Türkiye ‘selfie’ çekiyor!

Türkiye ‘selfie’ çekiyor!

Herkes kendi kendinin fotorafını çekme yarışında. Adeta en iyi ‘selfie’ çekme müsabakası var! Zaten bu iş geçen yıl o kadar sevildi ki,  ‘selfie,’ 2013 Oxford internet sözlüğünde yer almayı başardı ve derken ‘senenin sözcüğü’ olmaya da hak kazandı. Bugünlerdeyse herkes selfie çekip sosyal medyada paylaşarak bu fenomenin bir parçası olabilme çabası içinde. Bu fotorafların  fotoraf sanatı açısından değerli olup olamayacağı tartışmalarını fotoraf sanatçılarına bıraktım ancak ne kadar popüler olduğu aşikar.

Dürüst konuşmak gerekirse eskiden ‘selfie’ler bana yalnızlık hissi veriyordu. O fotoraflara bakarken fotoraftaki kişinin yanında, yaşadığı anın mutluluğunu  paylaşacak kimse olmadığı için bu çareye başvurduğunu düşünüyordum. Yani ‘selfie’ bir nevi o çaresiz, buruk mutluluk anının şahidi oluyordu.

Ama artık yeni çıkan ‘grup selfie’ çılgınlığı bu duyguyu silip aldı benden. Bu yıl 86’ncısı düzenlenen Oscar Törenleri’nde sunucu Ellen DeGeneres’ in 12 ünlü ile olan selfie’sini Twittter’da paylaşmasının ardından, henüz tören bitmeden fotoraf 2 milyon kere paylaşıldı tekrar tekrar.  Tabi şimdilerde  grup ‘selfie’ çekme modası var mecburen!

Maalesef, 21’nci yüzyılda bireyselliğin önplana çıkması ile insanlar daha vurdum duymaz, daha gamsız ve duyarsız oldu. Dönüp kendi ruhlarının kuytularını yoklamaktansa başkalarını izlemekle meşgüller. İşte bu yüzden aslında ‘selfie’ çekmek önemli. Zira kamerayı başkalarına değil de, kendimize çevirdiğimizde kendimizi daha net görme şansına ulaşıyoruz. Hem de kolumuz uzunluğunda bir mesafeden çekilmiş bir ‘selfie’, daha iyi görünebilmek için normal bir kamerada, bir fotorafçı tarafından çekilmiş bir fotoraf kadar şans tanımıyor bize. Büyüklerin dediği gibi ‘umduğumuzla değil bulduğumuzla’ avunuyoruz.

Türkiye de geçen Mayıs’tan beri, tüm dünyada, sosyal medyayı sarsan poz poz selfie’ler çekiyordu. Bu fotoraflar aslında ülkemizde bir çok şeyin bizim sandığımız gibi olmadığını açıklıkla ortaya döktü. Hele de 17 Aralık’ta etrafa saçılan ve ardı arkası kesilmeyen yolsuzluk haberleri ile Türkiye bu selfielerde bambaşka bir görüntü sergiler oldu!  O gün bugündür, ülkemin zaten henüz tüm problemlerini aşamamış olan sıkıntılı demokrasisinin ağır ama emin adımlarla diktatörlüğe yöneldiğine, özgürlükler açısından bakılınca , insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda Çin, Suudi Arabistan, İran ve Kuzey Kore ile aynı ligde yerini alma yolunda hızla ilerlediğine tanık oluyoruz.

Geçen 10 yılda, çoğumuz Türkiye’nin geliştiği ve ekonomik bir dönüşüm yaşadığı konusunda samimiyetle ikna olmuştuk.  2011’de, Arap ayaklanmaları baş gösterdiğinde, Türkiye, ticaret  ve diplomasi açısından çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak bölgedeki diğer ülkelere model gösterilerek uluslararası platformda da önemini perçinliyordu. Ancak ne var ki, geçen Mayıs’tan buna yaşananlarla uluslar arası arenada, on yılda yaptığı tüm olumlu etkiyi son altı ayda kaybetti . Şimdi bir çok yatırımcı nefesini tutmuş, dehşetle Türkiye’deki değişimin nereye varacağını izliyor.

Öte yandan, Türk toplumu ahlaki olarak da yalpalıyor! Gezi süreci ile başlayan toplumsal değerlerdeki çöküş, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk haberleri ile tavan yaptı. İnsanların dine, devlete ve en kötüsü birbirlerine olan güveni sarsıldı. Toplum olarak ortak aklımızı, şuurumuzu ve sağduyumuzu yitirmiş durumdayız. Tahammülümüzü de bilinmeze uğurladık. Kutuplaşma, ötekileştirme ve hoşgörüsüzlük katlanılamaz boyutlarda. Oysa, güçlü bir demokrasi toplumu olarak varolabilmemiz için bütünleşmeye dolayısıyla en çok da kaybettiklerimize ihtiyacımız var.  

Belli ki bu derin yaraların sarılması, acıların dinmesi uzun vakit alacak. Bu süreçte çekilen ‘selfie’ler önemli. Zira bir kez daha gösterdiler ki, her birey önemli. Toplumsal refah ve uyum için her bireyin farklılığına saygı, ödün verilemez bir gereklilik. Güçlü bir demokrasi için insanlar birbirine şüphe ile bakmak yerine, farklılıklarından bir şeyler öğrenmeyi denemeli.

Bugün Türkiye yerel seçime giriyor. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde hiç bir yerel seçim bu kadar önemli olmamıştır. Hiç bir yerel seçime bu denli gergin ve şüphe dolu girilmemiştir! İşte yeni bir ‘selfie’ çekiyor. Zira,  sadece  yeni  belediye başkanlarını seçmiyor;  ülkenin yönetim şekli ve yönetenlerin tarzı ile ilgili ciddi bir referanduma da gidiyor.

Bakalım sonuç ne gösterecek ve beraberinde neler getirecek! Bekleyelim görelim… Dileğimiz kazananı demokrasi, özgürlük ve adalet olsun. Sonuç her olursa olsun Türkiye için hayırlı ve uğurlu olsun!…

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.