Berlin Duvarı’ndan güvenlik duvarına

İnternet çıktı çıkalı dünya küçüldükçe küçülüyor. Sağladığı kolaylık günden güne daha da vazgeçilmez hale geliyor. Memleketten 10 bin kilometre uzakta yaşarken internet sayesinde adeta tüm sevdiklerimize sadece bir tık mesafesi yakındayız hissini yaşamak son derece yatıştırıcı ve teselli edici.

Öte yandan, büyük resimde iletişimin en etkin yolu haline gelen internetin, bilgi ve fikirlere eşit erişim sağlaması yönüyle tüm insanlık için önemi yadsınamaz. Topluma eşitlik, adalet, şeffaflık ve ifade özgürlüğü getirmesi açısından hayatımızda benzersiz yeri doldurulamaz.

Oysa, şimdi Türkiye’de düzenlemesi süren 5651 no’lu yasa tasarısına göre internete garip sınırlamalar geliyor. Mesela yeni düzenlemeye göre, Ulaştırma Bakanı gerek görürse sosyal medyadan istediği içeriği kaldırabilcek! Taslak kanuna göre Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ile Telekomünikasyon İletişim Bakanlığı (TIB)’na internet hizmet sağlayıcıları üzerinde tanınacak kontrol gücü, hükümetin yargı onayı olmadan verilere erişimine imkan sağlayacak. Taslağa göre kullanıcıların online bilgileri iki yıla kadar saklanacak ve talep edilmesi durumunda Ankara’daki yetkililere verilecek. Yetkililer, yasadışı olduğu ya da gizliliği ihlal ettiğini düşündükleri online içeriğin herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın saatler içinde kaldırılmasını isteyebilecek.

İstanbul ve New York barolarına kayıtlı Bilişim Hukuku Uzmanı Avukat Burçak Ünsal, durumun ne denli endişe verici olduğunu şu şekilde açıklıyor: “Bu yasa tasarısı ile internette şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir sansür uygulaması söz konusu olabilir. Bu, kullanıcıların internete erişiminin de bir ölçüde kısıtlanması demek” diyor ve ekliyor “Belirli bir içeriğe erişimi engellemek için mahkemelere yetki veren spesifik bir URL tanımı yok. Bu sadece bir beyan. Böylece mahkemenin tercihine göre  bütün bir  platformu engellemesi mümkün olacak. Ayrıca, Demokrasi ve Adalet Gönüllüleri temsilcisi  olan Ünsal, “Türkiye, dijital ekonomi,temel insan hakları ve  AB düzenlemeleri ile uyumluluğunu geliştirmek için 5651 no’lu yasayı değiştirme fırsatını maalesef ters  yönde kullanıyor.” diyor . Bu değişikliklerin yasalaşması durumunda, ifade özgürlüğü, haber alma ve internet yatırımlarına erişimin çok olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.

Öyle görünüyor ki, Türkiye adeta sansür meraklısı Çin olma yönde hızla ilerliyor. Öte yandan, Başbakan Erdoğan’ın, çok sayıda destekçisine uzanan ve yönetimi sarsan yolsuzluk skandalı ile boğuşurken hükümetin internet üzerindeki denetimi artırmanın yollarını araması dikkat çekiyor. Financial Times yazarlarından Daniel Dombey makalesinde, internete sansür getirme gayretinin Türkiye’nin yolsuzluğu örtbas etme çabasının sadece bir parçası olduğunu iddia ediyor. “Bazı eleştirmenler yasama inisiyatifini kontrol edebilmenin  hükümetin genel eğilimi olduğunu söylüyor çünkü Başbakan Erdoğan’ın kendi oğlu Bilal da dahil olmak üzere dört eski bakan ve çevresinin  yolsuzluğun parçası olduğuna inanılıyor. Bu sebeple Başbakan soruşturmanın önünü kesecek her şeyi yapmaya çalışıyor.” diyor.

Tabi son durum Washinton’da da endişeleri artırıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki, Obama yönetiminin Erdoğan hükümetine yönelik hayal kırıklığı yaşadığını  ifade  ettiği açıklamasında “. Biz ABD olarak Türk halkının arzu ettiği yasal sistemden yanayız… Hukuk karşısında kimse kimseden üstün olamaz kamuyu ilgilendiren  davalarda kimseye ayrıcalık gösterilemez” dedi. Psaki, “Endişelerimizi direk özel olarak bildirdik, kamuya yönelik açıklama yaptık ve bunu sürdüreceğiz” diye konuştu.

Sansür izolasyon demek. Ablukaya almak demek. Aynı ülkeleri duvarlarla ayırmak gibi… Berlin duvarını hatırlayın… Türk hükümetinin anlaması gereken şu: Soğuk Savaş bitti ve ‘duvar’ yıllar önce yıkıldı. Kendi gücünü kullanarak ülkesini bu tür izolasyonlara maruz kılanlar sadece Kuzey Kore gibi ülkeler.

Berlin Duvarı’nı parçalayabilecek kadar güçlü olan insan zihni, internetin güvenlik duvarını yıkacak yolu da bulacaktır. Hükümetler internete filtre koyabilir ancak o filtrelerle insanların zihinlerini prangalayamaz ve ifade özgürlüğünü ellerinden alamaz!

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.