Futbolun Yeni Rotası: MLS (Major League Soccer)

2016 MLS Super Draft ilk tur seçimleri Baltimore’da gerçekleştirildi. ‘Futbolda draft sistemi nasıl olur?’ sorularına büyük ölçüde cevap veren bir program oldu.

Spor pazarlaması konusunda dünyanın en iyisi olan Amerika Birleşik Devletleri, ABD Futbol Ligi için adapte ettiği draft sistemiyle dünya futbol kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı.

DRAFT SİSTEMİ NEDİR?

Bu sisteme göre 22 yaşını aşmamış oyuncular bir önceki sezon gösterdikleri performansa göre sıralanıyor. Ligin son sırasındaki takım ilk sıradan oyuncu seçme hakkına sahip oluyor. Eğer draft edilen oyuncu ihtiyaç duyulan bölgenin oyuncusu değilse diğer takımlarla takas yollu değişim yapılabiliyor.

Örneğin Chicago Fire birinci sıra seçim hakkını Wake Forest’in başarılı orta saha oyuncusu Jack Harrison’dan yana kullandı. Jack Harrison, Chicago Fire atkısını sadece on beş dakika takabildi. Harrison, Klinsmann tarafından sürpriz şekilde Milli Takım kampına davet edilen dördüncü sıra draftı Stanford’lı Brandon Vincent ile takas edilerek New York City FC oyuncusu oldu.

Georgetown oyuncusu Joshua Jaro da Colorado tarafından ikinci sıradan draft edilmesine rağmen takas yolu ile Philadelpia’lı oldu. Dördüncü sırada ise Brandon Vincent-Jack Morrison takası yaşandı.

Tüm takım yöneticilerinin aynı salonda kavga dövüş etmeden güle oynaya draftı değerlendirmesi takdire şayandı. Bu yılki seçimler önemli ilklere de sahne oldu. Wake Forest’ın, tarihinde ilk kez birinci sırada oyuncu çıkartması ve Harrison’un 15 dakika içinde takasta kullanılmasının yanında, draftı ilginç kılan bir diğer olay ise ilk on sıra oyuncularının altısının Amerika dışı doğumlu olmasıydı. Bu oyuncular ve doğdukları ülkeler şöyle:

1.Sıra: Harrison, İngiltere
2.Sıra: Jaro, Gana
5.Sıra: Holness, Jamaika
6.Sıra: Herbers, Almanya
7.Sıra: Laryea, Kanada
9.Sıra: Endoh, Japonya.

Futbolun yeni rotası artık yavaş yavaş MLS olma yolunda. Kaka, Thierry Henry, Drogba, Keane, Dos Santos, Gerard, Lampard, Pirlo, David Villa, Shoun Wright, Martins gibi yıldızlar seçimini ABD Futbol Ligi MLS’ten yana kullandı.

Son olarak Ronaldo’nun MLS’deki gelişime dikkat çekip buraya gelebileceğini açıklaması da önemliydi. Hatta Klinsmann, Beckham, Maldini, Del Piero ve Hakan Şükür’ün futbolculuk sonrası yaşamak için Amerika’yı seçmesi, ABD Futbol Ligi yetkililerinin ‘MLS’i 2022 yılında dünyanın bir numaralı ligi yapma’ yolundaki hedeflerinin gerçekleşme ümidini artırıyor.

2016 yılında MLS takımlarının nasıl bir yol izleyeceği gerçekten merak konusu. Yıldız oyuncularla sükse yapan takımların aksine 2011’de ilk kez MLS’de boy gösteren, Diego Valeri ve Fanenda Adı gibi sıradan yıldızlarla birlikte 40 yaşında kolej takımı hocalığından MLS’e geçen Gavin Wilkinson yönetimindeki Portland’ın 2015’i şampiyon olarak kapatması tüm MLS takımlarını düşünceye sevk etti.

MLS’in tanıtımı için vazgeçilmez olan yıldız transferlerine devam etmek mi yoksa seyircisi, şehri, oyuncusu ve koçuyla bir kolej takım havası oluşturup şampiyonluğa odaklanmak mı? Bence her ikisi de dengeli bir şekilde devam etmeli. Ömrümüz vefa eder de görürsek 2020’li yıllarda MLS, İngiltere Premier Ligi’nin papucunu dama atacak gibi görünüyor.

Nisan ayında başlayacak olan 2016 ABD Futbol Ligi’ni dört gözle bekliyorum.

Write a comment

1 Comment

  1. Mert January 28, 22:53

    Basketboldaki draft sistemi cok verimleri sonuclar veriyor da bakalim futboldaki uygulamasi nasil olacak?

Only registered users can comment.