Dev şişirmeye devam

2016 Rio Olimpiyatları tamamlandı.

Olimpiyatları 80 milyonluk nüfusu ile olimpiyatlara defaatle aday olmuş bir ülke olarak, 1 altın, 4 gümüş, 3 bronz madalya ile tamamladık.  Sonuçta güreş hariç tüm branşlarda hayal kırıklığı yasadık. Üstelik 100 milyon dolara yakın harcanan devşirme sporculara rağmen.

Olimpiyatlara katılan sporcularımızın %65’i (70 sporcu) devşirme sporculardan oluşuyordu. Bunlardan sadece 400 metre engelli de bir bronz, güreşte ve halterde bir gümüş kazandık.

Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin tek başına 9 altın 5 gümüş ve 7 bronz madalya kazandığını düşünürsek durumun vahameti daha çok ortaya çıkıyor.  Stanford Üniversitesi’nin de 27 madalya aldığını söylemek dahi istemiyorum.

Eğitim ile sporun beraber götürülebileceği bir sistemi üretemeyen ülkemiz, popülist politika ve devşirme yöntemi ile madalya elde etme yoluna gitmiş, bu da fiyasko ile sonuçlanmıştır. Öyle veya böyle kendimizden söz ettirmeyi yine de başarıyoruz. Kendi öz çocukları dışında devşirme sporcusu daha çok olan başka ülke takımının olmaması olimpiyatlarda bizim konuşulmamızı sağladı!

Size daha komik bir şey söyleyeyim. Anayasamızın 59. Maddesi; “Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur” diyor.

Benim ki de laf hangi Anayasa dediğinizi duyar gibiyim.  3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel müdürlüğünün hakkında ki kanuna bakarsanız daha neler neler ile karşılaşırsınız.

Şimdi bu başarısızlığın faturası kime çıkacak? Tabi ki başarılı olma durumunda ortalara çıkıp mikrofon mikrofon konuşan federasyon başkanları ve Spor Bakanımıza. Tamam gülmeyin. Bir an Türkiye’den bahsettiğimizi unuttum. Kandırıldık deyip işin içinden çıkarız.

Biz avutulmaya, siz kandırılmaya, sporseverler de bedel ödemeye alıştık artık.

İşe yaramayacağını biliyorum ama reçeteyi ortaya koymakta fayda var

1- Federasyon seçimlerinde, siyasetin gölgesinden uzakta yönetim kurullarının kendi inisiyatifleriyle başkanlarını seçmesi.

2- Devletimizin Anayasa, kanun ve yönetmeliklerinin gereğini yerine getirip amatör sporcularımıza destek olması.

3- Harika tesisler yapıldığı gibi buralarda üst düzey spor yapabilecek gençlerin yetiştirilmesi ve bunlara destek olunması.

4- Derhal üniversitelere atletik departmanların kurulması zorunluluğu getirip, sporcu bursu ile üniversitelerde okunmasının önünün açılması.

5- Hiçbirini yapamıyorsak olimpiyat sporcularımıza veya aday sporcularımıza yurt dışı üniversite eğitimi ve spor bursu imkanının sağlanması gerekmektedir. Sayıları 17 milyonu bulmuş orta öğretimlerde beden dersleri haftada bir değil her gün olması ve bu derslere spor branş öğretmenlerinin girmesi.

Aslında bunları yazarken bile vakit, düşünce ve sayfa israfı yaptığımı düşündüm birden! 2020’den sonra benzer yazıların yazılacağını görür gibiyim. Her şeyi şişirmeye, sporcuları devşirmeye devam TÜRKİYE!

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.