Related Articles
Mehmet Kamış’ın oğlu Alperen Kamış: ‘Önümüze koydukları ‘suçlamaların’ hepsi sadece gazetecilik faaliyetleri’
İzmir Çeşme’de gözaltınaİzmir Çeşme’de gözaltına alındıktan sonra getirildiği İstanbul’da 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘darbeye teşebbüs’ iddiasıyla tutuklanan gazeteci Mehmet Kamış’ın oğlu Alperen Kamış, ‘‘Gizlenecek, saklanacak, utanıp sıkılacak hiçbir şey yok. Tüm imkânları seferber edip, bütün araştırmaları yapıp önümüze koydukları ‘suçlamaların’ hepsi sadece gazetecilik faaliyetleri. Babam, Mehmet Kamış gazetecidir.’’ dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla 4 Mart 2016’da gasp edildikten sonra KHK ile kapatılan Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış, 22 Kasım’da İzmir Çeşme’de gözaltına alındıktan sonra getirildiği İstanbul’da 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak Marmara (Silivri) Cezaevi’ne gönderildi.
Gazeteci Mehmet Kamış’ın tutuklanmasının üzerinden 1 ay geçtiğini hatırlatan oğlu Alperen Kamış, 17 yaşından bu yana 10 yıldır her gün babasının haksız yere tutuklanmasıyla ilgili kendini hazırladığını ve kafasından çeşitli senaryolar geçirdiğini belirterek, ‘‘Onun gözaltına alındığını haberlerden son dakika olarak öğrendim. Kelepçeliydi. Hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin yeniden başladığını, beter görünenlerde hayırlar olduğunu kendime söylemek isterken gözümden gitmeyen tek an babamın ellerine kelepçe takılmasıydı. Gözaltı, nezarethane eyvallah da o kelepçeyi nasıl çözeceğiz ona bakalım diyordum içimden.’’ ifadelerini kullandı.
2017’de savcının hazırladığı iddianamede babası Mehmet Kamış için 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istediğine dikkat çeken Alperen Kamış, ‘‘Tüm imkanları seferber edip, bütün araştırmaları yapıp önümüze koydukları ‘suçlamaların’ hepsi sadece gazetecilik faaliyetleri. Babam, Mehmet Kamış gazetecidir.’’ dedi.
Alperen Kamış sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
”ALLAH BETERİNDEN KORUSUN”
‘‘Geçtiğimiz 10 senede hayatında öğrendiğin ve tecrübe ettiğin en önemli şey ne diye sorsanız ‘hiçbir olumsuzluktan şikayet etmemek’ derim. Bu aslında bir olgunluk değil, korku. Gerçekte bir saniyesinde bile inisiyatifimin olmadığı hayatın bir an sonrasında ne getireceği bilinmezliğinin korkusu. En kötü senaryoları kafada çizerken yaşandığında en kötü olmadığı farkındalığıyla bir sonraki andan korkutan ve yeniden hortlatan bir korku. Üstünde durmadan söylenip geçilen ve hepimizin diline yapışan ‘beterin beteri’ olduğunu son 10 senede peyderpey öğrendim. Bu dünyada beteri olmayan bir olumsuzluk var mı emin değilim. Haksızlığa uğramanın, hapiste olmanın, sevdiğini kaybetmenin, onu bir daha göremeyecek olmanın yani ölümün bile beteri olduğunu düşünüyorum. O yüzden yolda yürürken ayağım taşa takılsa ‘Allah beterinden korusun’ der oldum. Bugünümüze şükür.
”BABAMIN BİRGÜN HAKSIZ YERE TUTUKLANACAĞI İHTİMALİNE KARŞI KENDİMİ HAZIRLADIM”
17 yaşımdan beri ‘babamın bir gün haksız yere tutuklanacağı’ ihtimaline karşı kendimi hazırlıyordum. Kafamda iyi, kötü sayısız senaryo vardı. Yüzden fazla kez bu ihtimalin gerçekleştiğini rüyalarımda gördüğüme eminim. 22 Kasım 2023 o günmüş. 1 ay önce babam tutuklandı. Onun gözaltına alındığını haberlerden son dakika olarak öğrendim. Kelepçeliydi. Hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin yeniden başladığını, beter görünenlerde hayırlar olduğunu kendime söylemek isterken gözümden gitmeyen tek an babamın ellerine kelepçe takılmasıydı. Gözaltı, nezarethane eyvallah da o kelepçeyi nasıl çözeceğiz ona bakalım diyordum içimden.
Babam gazeteciydi. Onu 3 kez ağırlaştırılmış müebbete mahkum etmek isteyen savcı, 2017’de yazdığı iddianamede babamın beraatini tescilledi. Bu davanın hukuki boyutunu günlerce konuşmak isterim ama buraya yazmak bile zul geliyor çünkü savunma hazırlayıp ciddiye bile alınmayacak suçlamalardan iddianame yazıp eskinin idam cezasını istemenin nihai zararı babama olmaz. Babamın tutuklanma sebebini, yargılama sürecini ve ‘suçlamalarını’ konuşamayacağım hiçbir yer yok.
”SUÇLAMALARIN HEPSİ GAZETECİLİK FAALİYETİ”
Gizlenecek, saklanacak, utanıp sıkılacak hiçbir şey yok. Tüm imkanları seferber edip, bütün araştırmaları yapıp önümüze koydukları ‘suçlamaların’ hepsi sadece gazetecilik faaliyetleri. Babam, Mehmet Kamış gazetecidir.’’