İsmailağa, Mahmut hocaefendi ve kumpaslar!

12 Eylül 1980 darbesi ile asker yönetime el koymuş! Olağanüstü  hal var! Tanklar, sokakları tutmuş! Kuş uçurulmuyor! Ama o da ne? 1982, 5 Temmuz’unda ülke İstanbul’da işlenen bir cinayeti ve bir cemaati konuşuyor! Üsküdar Müftüsü, kafasına 5 kurşun sıkılarak öldürülmüş!

Polis, katillerin peşine düşeceğine ilk iş olarak, İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nu gözaltına alıyor! İddiaya göre, Mahmut hocaefendi, cemaatin faaliyetlerini engelleyen müftü Hasan Ali Ünal’ın öldürülmedine fetva vermiştir! Tutuklanan hocaefendi hakkında idam isteniyor!

Dava, 3 Aralık 1984’te İstanbul 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde başlıyor. Ustaosmanoğlu ile birlikte yedi kişi, “tasarlayarak devlet memurunu öldürmek ve öldürmeye iştirak” suçundan idam istemiyle yargılanıyor! Cinayeti asıl işleyen kişinin (Hamza Akdağ) İran’a kaçtığı belirleniyor! Dava sonucunda Mahmut hocaefendi beraat ediyor.

12 Eylül, Mahmut efendinin peşini bırakmıyordu. Bu sefer 1985’te, bir vaazı bahane edilerek, “laikliğe aykırı hareketten” gözaltına alındı. 15 yıl hapsi isteniyordu. 4 Aralık 1985’te DGM’de görülen son duruşmada beraat çıktı.

28 Şubat sürecinde de Mahmut hocaefendi hedefteydi. 18 Mayıs 1988’de damadı Hızır Ali Muratoğlu, camide bir cinayete kurban gitti! 8 yıl sonra ise (4 Eylül 2006) cemaat yeni bir cinayetle daha sarsıldı. İmam Bayram Ali Öztürk, sohbet ederken bıçaklanarak öldürüldü. Katil, cemaat tarafından engellenmeye çalışırken  çıkan kargaşada hayatını kaybetti!

Bu iki cinayet de şüpheliydi! Aydınlatılamadı!

Mahmut Efendi ve İsmailağa Cemaati kamuoyunun gündemine nasıl geliyordu?

Olağanüstü dönemlerde masa başında üretilen yalan ve iftiradan ibaret binlerce haber çıkıyordu! Psikolojik harekatın parçası medya aracılığı ile İsmailağa cemaati karalanıyordu!

İsmailağa’nın açtığı Kur’an kursları, cemaatin yoğun olduğu Çarşamba gibi semtler, kadınların giydiği kıyafetler hep bir “tehdit ve tehlike” algısı oluşturmak için gündeme getiriliyordu. Örneğin Milliyet, (11/9/2006) manşetten “İşte cemaatin gökkafesi” manşeti ile Fatih’te inşaatı tamamlanan Kur’an kursunu haber yapmış! 720 öğrenci kapasiteli kurs, 8 katlı ve kaçakmış! Binanın yıkılması isteniyordu!

Kara propaganda

7 Haziran 1998 tarihli  Milliyet gazetesinde istihbarat raporlarına dayanılarak, “cemaatin sadece İstanbul’da 500 bin, Türkiye geneli ise 1 milyonu geçen  mensubu var” deniyor! Habere göre; cemaat Almanya’da çok güçlü! İstanbul’un dışında cemaat Trabzon, İzmit, Adapazarı, Çorum, Yozgat, Kayseri, Balıkesir, Bursa, Edremit ve Gönen’de örgütlenmişler! Daha çok Kur’an kursları, camiler faaliyet alanı!

Kara propaganda makinesi gazetelerde, Mahmıut efendi hakkında, “modern hayata kökten karşı” deniyor! Ahmet Ünlü için ise, “Üç eşi var, müritlerinin karyolada yatması, eve televizyon almaları yasak, İstanbul, Adapazarı ve İzmit’ten sorumlu’ cümleleri dikkat çekiyor!

9 Ocak 1997, Milliyet’te korkunç bir iftira var! “Tarikatların gizli yüzü’ yazı dizisindeki başlık; “Kız kıza aşklar” İsmailağa cemaatinde, “lezbiyenlik var” iddiası ortaya atılıyor!

Herhalde Hizmet Hareketi’ni yalan ve iftiralarla kimler karalıyor, kimler tuzak kuruyor; en iyi bilecekler, geçmişte bu saldırılara az buçuk maruz kalanlardır!

Neden susuyorlar? Tarihi gerçekler ışığında ayrıca analiz edilmelidir!

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.