisi de Kronik Miyeloid Lösemi (KML) hastalığının ana ilacı olarak bilinen ‘imatihib’in etkisini azalttığı bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Dolayısıyla klinik çalışmalarla desteklenmiş bilimsel bir dayanağı olmayan alternatif tedavi adı altındaki bitki, ot ve çöplerle hastaların yönlendirilmesi ve kandırılması hem insan sağlığına hem de insan haklarına aykırıdır.” Karakuş, zakkum, reishi mantarı, ökse otu, kantaron otu gibi popüler bitkisel ilaçlardan da anlamlı bilimsel sonuçlar elde edilmediğini belirtiyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment