Yılın Son Günü Akla Gelenler!

Yılın Son Günü Akla Gelenler!

Öncelikle hepimiz için 2014’ün daha güzel , daha huzurlu, daha mutlu geçmesi, herkes için hayırlı olması temennisiyle başlayalım. Okumaya başladığınız yazım biraz gecikmeli olarak siteye kondu. Malümaliniz önceki iki yazım; ülkenin içinden geçtiği sıkıntılı döneme denk gelmesinden mi, kerametvari bir şekilde olayları tetiklemesinden mi bilemiyorum ama her seferinde tarihi sayılabilecek günlerde (17 Aralık, 24 Aralık) yayınlandı. Bugün de 31 Aralık, ylın son günü, yine bir problem çıkmasın, ülke karışmasın, bu arada benim okunma oranım da düşmesin diyerek biraz beklettim; ta ki Türkiye’ de 2014’e girildi, o zaman yayınlanabilir dedim.

Yılın son günü bile olsa ülkemizde hala saçma sapan şeyler olmaya devam ediyor. Olan bitene ülke içinden bakmakla dışarıdan bakmak da epey fark ediyor. Şu anda dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın dış politika ile biraz ilgili insanların Türkiye hakkındaki kanaatleri hemen hemen aynıdır; ülkede büyük bir yolsuzluk skandalı var. İşin içinde; bakanlar, bakan çocukları, bacanakları, kayınbabaları, üst düzey bürokratlar, alt düzey memurlar, işadamları vs her kesimden insan var. İhaleye fesat karıştırma, rüşvet, şantaj, ayakkabı kutusu, altın ticareti, kara propaganda, İran, TOKİ… ne ararsan var. Sadece rüşvet için verilen, iddia edilen miktarlar bile çok büyük, dudak uçuklatıyor.

Hükümet bu kötü duruma bütün medeni ülkelerdeki gibi el atacağına koruma-kollama politikası izliyor; emniyet ve bürokraside tayin ve tasfiye furyası başlattı; yargı ile kavgalı ve bütün bunlar işin ucunun çok daha yükseklere gittiğini gösteriyor. Evet; aynen böyle düşünüyor herkes. Ben yazıyı geciktirdiğim esnada ekranlara yansıyan son haber (Koza Altın’ın altın çıkarma izninin iptali) özellikle yurtdışında hepsinden daha vahim sonuçlar doğuracak gelişmelerden. ‘Özel teşebbüs, hür düşünce baskı altına alınıyor, aynı fikirde olmayan işadamlarının üzerine gidiliyor’  düşüncesinin akıllardan geçmesi bile dış yatırımcıların uzaklaşmasına, sermayenin kaçmasına, güvenin ciddi derecede azalmasına ve zincirleme bir çok olumsuz gelişmeye sebep olacak.

Gurbette bulunmanın zor taraflarından birisi de işte tam bu zamanlarda ortaya çıkıyor. Elin oğlu ülkenizde neler oluyor böyle diyor; sen de bir yandan ülkesini-devletini-milletini seven birisi olarak kötülemek istemiyorsun ama diğer yandan da olan biten rezilliği saklayamıyorsun. Ne diyelim, eskilerin çokça ettiği dualardan birine amin diyerek yeni yıla girelim; Allah başımızdakilere akıl, fikir, iz’an, insaf versin. Onları körü körüne takip edenlere de feraset ve basiret nasip eylesin.

Buralar, yani yaşadığım yerler yılın son günlerinde son derece hareketli ve şenlikli oluyor. 25 Aralık Çarşamba günü bütün ülkede Christmas olması dolayısıyla tatildi. Kasım ayının son haftasındaki Thanksgiving Day ile Aralık’taki Christmas’ı bazı yönleriyle bizim dini bayramlara benzetiyorum. Referansları ve çıkış noktaları itibarı ile değil sadece; normal tatillerde bile kapanmayan dükkanların epey bol olduğu ABD’de hemen her yerin tatil olduğu yalnız bu iki gün var. Ailelerin bir araya gelmesi, beraber yemek yenmesi de bizim bayramlaşmaları andırıyor. Ayrıca her iki günde de hediyeleşme çok önemli bir olay.

Hediyeleşmeden bahsetmişken bu iki güne bir de yeni yıl hediyelerini ekleyebiliriz. Bu yüzden Kasım ayının ortasından Aralık ayının sonuna kadar olan 1,5 aylık sürede yapılan alışverişler bütün bir yıl boyunca yapılanlardan çok daha fazla. Bir anlamda ekonominin kalbi yılın son 1,5 ayında atıyor diyebiliriz.

Thanksgiving yani Şükran gününde malumunuz hindi yemek adeti var. Tarihi bir olaydan yola çıkarak ama şükretme maksatlı (bu sebeple bize de sempatik gelen) bir anma günü aslında. Bu yıl Şükran Günü’nde yenen hindi sayısı yaklaşık 14 milyon olmuş. Bir yıl boyunca tüketilen hindinin % 22’si tek bir günde yeniyor. Olayın büyüklüğünü anlamak için zavallı hindilerden örnek verdim ama ne yaparsınız. Batıdan her şeyi almaya çalışan ama alma- taklit etme tarafını bile beceremeyen zihniyetin bir sonucu olarak olayın ‘hindi’ tarafını almış ama onu da gidip yılbaşına bağlamışız. Bir ara notu olarak hindiyi pişirmeyi çok iyi bildiklerini de bizzat tecrübelerime dayanarak ileteyim.

Hindinin İngilizce karşılığı ile ülkemizin adı da aynı olunca Şükran Günü’nde epey bir espiriye de malzeme olabiliyoruz. Neyse ki fazla ilerletmiyorlar da Amerika tarihine ‘bir hindi yüzünden olay çıkaran’ millet olarak geçmiyoruz.

Geçmiş yıllarda yaşı bizden büyük bir tanıdığımızın başına gelen bir hadiseden bahsetmiştim. Bir kavşakta sola dönmek için bekleyen abimiz kırmızı yanarken en önde bulunuyormuş. Beklerken gözüne ışıkların hemen yanında yazan tabeladaki yazı çarpmış, İngilizceyi yeni öğrenen birisi olarak yazıyı okumaya çalışıyormuş. Bu sebeple de yeşil yandığını biraz geç fark etmiş. Gecikmeli olarak hareket edip gideceği yola girince arkadan polis arabasının ışıkları yanmış. (Amerika’da ortada hiç gözükmeyen ama ne hikmetse hep böyle pis anlarda ortaya çıkan bir polis gücü var). Abimizi kenara çekmiş. O film sahnelerinde gördüğünüz gibi polis amcam sol taraftan yanaşmış. Neden yeşil yandığı halde geçmediğini sormuş. Abimiz çat pat soruyu anlamış ama o anda yeni İngilizce öğrenen bir Türk’ ün en çok yaptığı hatayı yapmış; yani olayı kendince açıklamaya çalışmış. Ancak dil yetersiz; “I am thinking” (düşünüyordum demeye çalışmış). Polis hem cevaptan hem aksandan karşıda bir yabancı olduğunu anlayınca nereli olduğunu sormuş. Soruyu anlayan abimiz o heyecanIa ‘ I am from Turkey’ diyeceğine ‘I am Turkey’ diye cevaplayınca polis kahkayı basmış ve eklemiş “ha şimdi anladım neden uzun düşündüğünü”.

Yılın bu dönemi benim de sevdiğim zaman dilimlerinden. Durun hemen atlayıp afaroz işlemlerine başlamayın. Sevmekten kastım farklı. Bahsi geçen adetlerden farklı olarak bu dönemde hemen herkes evinin dış tarafını süslüyor, ışıklandırıyor. Ortaya güzel, ilginç ve görülmeye değer şeyler çıkıyor. Hele California gibi bu mevsimde bile ılık havanın hüküm sürdüğü yerlerde yaşıyorsanız araba ile bir akşam turu yapmak, özene bezene süslenmiş evleri-binaları izlemek zevkli oluyor. İşin diğer bir tarafı bizde AVM denilen alışveriş merkezlerinde kiosk işleten, dükkanların arasında yer alan CART’larda satış yapan, hatta dükkanı olan çok sayıda Türk var. Bu dönem onlar için çok önemli. Bütün bir yıl boyunca bu zaman dilimini bekleyenler oluyor.  İşte sırf onların işleri iyi olacak diye de seviyorum. Benim halkım para kazansın; işlerini ilerletsin.

Ama bu dönemi sevmemin en önemli sebebi daha başka… Hemen herkesin ortak tatil zamanı olması dolayısıyla aynı duygu ve düşüncede olan insanlar olarak bir kısım arkadaşlarla bir araya geliyor, bir yandan ailelerle birlikte dinlenirken bir yandan da tefekkür iklimine açılmaya çalışıyoruz. Bu güzel adet senelerden beri yapılıyor ve doğrusu kendi ülkemizdeki benzerlerine göre çok daha geniş katılımlı, seviyeli ve uzun süreli oluyor. Bu senenin öncekilerden farkı; ülkemizdeki olaylarla aynı döneme denk gelmesi oldu. Ortak değerlendirmeler yapıldı, eller semaya toplu olarak ülkemizin ve milletimizin geleceği için kalktı. Çok hoş şeyler oldu.

İşte bu yazıyı yazarken tam da böyle bir programın son günündeydim. Beraber olduğumuz güzel insanlardan, ortamdaki maneviyattan, huzur dolu atmosferden ayrılmak her sene olduğu gibi bu sene de zor oldu. Darısı yapamayanların başına…

gezginabi@yahoo.com    

@Gezginabi

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.