EĞİTİM – İngilizce eğitimine dair önemli sorular, pratik tavsiyeler

EĞİTİM – İngilizce eğitimine dair önemli sorular, pratik tavsiyeler

Günümüzde ikinci bir dil bilme gereksinimi yalnızca belli sektörlerin talebi olmaktan çıkıp bizim için bir çok alanda ihtiyaç halini aldı. Bununla birlikte eğitim sistemimiz içinde var olan şekliyle dil eğitimi, uzun yıllar gündemimizde olmasına rağmen bu konuda kayda değer bir yol alamamak motivasyonumuzu olumsuz yönde etkiliyor. Zaman hızla ilerlerken hayatımızın farklı duraklarında bambaşka dil öğrenme seçenekleriyle karşılaşıyoruz ve her defasında kafamız biraz daha karışıyor.

Dil eğitimi ile ilgili seçeneklerin çokluğu ve bu konuda ihtiyacımıza uygun bir rehberlik hizmeti alamamış olmak birçoğumuzun uzun zaman kaybetmesine neden oluyor. Gerçek ihtiyacımızın net olarak ortaya çıkması ve bizim için en doğru çözüm için bazı soruların cevabını bilmemiz gerekiyor.

DİL EĞİTİMİNDE KAÇ FARKLI SEÇENEK VARDIR?

Başta kurumların verdikleri dil eğitimini sınıflandırmak gerekirse; genel, akademik, özel (İş Dünyası, Sanat, Seyahat gibi) ve sınavlara yönelik (TOEFL, GRE gibi) olmak üzere dört farklı program uygulandığını görüyoruz. Piyasada yaygın olarak faaliyet gösteren dil kurslarının ağırlıklı olarak ‘Genel İngilizce’ programını sunarlar. Oysa yurtdışında herhangi bir akademik diploma programına devam edecek öğrencilerin ‘Akademik İngilizce’ eğitimine ihtiyaçları vardır. ‘Akademik İngilizce’ eğitimi de ağırlıklı olarak üniversitelerin ESL (English Second Language) programlarında verilmektedir. Türkiye’de ‘İngilizce Hazırlık’ ismi ile de anılan bu program sonucunda öğrenciler üniversite ya da yüksek lisans eğitimi gibi akademik bir programa katılabilecek yeterliliğe sahip olabilirler.

Dil eğitiminde temel dört ders vardır; dil bilgisi-yazma, okuma, konuşma, dinleme (Grammar-writing, reading, speaking, listening). Akademik İngilizce eğitimini genel İngilizce eğitiminden ayıran en temel faktör tüm bu derslerin ayrı ders kitabının ve ders saatinin olmasıdır. Ayrıca bu derslerde okuma, dinleme dersleri akademik metinler üzerine olur ve yazma derslerinde akademik makale yazma teknikleri detaylı bir şekilde uygulamalı olarak anlatılır. Eğer devam ettiğiniz dil kursunda bahsedilen dört branş tek kitap altında ve tek yada iki eğitmen tarafından veriliyorsa doğru bir programda olmadığınızı bilmeniz gerekir.
Bununla birlikte üniversitelerde ESL programları sonbahar, ilkbahar ve yaz dönemlerinde (Fall, spring, summer) başlamaktadır. Bu dönemlerin başına yetişemeyen öğrenciler genellikle Genel İngilizce kurslarına başlar ve daha sonra üniversitelerdeki Akademik İngilizce kurslarına geçiş yapar.

YURTDIŞINDA AKADEMİK BİR PROGRAMA KATILABİLMEK İÇİN ORTALAMA DİL EĞİTİMİ NE KADAR SÜRMEKTEDİR?

Dünyada en yaygın İngilizce öğretimi 6 kurdan oluşmaktadır. Her kur ise ortalama 8 hafta yani iki ay kadar süre almaktadır. Böylece başlangıç seviyesinde bir öğrencinin İngilizceyi tam olarak öğrenmesi minimum 1 yıllık bir süre gerektirmektedir. Yurtdışında İngilizce eğitim alacak öğrenciler öncelikle seviye tespit sınavına (placement test) tabii tutulurlar ve kendilerine en uygun kur ile öğretime başlarlar. Bu testlerin örnekleri çeşitli web sitelerinde ücretsiz olarak da yer almaktadır.

Başlangıç seviyesindeki bir öğrencinin en az bir yıl, ortalamada ise bir buçuk yıl İngilizceye süre ayırması gerektiğini bilerek plan yapması gerekir. Alacağınız en kaliteli eğitim seçeneğinde bile bu süreyi bir yılın altına düşürmek çok sağlıklı sonuçlar vermez. Dil öğrenme sürenizin iki yıla kadar uzaması öğrencileri karamsarlığa itmemelidir.

İNGİLİZCE EĞİTİMİ TÜRKİYE’DE Mİ, YURT DIŞINDA MI ALINMALI?

Türkiye’de yaygın olan İngilizce eğitiminde dilbilgisi ağırlıklı ve konuşma dersleri yetersiz olarak uygulanmaktadır. Bununla birlikte öğrenciler yeterli pratik yapma imkânı bulamaz. İyi derecede öğrenilmiş dilbilgisi (grammar) eğitimi öğrencilerin yurtdışı akademik hayatlarında yararlı olmaktadır.

Ülkemizde dil öğrenmenin de, yurtdışında öğrenmenin de avantajları ve dezavantajları vardır. Türkiye’de dil eğitimi mali açıdan daha ekonomiktir ve öğretim yolu dil yeterlilik sınavlarını geçmeye göre ayarlanmıştır. Yurtdışında ise; kitaplarda yer almayan dilin günlük kullanımını öğrenme, konuşma pratiği kazanma, aksan probleminin giderilmesi için dinleme imkânı ve akademik yönlendirme avantajları vardır. Genel resme baktığımız zaman dilin başlangıç bir iki kurunu ülkenizde almanızı ve dil eğitiminizde yol yarıyı geçmeden üniversite okuyacağınız ülkeye giderek eğitiminizi orada tamamlamanızı tavsiye ederiz.

DİL EĞİTİMİYLE İLGİLİ GENEL TAVSİYELER

Dil öğrenme sayısal ya da sosyal zekâ sahibi olma ile mümkün olan bir eğitim değildir. Her öğrenci matematik ya da edebiyat derslerinde istenilen başarıyı elde edemeyebilir fakat ara vermeden dikkatli ve devamlı çalışan her öğrenci dil eğitiminde başarılı olabilir. Bu konuya ilave edilebilecek bir katkı; ezber yeteneği iyi olan bir öğrencinin işi biraz daha kolay diyebiliriz.

PRATİK ÖNERİLER;

  • Dil öğrenirken yalnız bir branşa (dilbilgisi, okuma gibi) yoğunlaşılmamalı, okuma, dilbilgisi-yazma, dinleme ve konuşma derslerine benzer seviyede ağırlık vererek çalışılmalıdır.
  • Eğitiminizi Amerika’da devam ettirmeyi planlıyorsanız tercih edilecek ders ve okuma kitaplarının İngiliz İngilizcesi (British English) olmamasına dikkat edilmelidir.
  • Kitap okurken tüm bilmediğiniz kelimelere bakılmamalı, bakılan kelimelerin yanlarına Türkçe karşılığı yazılmamalı, bilmediğiniz kelimenin anlamını hatırlatacak İngilizce bir ipucu yazılmalı ya da simge çizilmeli. Aksi halde İngilizce düşünme yeteneği gelişmiyor ve zihin sürekli çeviri yaptığı için düşünme ve cevap verme hızı yarı yarıya düşüyor.
  • Hikâye kitabı okumalarında aynı kitabı birden fazla okuma (3-4 defa olabilir); konusunu bildiğimizden dolayı kitapta yer alan tüm kelimeleri pekiştirmeye neden olacaktır.
  • Okuma derslerinde sevdiğiniz konuları tespit ederek o konularda okuma yapma veriminizi arttıracaktır.
  • Yeni öğrenilen kelimelerin 10 defa gibi belli bir sayıda yazılması yazım pratiği (spelling) için yazılması harf hataları yapmama adına yararlı bir uygulamadır.
  • İngilizce film ya da dizi izlerken konuyu anlayamıyorsak bile Türkçe altyazı açılmamalı, başlarda İngilizce altyazı açılmalı, ilerleyen kurlarda alt yazısız izlenmelidir. Ayrıca izleme sırasında duyduğumuz kelimeleri ve daha sonraları cümleleri not almak dinleme becerimizi geliştirir.
  • Konuşma becerimizi geliştirmek için ise özellikle yurtdışında bulunduğunuz dönemde konuşma kulüplerine (discussion club, toast master gibi) üye olmak ve aktivitelerine dahil olmak konuşma cesareti kazanmamıza yardımcı olur.
  • Öğrenmenin verimli ve kalıcı olmasının temel şartlarından biri de severek ve isteyerek göstereceğimiz yaklaşımdır. Bu nedenle İngilizce öğrenirken ilgi alanımıza giren bazı konular (teknoloji, beslenme, antika arabalar gibi) belirlemeli ve bu konularda müsait zamanlarımızda çeşitli web sitelerinden okumalar, dinlemeler ve izlemeler yaparak dinlenme zamanlarımızı da öğretimimizin bir parçası haline getirmeliyiz.

Sonuç olarak; dil öğrenmede eğitim kurumları, yararlanılan kaynak gibi faktörlerden ziyade öğrencinin şahsi gayreti çok önemlidir. Başarının genel prensipleri metodlu çalışma, devamlılık ve azimdir. Tabii sahip olacağımız hedefler, kendimize çizeceğimiz vizyon da bizim sürekli ihtiyaç duyacağımız bir motivasyon kaynağı olarak olmazsa olmaz bir role sahiptir.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.