‘Gazeteciye suç duyurusu’na Amerika’dan sert tepki

‘Gazeteciye suç duyurusu’na Amerika’dan sert tepki

ABD’de faaliyet gösteren bazı basın kuruluşları ve sivil toplum örgütleri, Türkiye’de son günlerde artan basın özgürlüğü ihlallerine sert tepki gösterdi. Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Taraf gazetesi ve gazeteci-yazar Mehmet Baransu hakkında yapılan suç duyurusunu kınayan uzmanlar, halkın haber alma hakkını engellemenin insan haklarına aykırı olduğunu hatırlatarak, yaşananların Türkiye’nin imajini zedelediğini söyledi.


Merkezi Washington’da bulunan Freedom House (Özgürlük Evi) Avrasya Direktörü Susan Corke, AK Parti iktidarının kendisine muhalif gördüğü yayınların önünü kesebilmek için Terörle Mücadele Kanununu kullandığını ileri sürdü. Daha önce Türk hükümetine bu kanundan duydukları rahatsızlığı bir mektupla ilettiklerini hatırlatan Corke, “Geçtiğimiz yıllarda Türk hükümetinin basına karşı olumsuz tavrını gözlemliyorduk ancak son 6 aydır bu olumsuzluğun arttığını endişe içinde izliyoruz” dedi. Corke, iktidarı eleştiren gazetecilerin ya işini kaybettiği ya da ciddi sıkıntılara maruz kaldığını söyledi.

Avrupa Birliği’nin (AB) bir çok kez Türkiye’de yaşanan basın özgürlüğü ihlallerinden dolay rahatsızlığını dile getirdiğini hatırlatan Corke, son gelişmelerin Türkiye ile AB arasındaki ilişkiye direkt zarar vermese de Brüksel tarafından ‘Ankara adına olumsuz bir not’ olarak kaydedileceğini belirtti.

Merkezi New York’ta bulunan Toplum ve Etnik Medya Merkezi (CCEM) ise Türkiye’de son zamanlarda gazetecilerle ilgili açılan davalar hakkında yaptığı yazılı açıklamada, Türk hükümetinin medyaya karşı aldığı tavrın ülkenin demokratik kimliğini olumsuz etkileyeceğini söyledi. Açıklamada Türkiye’nin son zamanlarda uluslararası alanda etkileyici bir ekonomik performans gösterdiği ancak muhalif sesleri susturmak için girişimlerde bulunmanın Türk demokrasisi ve konuşma özgürlüğü adına kötü bir gelişme olduğu ifade edildi.

New York Şehir Üniversitesi (CUNY) Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr Lonnie Isabel ise insanlar arasında bilgi aktarımının suç olmadığını belirterek “Kimse bu özgürlüğü tehdit edemez. Bu, uluslararası insan haklarını ihlal etmektir. Bu ihlallerin yaşandığı ülke sayısı her geçen gün artıyor ama Türkiye’deki kadar sert bir tavır çok az ülkede var.” diye konuştu. Hükümetle aynı görüşte olmayan gazetecilere uygulanan baskı, yıldırma ve hapis cezası gibi tacizlerin daha önce ülkede yaşanan benzer uygulamaların devamı olduğunu ifade eden Isabel, bu durumun dünya çapındaki gazetecilik örgütleri tarafından kınandığına dikkat çekti. Isabel, basın özgürlüğü ihallelerinin Erdoğan hükümetinin bölgesel ve uluslararası alanda gösterdiği çabaları gölgede bıraktığı uyarısında bulundu.

“Başbakan Erdoğan da dahil olmak üzere hükümet yetkilileri, özgür basınla pervasızca muhalefet ettiğini açıklamıştır.” diyen Isabel, Türkiye’de oldukça riskli bir ortamda çalışan gazetecilerin tutuklanma ya da öldürülme korkusuyla gerçekleri istediği gibi yazamadığını savundu. “Bu durum oldukça açık ve uluslararası eleştiri ve sorgulamayı hakediyor.” diyen Isabel, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından kaleme alınan ve Türkiye’yi ‘muğlak terörle mücadele yasalarıyla gazeteciler üzerinde baskı uygulayan bir ülke’ olarak tanımladığı rapora katıldığını belirtti.

Brooklyn Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Paul Moses de CPJ’nin ‘Erdoğan hükümetinin özgür basını koruma konusunda başarısız olduğu’nu savunan raporunu desteklediğini belirtti.

“Her ülke farklı bir kültüre sahip. Bu yüzden Türkiye’yi ABD ile karşılaştırmam” diyen Moses, özgür basının ABD’de demokrasiyi istikrarlı hale getirdiğini ifade etti.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.