Gazetecilerin yalnızlığı!

Cumhuriyet, tutuklu gazeteci Mediha Olgun’un 24 yaşındaki oğlu Arda Karaca ile görüşmüş. Bir büyük hayal kırıklığı dikkatimi çekti.

Mavi Marmara’ya binen ve dönüşünde kahramanlar gibi karşılanan annesinin tutuklanmasına tepkilerin ne kadar yetersiz kaldığını şu cümlelerle anlatıyor: “Annem milyonların koşup karşıladığı bir insanken şimdi bu haldeyiz. İnsanlardan, ‘ biz bu insanı tanıyoruz’ diyerek destek olmalarını beklerdim. “

Aynı hayal kırıklığı toplumun cadı avına uğrayan her kesiminde var. Bunun elbette tahlili enine boyuna yapılabilir. Ama sebeplerden biri şu olmasın?

O günkü Cumhuriyet’e baktım. Sürmanşette Silivri’de tutuklu Cumhuriyet yazarlarının fotoğrafları vardı. ‘220 gündür özgürlüklerinden yoksunlar’ başlığı ile yazarlarına sahip çıkıyordu! ( 7 Haziran) 

Sözcü ise kendi iki çalışanın fotoğraflarını yayımlamış ve  altına; ” Bugün on iki gün oldu… Gökmen ve Mediha’yı bekliyoruz.” yazmıştı. Yeni Asya, benzer bir kampanyayı “Nur’a özgürlük” başlığı altında sürdürüyor! 99 gündür muhabirleri tutuklu. Üç gazetede de içerik aynıydı. Hukuksuzluklar sıralanıyor, uzun tutukluluğa isyan ediyorlar. Gazeteciliğin yargılandığını dile getiriyorlar!

Aynı gün aralarında Zaman çalışanlarının bulunduğu 13 kişi hakkındaki iddianame tamamlanmış ve her bir gazeteci için 2 şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmişti!  Zaman, Bugün ve Samanyolu çalışanları toplam 200’ün üzerinde gazeteci ise, Cumhuriyet, Yeni Asya ve Sözcü yazarlarından daha uzun süredir hapiste ve onların seslerini duyuracak bir mecra da yok! Hepsi kapatıldı! 

Muhalif görülen gazeteler ise, bu davaları umursamıyor! Hukuk ihlalleri görülmüyor! Hatta Yeni Asya dışındakiler, hizmet hareketini yok etme operasyonlarına iktidar ağzı ile yaklaşıyor!  Oysa Kadri Gürsel gibi Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşler de aynı cadı avının kurbanı. Mediha Olgun gibi genç Büşra Erdal da özgür kalmalı değil mi? Nasıl ayrım yapılabilir? 17 bin kadın, 560 bebek zindanda. Bu cinayeti görmeyene gazete denir mi? 

En baştan, demokrasi ve hukuka sahip çıkılabilseydi, karşıt görüşlerin de fikir ve ifade özgürlüğü savunulabilseydi dikta rejimi bu kadar kolay inşa edilebilir miydi? Herkes kendi mahallesinin derdinde olunca, iktidar kasabı, sırayla her gazeteyi boğazladı! Sesler bir bir kısıldı. Yakında farklı seslerin hepsi susturulacak! Genç Arda’nın yalnızlığı maalesef daha da derinleşecek!

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.