PSİKOLOJİ- Boş yuva sendromu’ yaşıyor olabilirsiniz

PSİKOLOJİ- Boş yuva sendromu’ yaşıyor olabilirsiniz

Çocukları üniversite, askerlik ve evlilik gibi nedenlerle evden ayrılan kimi ebeveynler, ‘boş yuva sendromu’ yaşıyor. Çocuğuna aşırı düşkün bu çiftler, bazen tekrar çocuk sahibi olmayı düşünüyor. Uzmanlar ise sendromu yenmek için çiftlere, meslek kuruluşları ve yardım derneklerinde gönüllü olmayı öneriyor.

Kendini çocuklarına adayan Yasemin Hanım, oğluna çok düşkün. Büyüdüğünü kabullenemediği, her işini üstlendiği oğlu üniversite için başka şehre gidince, 51 yaşındaki anne, büyük bir boşluğa düşüyor. ‘Acaba şimdi ne yiyordur?’, ‘Uyurken üstünü açar mı?’, ‘Çamaşırını nasıl yıkıyordur?’ şeklinde uzayıp giden kaygı ve endişeler, Yasemin Hanım’ı her geçen gün daha da huzursuz ediyor. Aklı fikri oğlunda olan anne, artık yemeden içmeden kesilip, hiç yüzü gülmez duruma geliyor. Yasemin Hanım, 60 yaşındaki emekli eşiyle de problemler yaşamaya başlıyor. Sonunda evliliklerinin bitmemesi ve bu durumu çözmek için bir uzmana başvuruyor. Yasemin Hanım’a ‘boş yuva sendromu’ teşhisi konuluyor. Psikolog yardımı ile sendromu atlatan Yasemin Hanım, evliliğini de kurtarıyor.  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Aile Terapisti Op. Dr. Gökçen Erdoğan, boş yuva sendromunun kendini çocuklarına adayan, özellikle de erkek çocuğuna çok düşkün annelerde daha sık görüldüğünü söylüyor. Erdoğan, “Bu sendrom, ebeveynlerin çocukları evden ayrıldığında içine girdikleri depresif ve hüzünlü bir ruh hali. Kadınlar, böyle bir durumda kayıp ve boşluk duygusu ile karşılaşabiliyor.” diyor. Aile terapisti, çocuklarını okul ve sosyal hayatlarında fazlasıyla yakın takibe alıp, onların görevlerini de kendisi yapan ebeveynlerde sendromun yaygın olduğunu söylüyor.

    ‘Helikopter’ diye adlandırılan bu aileler, çocuklarının görevlerini büyük bir hevesle üstleniyor. Onların her problemini çözmekten haz duyuyor. Çocukların hayatlarının dönüm noktaları olan eğitim, askerlik, evlilik gibi vakitlerde çeşitli problemler yaşamaları, ebeveynlerin yalnız kalmasıyla da bir araya gelince aşırı kaygıya yol açtığını aktaran uzman, “Kaygılı ve depresif bir ruh haliyle karşı karşıya kalan ebeveynlerde iletişimsizlik gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Eşler arasında da aynı zamanda menopoz, andropoz ve emeklilik gibi stresli hayat olayları nedeniyle boş yuva sendromunun şiddeti artabiliyor.” diye konuşuyor.

‘TORUN SAHİBİ OLMADAN, BİR ÇOCUĞUMUZ DAHA OLSUN!’

Gökçen Erdoğan, “Çocuklar evden uçup gittikten sonra, ikinci baharını yaşayıp, yeniden çocuk sahibi olmak isteyen çiftler de olabiliyor. Yeni bir çocuk dünyaya getirip, evdeki boşluğu böyle doldurmayı isteyebiliyor. Özellikle de ‘Torun sahibi olmadan hadi bir çocuk daha yapalım’ diyen erkekleri görüyoruz. Kadınlar için ise doğal olarak bu kararı vermek daha zor.” diyor. Aile içindeki kaliteli ve sağlıklı ilişkinin sendromu yenmede etkili olduğunu kaydeden uzman, şunları öneriyor: “Araştırmalara göre çalışan kadınlar bu durumdan daha az etkileniyor. Ebeveynler, arkadaşlarıyla iletişimini güçlendirmeli. Hobi kurslarına, derneklere ve meslek kuruluşlarına katılabilir. Gönüllü olun! Kendi sıkıntınızdan kurtulmanın en iyi yolu bir başkasına yardım etmektir.”

    “Bir çocuk sahibi çiftlere bakıldığında bunların yaklaşık yüzde 50’sinin ikinci çocuğu istediğini görüyoruz.” diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erbil Yağmur, çiftlerin önemli bir kısmının 40’lı yaşlarda başvurduğunu belirtiyor. Yağmur, “İleri yaşta gebe kalan kadının kalp-damar, solunum, böbrek ve organ sistemi etkileniyor. 40 yaşından sonra meydana gelen gebeliklerde, düşük riski ve genetik yapısı bozuk bebeklerin dünyaya gelme riski var.” diyor.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.